Taksideyken nereye gidicez diye aramızda konuşurken taksici " hayırdır kızlar bi sorun mu var" demişti ben " hayır" dediğimde Aylin hemen lafa atlıyıp "var ya abi biz şimdi İzmir'de yeniyiz hani böyle güzel gezilecek bir yer arıyoruz var mı senin bildiğin yer böyle güzel eğlenceli" dediğinde adam tebessüm ederek "olmaz mı kızım götüreyim isterseniz" demişti ben "yo..." Aylin sözümü kesip "çok saol valla götür sen bizi nerelisin abi sen" dediğinde adam ege şivesi yaparak " ege'liyim gari sen nerelisin" deyip adamın yanaklarını sıkıp " ana sen ne tontiş bişeysin öyle kız Derin baksana ne kadanda datlı" dediğinde ben sinirlenip hemen Aylin'in jolunu indirip " Aylin saçmalama bırak adamın yanağını" demiştim.
Sonra adam gülerek " aman be kızım nolcak gari gençlik işte" demişti ben " ben de gencim abi genç değil miyim yoksa kız Aylin yaşlanmış mıyım her neyse güzel abi bende gencim ama böyle şeyler yapmıyorum"demiştim. Sonra tüm yol boyunca susmuştuk. Taksi durduğunda taksici " bu benden olsun gençler para vermenize gerek yok "demişti ben parayı uzatıp " yok olur mu öyle şey lütfen alın" diyerek uzattığım da " hadi inin bak kaçırırım yoksa sizi" demişti biz o korkuyla taksiden nası indiğimizi bilmiyorduk.
İndiğimizde bi kalalabalık vardı ve evet kalabalık vardı bişeyin başına toplanmışlardı. Kalabalığın içine girip neye baktıklarını merak etmiştik. Sokak bişey bişeyi ne bilim adını bilmiyordum. Altın rengine boyanmış heykel gibi durmuş hiç hareket etmiyordu. Ben merak edip tam ona yaklaşacakken kalabalıktan biri " valla sakın dokunma napıcağı belli olmuyor" dediğinde ben aldırış etmeden şapkasını kafasından alıp incelemeye başlamıştım.
O sırada heykel gibi duran adam bir anda " hey!" diye bağırmıştı ben korkup gerçi orda olan herkez korkmuştu neyse korkup " ha si..." tam devam edicekken kendimi zor tutmuştum. Sonra adam " karşim napıyon almasana şapkamı" demişti ben " aman yedik sanki al şapkanı başına çal" deyip Aylin'in kolundan tuttuuğum gibi kalabalıktan çıkmıştık. Yürürken Aylin " kızım sen manyaksın yeminle" demişti ben " eh biraz öyleyim" demiştim sırıtarak.
Sonra " ee napcaz sap gibi dolaşmicaz heralde" dediğinde ben " ulan niye bu adam bizi buraya getirdi salak bide adama bildiğin bir yer var mı diye soruyorsun" dediğimde sinirle Aylin kolumdan çekiştirerek " knk bak şurda bi cafe var gel kahve içelim" diye çekiştirirken ben içimden kime ne anlatıyorsam. " iyi hadi gidelim" diyep cafeye girmiştik. Bir masaya oturmuştuk sonra garson gelip ne alırsınız dediğinde " Aylin ben bi meyve suyu alim" dediğinde ben " lan hani kahve içicektin" demiştim Aylin " sen cafeye bi tek kahve içmek için mi geliyorsun?" dediğinde ben " öf sus taam sus, tamam abi sen bize iki meyve suyu getir" demiştim.
Adam öylece duruyordu neyse biz bi bir dakka boyunca birşey demedik ama ben dayanamayıp " hayırdır abi açıkta bişey mi var?" dediğimde Aylin gülüp "Derin yaa" demişti ben Aylin'e keskin bir şekilde bakarak " komik mi? " demiştim. Aylin " tırsarak yok, yok sen devam et" dediğinde ben " evet abi sana diyorum açıkta bişey mi var? Niye öyle bakıyon?" dediğimde adam kafasını olumsuz anlamda sallayıp ağzıyla nırç yapıp " ben senden en fazla iki yaş büyüğümdür ne abisi" dediğinde ben sinirden gülüp " sen iki saattir bu yüzden mi kazık gibi dikiliyosun?" dediğimde garson ağzını eyerek " eveet" dediğinde içimden şöyle gelişine bir tane patlatasım gelmişti. Sonra kendimi masanın üstüne atıp bağırıp " lan bas git deli etme beni yürü git meyve suyu getir git lan!!" demiştim.
Adam " ayol tamam getiriyorum ne bağırıyosun ayy yardım edin adam öldürüyorlaaar!" dediğinde ben hala masanın üstündeyken " Aylin duydun mu ayol dedi" deyip masanın üstünden inip ayakta durup " Allah senin belanı vermiş zaten ayol diyen erkek mi olur" demiştim ve yerime oturmuştum. Adam " aaa çirkef!" deyip gitmişti. Ben o gittikten sonra Aylin'e " valla döverim bak ben bunu" dediğimde Aylin gülmemek için kendini zor tutup hem de " sakin ol" demişti ben " gülme!" dediğimde bana " tamam tamam" deyip susmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL BELA #wattys2019 ( TAMAMLANDI)
Literatura FemininaKutunun üzerindeki notu okuduğumda " eğer bir gün yaşadığım şeyi kabullenirsem kavgayı neden ettiğimi sana söyleyebilirim, lafı fazla uzatmak istemiyorum iyiki doğdun ufaklık" yazmıştı.