Bir Yunusun Dostluğu

55 6 0
                                    

"Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir "

Kızılderili Atasözü

Suyun yirmi metre altında yapayalnızdım. Buraya tek başıma gelmemem ve tek başıma dalmamam gerektiğini biliyordum ama bu konuda oldukça yetenekliydim; o yüzden şansımı denemek istemiştim. Deniz dalgalı değildi, aksine oldukça sakin, ılık ve berraktı. Birden kramp girdiğinde ne kadar büyük bir aptallık ettiğim kafama denk etti. Çok fazla paniğe kapılmamıştım ama modeme giren kramplar beni iki büklüm bir hâle sokmuştu. Batmaya başlıyordum ve giderek daha da korkmaya, paniklemeye başladım. Belimdeki kemeri çıkarmak istedim ama öyle bir şekil almıştım ki bir türlü doğru kancayı bulamadım. Kolumdaki saate baktığımdaysa, yüzeye çıkabilmek için çok fazla zamanımın kalmadığını gördüm. Tüpteki oksijenim bitmek üzereydi. Karnıma masaj yapmayı denedim. Üzerimdeki kıyafette bir sorun yoktu ama yine de bir türlü kramp giren kaslara ulaşıp da kendimi rahatlatamıyordum.

Kendi kendime, 'Hayır, böyle olamaz. Daha yapacak çok şeyim var,' diye söyleniyordum. Kimse burada olduğumu bile bilmiyordu. Öldüğümden haberleri bile olmayacaktı. Kafamın içindeki ses, 'Lütfen! Biri bana yardım etsin,' diye çırpınıyordu.

Bu yaşananlara hazır değildim. Tam o sırada sırtımdan dürtüldüğümü hissettim. 'Eyvah köpek balıkları!' diye düşünüp korkuyla doldum. O kadar çaresizdim ki... Beni koltukaltlarımdan yukarıya doğru itmeye çalışan bir güç vardı. O sırada arkama döndüm ve gördüğüm en güzel gözlerle karşılaştım. Resmen bana gülümsüyorlardı. Bu gördüklerim bir yunusun gözleriydi. O bakışlarla karşılaştığım andan itibaren güvende olacağımı biliyordum.

Yunus kafasını kolumun altına yerleştirmiş, beni yüzeye doğru itiyordu. Yüzeye yaklaştıkça mide kramplarım da hafiflemişti. Kendimi güvende hissettikçe rahatlıyordum.

Sonunda yüzeye vardığımızda beni sahile doğru itmeye başladı. Sığ sulara ulaştığımızda yunusu bıraktım ve onu biraz geriye doğru ittim. Orada öylece durmuş benim güvenli bir şekilde kıyıya ulaşmamı bekliyordu.

Kıyıya varıp, üstümdekileri çıkardıktan sonra tekrar denize, yunusun yanına gittim. Artık kendimi oldukça iyi hissediyordum. Bunun tadını çıkarabilmek için orada yunuslar oynamaya başladım. Suyun altına girdiğimde beni buraya taşıyan yunusun yalnız olmadığını gördüm.

Bir süre sonra beni tekrar bıraktığı yere getirdi ve geriye arkadaşlarının yanına döndü. Çok yorulmuştum, kıyıya ulaştığımda yere yığılmak üzereydim. Sonra uzaklardan dönüp bana baktı. O sırada hayatım gözlerimin önünden geçiyordu. Bu yunus bana hayatımı hediye etmişti. Son kez bana doğru dönüp, bir ses çıkardı ve arkadaşlarının arasına karıştı.

****************
Duygulandım be bu ne tatlı bir hayvandır. İyi ki varlar iyi ki varsınız

Manolya Kokulu HikâyelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin