"Acı veriyorsa geçmiş; geçmemiş demektir."Murathan Mungan
Ne zaman kendimi kötü ya da yalnız hissetsem, beni kendime getiren galerime kitlerim kendimi. O öyle bir galeri ki; benim için dünyanın en güzel sanat eserleri vardır içinde. Belki içinde Da Vinci'nin 'Mona Lisa'sı yok ya da Van Gogh'un 'Ayçiçekleri' adlı tablosu. Ama bu eserlerin hepsi benden ve bunlardan daha değerli.
Bu galerimi yapmaya üniversite diplomamı aldığım gün başladım ve o günden beri de bütün her şeyi bu dikdörtgen çerçevelere yerleştirip, duvara astım. Hayattaki bütün başarılarımı. Ve kendimi ne zaman yalnız hissetsem...
Gittiğim her yere götürdüm galerimden en güzel parçaları. Onlarsız kendimi daha yalnız ve kötü hissediyordum çünkü. İş gezileri, evden uzak geçen tatiller ya da kısa zamanlı yurtdışı tatilleri. Her zaman çoğu yanımdaydı.
Şimdiyse yine yanımda hepsi. Bu ilk eserim, büyük kızımın düğün fotoğrafı. Yanındaki de küçük kızımın düğünü. Bu diplomam kadar özendiğim ilk torunum Anna'nın ilk dişini çıkardığı günkü fotoğrafı. O da Anna'nın ilk eseriydi ve bu duvarda olmayı gerçekten hak ediyor. Hâlâ bu fotoğraftaki gibi güler...
Sonra sırayla diğer torunlarım; Stephen, Ellie ve Daisy... Ve bir türlü evlenmeyen oğlum Don. Onun da bu kadar kız arkadaşı fotoğrafı vardır hafızasında. Ama benim hâlâ evleneceği konusunda umudum var. Umarım o günleri görebilirim dünya gözüyle ama zor... Ve hepsinin üzerinde kocam Henry'nin fotoğrafı var.
1953'te çektirmişti bu fotoğrafı. Biz tanıştıktan tam bir yıl sonra. Ve dudaklarının üzerindeki o ince bıyığını ölene kadar hiç kesmedi. Beni ne zaman öpse zımpara gibi batardı yanağıma ama bunu ona asla söyleyemedim. Keşke şimdi yanımda olsa da batsa bütün yanaklarıma...
Geçen yılın Ağustos ayından beri, yani hafızam beni yanıltmıyorsa tam on altı aydır şimdiki odamın duvarlarına yerleştirdim en değerli eserlerimi. Her sabah, güneşin ilk ışıklarıyla kalkıp, hepsinin tozlarını tek tek alıyorum. Hepsini tek tek düzeltiyorum simetri hastalığımın bir yansıması olarak. Bazen bu işleri Mitchel yapar, sabahları ben ilaçlardan dolayı uyanamazsam. Bu aralar daha çok ilaç kullanmaya başladım.
Ben ne zaman kendimi kötü ve yalnız hissetsem, hep bu çerçevelere bakarım. Hepsiyle konuşur, yalnızlığımı unutmaya çalışırım. İçimden bir ses ne zaman bu çerçevelere baksam, "Sen asla pes etmezsin. Bu fotoğraftaki insanlar için şimdi de başarmalısın!" diyor.
Ben şimdi geçirdiğim üç kanser ameliyatından sonra hayatta kalmayı başarmaya çalışıyor, kaldığım huzur evine getirip, odamdaki dolabın yanına astığım bu fotoğraflara bakıyor; hem yalnızlığımı unutmaya çalışıyor hem de bu 'Hayat Galerisi'ndeki eserlerimin bana güç vermesini diliyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/165218278-288-k166610.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolya Kokulu Hikâyeler
Short StoryUmudunu yitirme, Şu hayatta bir şeyin bitişi her zaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur.