#Sancak ve Erdal Toprak- Canımdan Can Aldı
"Acı insanı değiştirir..."
Hastane kapısında oturan Jungkook, tükenmişliğin zirvesini yaşıyordu. Daha fazla başına ne gelebilirdi ki?
Feray'ı içeride sessizce uyuyordu. O ise burada beklemekten başka birşey yapamıyordu. Bu onun için bir acıyı adeta. Belki de Feray'ı pes etti. Belki onu asla hatırlamayacak... Jungkook bunları düşündükçe deli oluyordu.
Kalkıp duvarları yumruklamak, kalkıp Eren'i öldürmek istiyordu. Ama yapamıyordu. Dayanamıyordu artık. Gerçekten kendini yorgun ve mahvolmuş hissediyordu.
Senin odanın kapısından doktor çıktı. Jungkook sadece kafasını çevirebildi. Üyeler doktorun etrafına toplanmıştı bile.
"Durumu konusunda söyleyeceklerim; belirsiz. Beyin kendini tamamen dış dünyaya kapatmış durumda. Bitkisel hayata geçme yüzdesi çok yüksek. Bileğinin durumu konusunda, alçıya aldık sorun yok. Bedenine enjekte edilen ilaç gerçekten kuvvetli bir ilaç. Etkisini çok hızlı gösteriyor. Bu yüzden serum yolu ile ilacı vücudundan atması için başka ağır bir ilaç ile müdahale ediyoruz. Böylece ilacı atacak ve kendine gelecek. Umuyoruz ki iyi olur. Geçmiş olsun."dedi ve yanlarından ayrıldılar. Üyeler homurdanarak eski yerlerine oturdular.
Jungkook daha da kötü olmuştu. Kendini her an bayılacak gibi hissediyordu.
Olduğu yere yayıldı. "Jimin?"diye seslendi koltukta üzgünce oturan Jimin'e.
"Efendim Kook?"dedi Jimin.
"İçeri girmek istiyorum."dedi Jungkook yorgunlukla.
Jimin oradan uzaklaştı. Köşeyi döndü ve gözden kayboldu. Jungkook gözlerini kapattı. Kendini berbat hissediyordu. Senin bileğini gördüğü an deli olmuş, ama seni üzmemek için bir şey dememişti. Gözlerinin önünde hafızanı kaybediyordun. Bu Jungkook'un bittiği son andı. O andan sonra artık gerçekten mahvolmuştu.
Bir beş dakika sonra Jimin geri döndü. Jungkook'a doğru ilerledi. "Girebilirsin. Maksimum on dakika durabilirsin."dedi Jimin ve elinde getirdiği kıyafetleri Jungkook'a uzattı. Jungkook zar zor ayağa kalktı ve kıyafetleri üstüne geçirdi.
Odaya girdi. Kapıyı ve pencereleri kapattı.
Yanına ruhsuzca uzandı. Kafasını kalbine koydu ve sesi dinlemeye başladı. Serum takılan elini tuttu ve avuç içini çevirip işaret parmağı ile daire çizmeye başladı.
"Bir kız vardı. Gülünce yüzünde çiçekler açan. Bir kız vardı, acılara göğüs geren, sevdikleri için kendini feda eden. Bir kız vardı. Kocasını seven. Kocası da onu çok severdi. Sonra bir gün kızın başına gelenler, hafızasını resetlemesini sağladı. Kocası parçalandı ruhen. Karısı hastalandı ve gözlerini uzun bir süreliğine kapattı. Kocası tükendiğini hissetti. Sonra o kızın kalbi atmaya başladı. Gözleri aralanmadı ama kalbi attı. Bu sevdiği adam için bir umuttu. Sevdiği adam uçurumdan düşerken tutunduğu bir dal buldu. Tutundu. Esen rüzgara karşı koydu. Sevdiği kadın... Ah... Sevdiği kadın gözlerini açmadı. Genç adamın umutları tükendi, tükendi. Adam tutunduğu dalı bıraktı ve kendini aşağı bıraktı... Sevdiği kadın hala uyuyordu. İşte sana dünyanın en acı verici hikayesi küçüğüm. En acı verici hikayesi... Tanıdın mı bu hikâyeyi?"dedi Jungkook saçlarına yüzünü gömerken.
"Tanıdın. Ama hala gözlerini kapalı. Konuşmuyorsun. Y/N? Kendimi uçurumdan aşağı bırakıyorum. Tükendim... Tükendim sevgilim. Kibritin sonuna geldiğimi hissediyorum. Aç gözlerini ve Kookie'm de. Sadece buna ihtiyacım var. Aç gözlerini ve kollarını bana dola. Sadece buna ihtiyacım var. Aç gözlerini öp dudaklarımdan. Sadece buna ihtiyacım var."dedi.
"Çok dayandım ben. Ama senin gözlerini kapatman ile bir son veriyorum. Bu kez ben söylüyorum. Affet beni."dedi Jungkook.
