Sonra telefonuma gelen mesaj sesiyle uyanmıştım. Kalkıp mesaja baktığımda Taner Bey den gelmişti. " kızım ben İzmir'e geldim sana atacağım adrese gelir misin?" yazmıştı. Ben de " tamam" yazıp göndermiştim . Ve sonra kalkıp üstümü giyinip saçımı düzleştirmiştim. Sonra sırtıma çantamı takıp telefonumu alıp evden çıkmıştım.
Taksiye binip Taner Beyin attığı adrese gitmiştim. Bi cafe'ydi ulan iyide ben bu adamı nası tanicaktım hiç görmedim ki hemen internete girip adamı araştırmıştım fotoğrafını görünce içeri girmiştim. Cam kenarında bir masada oturuyordu yanına gittiğimde beni görünce ayağa kalkıp elini uzatıp " hoşgeldin kızım" demişti ben " hoşbuldum" diyerek oturmuştum. Sonra bana "ne içersin" diye sormuştu ben " bi türk kahvesi aliyim orta" demiştim sonra Taner bey elini kaldırıp garsona seslenmişti " bakar mısın bi türk kahvesi getirir misin orta" demişti.
Sonra bana dönüp " eee anlat bakalım neymiş bu kadar önemli olan" dediğinde ben o ara düşünüyordum sonra o düşğnceşerden kafamı kaldırıp "niye yalan söyledin? " dediğimde adam affalayıp " ne yalanı? " dediğinde " o ölmedi" dediğimde "adam kim? " demişti. Ben " Batu'nun annesi yaşıyor" dediğimde adamın yüzündeki ifade birden korkuya dönmüştü. Devam edip "Batu öğrendi niye yaptınız? niye yalan söylediniz ona ne istediniz?" dediğimde adam hiç umursamıyormuş gibi " saçmalama kızım öldü annesi" dediğinde " hala yalan söylemeye devam ediyorsunuz niye? Ne oldu ki onu annesinden ayırdınız?" demiştim.
Ama adam " kızım yok öyle bir şey kim dedi bunu sana Batu'mu? Yalan söylüyor yaşamıyo annesi" dediğinde ben sinirden soluyarak elimi masaya vurup bağırıp "Batu'nun annesi yaşıyo!" demiştim. Benim o haraketimle adam hemen kendini düzeltip " tamam sakin ol ne istiyorsun doğruyu öğrenmeyi mi? Doğru yaşıyor annesi oldu mu ama şunu bilki kendisi istedi bunu o bırakıp gitti" dediğinde sinirle gülüp " hıh annesi bıraktı sen bu yalana inanıyor musun? Hangi anne çocuğunı daha beş yaşındayken bırakır ki hangi annenin vicdanı buna el verir hiç bir anne çocuğunu ne olursa olsun bırakmaz" dediğimde o arada kahvem gelmişti.
Sonra adam nefes alıp " pekala sana herşeyi anlatıcam ama hepsi aramızda kalıcak eğer Batu öğre..." sözünü kesip " tamam öğrenmicek seni dinliyorum" demiştim. Ve adam derin bir nefes alıp konuşmaya başlamıştı " daha beş yaşındaydı ve odasında oyun oynuyordu biz salonda kahve içiyorduk Leyla'yla" dediğinde " adı Leyla'mı?" demiştim Taner Bey "evet" demişti. Sonra lafına devam edip " biz salonda kahve içerken eve o zamanlar borçlu olduğum mafya bozuntusu Murat ve adamları gelmişti evi yıkıp döktüler ne kadar yalvarsam da Leyla'yı alıp götürdüler günlerce aylarca yıllarca aradım onu ilk gün Batu'ya annesinin anneannesinin yanına gittiğini söyledim bir ay sonra artık hiç umudun kalmamıştı ona annesinin trafik kazasında öldüğünü söylemiştim.
Hiç tepki vermedi ilk beş sene ama onu hep aradım o şerefsizin mekanlarına gittim yoktu tamamen kaybolmuştu İstanbul'dan çok özledim ama nerde olduğunu bilmiyorum " dediğinde ben " madem bu kadar çok seviyorsun bu kadar çok özledin neden başka biriyle evlendin niye Batu'yu üzdün" dediğinde adam çok duygusal bir şekilde " evlendiğim kadının adı Saadet onunla hiçbir zaman aram da bir şey olmadı sadece belki Leyla'yı unutturabilir diye evlendim çünkü onun bir anneye ihtiyacı vardı Saadet ne yaptıysa yapsın hiç bir zaman kendini ona sevdiremedi onunla aynı odada kaldım ama hiç bir zaman onunla aynı yatakta yatmadım neden biliyor musun çünkü ben Leyla'yı seviyorum yaşadığında biliyorum ama nerde olduğunu bilmiyorum" dediği an gözlerinden yaşlar akmıştı.
Ben " o kadından boşanman gerekiyor biliyorsun bunu dimi çünkü sen o kadınla evli olduğun her saniye Batu'nun canı yanıyor" demiştim. Adam " onu niye bu kadar çok düşünüyorsun?" dediğinde ben " bak ben Batu'yu tanıyalı neredeyse üç ay olucak ama onu bu kısa sürede nasıl biri olduğunu anlayabiliyorum. Senin dediğin gibi o dışardan güçlü, egolu, havalı, zengin bebe gibi gözükebilir ama ben onun içini gördüm o çok iyi bir insan şimdiye kadar benim için yaptığı şeyleri saymakla bitmez o yüzden bende ona yardım edicem çünkü ihtiyacı var ve sende yardım ediceksin"demiştim.
Ve bana " ben yıllardır yapamadım sen nasıl yapacaksın" dediğinde ben " ben şimdiye kadar ne istediysem yaptım bunuda yapıcam, yapıcaz Batu için" dediğimde " peki nasıl yapıcaz" demişti ben " benden haber bekleyin ama bunun içinde İzmir'de olmanız gerekiyor her an sizinle buluşmam gerekebilir" dediğimde bana " tamam senden haber bekliyor olucam" demişti ve ben ayağa kalkmıştım oda ayağa kalkıp "görüşmek üzere" deyip elini uzatmıştı bende elini sıkıp "görüşmek üzere" deyip cafe'den ayrılmıştım.
Taksiye binip evin önüne gelmiştim. Evin önüne bağdaş kurup oturmuştum ve kara kara düşünmeye başlamıştım hem onun adına çok mutluydum hem de çok üzgünüm düşünsene onca yıl annesini ölü bildi ve bir anda yaşadığını öğreniyor aslında ben olsam ne olursa olsun yüzüne bile bakmazdım ama bilerek olmamış ki kaçırmışlar adını hiç bir zaman geri dönememiş yada nerden biliyoruz dönebilirdi ama dönmek istememişti kafamda deli sorular.Ben bulucam dedim ama nasıl bulucam önce bir araştırmam lazım kadını falan daha o mafya bozuntusunun adını bile bilmiyorum ama bir dakka sen bi söz verdin Derin gerçi o sözü kendine verdin ama ne olursa bulucaksın o kadını şimdi düşünelim bana böyle araştırmacı casus gibi biri lazım yerini adını falan herşeyine kadar bulabilecek biri ulan kim ama derken aha buldum Görkem o bana yardım edebilir ulam iyide niye şimdi benim aklıma Görkem geldi çocuk müzik yapıyor neyse bi konuşalım da yapabiliyor mu yapamıyor mu ona o zaman bakarız.
O sırada yanıma oturup konuşan bir sesle kafamı yana çevirmiştim " dur tahmin ediyim kafan çok karışık ve ne yapacağını bilmiyorsun" demişti. "Aylin!" demiştim. Aylin " ta kendisi noldu?" demişti. Ben " bilmiyorum ki yaşadığım şeyi anlayamıyorum kafam çok karışık sadece bunu biliyorum" demiştim. Aylin " anlat bakalım noldu" demişti.
Ben olan biteni hepsini anaştmıştım Aylin'e " ne! Bi dakka! Batu seni öptü mü?! Yaa çok tatlı! Bi dakka bi dakka şimdi sen Batu'yu seviyosun Batu'da seni seviyor doğru mu anladım! Yaaaaa Derin çok güzel bi şey bu! Eee çıkıyo musunuz evlencek misiniz ilerle kaç çocuk düşünüyorsunuz?" dediğinde ben bağğırarak " ayy yeter oha kızım iki dakka geleceği yazdın yuh be nası hayal gücün var bi dur sakin ol daha bişey belli değil hem o Cemre nolcak" dediğimde Aylin kafama vurup " salak çocuk kızdan nefret ediyomuş öyle dedin yada yalan mı söyledin" dediğinde ben " yok yok doğru nefret ediyo ama kapısına kadar gediğine göre ne bilim" dediğimde " tamam sen şimdi bunları düşünme gidip Görkem'le konuşalım şu iş için" dediğinde ben " hangi iş" demiştim.
Aylin " Allah'ını seviyosan şu beynini sürekli evde bırakıp durma yazık ziyan oluyo" demişti ben " he araştırma işini diyosun tamam konuşalım ama bugün değil hem Batu bugün kafasını toplasın hemde ben yarın gider konuşuruz" demiştim Aylin " iyide napcaz o zaman şimdi oturcaz mı böyle boş boş" dediğinde gözlerim parıldamış bir şekilde ona dönüp " kaç zamandır kanki kanki gezmiyoruz" dediğimde hemen ayağa kalkıp kolımdan kaldırıp hadi kalk " gezelim" demişti sevinçle ben " dur kız bi taksiye binelim yürücez mi?" dediğimde hemen kolumdan bırakıp " he tamam çevir bi taksi" demişti. Ben taksi çevirip binmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL BELA #wattys2019 ( TAMAMLANDI)
ChickLitKutunun üzerindeki notu okuduğumda " eğer bir gün yaşadığım şeyi kabullenirsem kavgayı neden ettiğimi sana söyleyebilirim, lafı fazla uzatmak istemiyorum iyiki doğdun ufaklık" yazmıştı.