"Yeter artık de. Bıktım artık. Kookie'mi üzmekten bıktım de. Arala gözlerini küçüğüm. Doyamıyorum sana... Sen de de bunu bana. Lütfen... O Kookie artık yorgun güzelim. İlaç gerek ona. İlacının ne olduğunu gayet iyi biliyorsun. Kalk Y/N. Y/N uyan! Y/N! Yeter artık ya kalk tükeniyorum ya kalk yalvarırım gel kollarıma! Bu kaçıncı meleğim? Yeter artık sarılarak uyu bana! Artık ben mutlu olmak istiyorum! Seni mutlu etmek istiyorum! Ama tükeniyorum Y/N..."dedi Jungkook ayağa kalkıp seni sarsarken.
"Kalk n'olur! Kalk! Aç gözünü! Silme beni! Y/N duy sesimi! Bitir artık şu acıyı! Mahvolduğunu biliyorum, bende mahvoldum. Kalkarsan düzeleceğiz Y/N! Duy sesimi! Lan kollarım boş boş! Sensizlikten inliyorlar! Y/N! Bu yaralı adamın ilacı sensin!"dedi ve en sonunda kafasını göğsüne koydu halsizce. Ve iç çeke çeke ağlamaya başladı.
Ellerini tutuyordu. Ama o kadar cansızdı ki... Aynı zamanda acıkmıştı. Ama umrunda değildi. Sen iyi değildin çünkü.
"Yalvarıyorum sana güzel kadın... Uyan, uyan, uyan..."dedi son kez. Ve ellerini ellerinden çekti. Kafasını kaldırdı. Sana son kez baktı. Sonra arkasını döndü, yavaş yavaş yürüdü. Belki bir tepki verirsin diye yavaş yürüdü. Ama hiçbir şey yoktu.
Tekrar hızlandı ve kapıdan dışarı çıktı. Ardından kapı kapandı.
Yere çöktü. Jungkook çok düşmüştü. O artık çok yorgundu. Pskolojik olarak, beden olarak... Üyeler etrafına toplanıp ona seslenmeye başladı. Ama Jungkook hiçbirini duymuyordu. Kulakları uğulduyordu.
Jeon Jungkook ilk defa bir kadın için mahvoluyordu.
"Jungkook!"diye bağırdı Yoongi.
"Kook!"diye seslendi RM.
"Dostum? Bana bak!"dedi Hope.
"Jungkook bizi duyuyor musun?"dedi Jimin.
"Jungkook korkutma bizi!"dedi Jin.
"İçeride ne oldu?"dedi Tae.
Jungkook titriyordu. Hepsine tek tek baktı. Kurumuş kırmızı ve küçük dudaklarını araladı. "O... Görmüyor, duymuyor, hissetmiyor, konuşmuyor, anlamıyor, bakmıyor, öpmüyor, koklamıyor, sarılmıyor... O tepki vermiyor. Onu böyle görmek..."dedi ve sersemce güldü.
"Böyle görmek garip..."bir anda gülüşünü dondurdu ve hepsine dolan gözlerle tekrar baktı.
"Ben... Yoruldum... Mahvoldum, bittim. Boğuluyor gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum. Tü-tükendim..."dedi ve acı verici bir şekilde bir damla yaş çenesine süzüldü Jungkook'un.
Sonra yavaş yavaş gözleri kapandı. Sonra sağa doğru yere yığıldı.
Jeon Jungkook, karısı için mahvoluyordu. Jeon Jungkook, tükendiğini hissediyordu. Jeon Jungkook karısı için boğuluyordu. Mahvolduğunu hissediyordu. Gözlerinin kapalı olduğu her an, Jungkook'un nefesinden kesiliyordu.
Y/N, uyan...
Kookie'n mahvoluyor.... Uyan...
🌙
Bölüm Sonu...
Evet bu bölüm kısaydı ama acı vericiydi bence.
Jungkook sizin için mahvoluyor. Ve bayıldı şuan. Sizce ona ne oluyor? Boğulduğunu söylemesi ne anlama geliyor? Aslında burada ilerleyen bölümler için bir spoi saklı. Anlayan anladı.
Zor ve acı bölümler bekliyor. Ama sonrası... Sonrası da bende kalsın. Mutlu olacaksınız. O günlerde gelecek. Ama önce, şuan olan zamanı yaşamadan geleceğe geçemeyiz. Bu yüzden biraz şaşkınlık, biraz acı verici bölümler diyelim. Neyse ya yine yazarınızın çenesi düştü.
Ben kaçtım, kaçarken hepsine kocaman sevgimi bıraktım! Öpüldünüz ♥️
Seviyorum sizleri, Feray'larım....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐉𝐔𝐍𝐆𝐊𝐎𝐎𝐊 İ𝐋𝐄 𝐇𝐀𝐘𝐀𝐋 𝐄𝐓 𝟐
Fanfiction❕ Bu kitap, @katusu profilinde yer alan, Jungkook İle Hayal Et 1 adlı kitabın devamıdır. Jungkook İle Hayal Et 2'den sonra, Jungkook İle Hayal Et 3'de mevcuttur.)❕ Bir rüzgar esti, artık boş kalan sokakların arasında. Göz yaşlarının yağmur olduğu bu...