*AFFET*

1.7K 54 2
                                    

                ''Bazen; hayat yorar insanı... Şarkılar yorar... Beklemek yorar... Özlemek yorar... Affetmek yorar... Hoş görmek yorar... Boş vermek bile yorar... Ve insan susar... Her şeye, herkese rağmen... Elinden gelen tek şeyi yapar... Bağıra bağıra SUSAR...''

                                                                                                                       CAN YÜCEL 

             Sesim hastane koridorlarını inletirken karşımdaki adam sessizdi. Gözlerindeki hüzünle bana bakıyordu.Yağmur yüklü gökyüzüne benziyordu. Ne zaman ona baksam aynı manzarayla karşılaşıyordum. Bu adamda bir sır vardı. Öğrenmek istemiyordum dedemi bu hale getirdiyse kesin canımı acıtacaktı. Ve ben buna hazır değildim. O hali sakinleşmeme sebep oldu ama kızgınlığıma asla!

              ''Kim olduğunu, neler olduğunu bilmiyorum ama belli ki iyi değil, dedem bu halde olduğuna göre'' sesim sertti. Sessizce başını yere eğdi. Demek ki geçmişte yaşananlarda suçlu olan oydu. Ona doğru yaklaşıp tam karşısında durdum.Aramızda sadece bir adımlık mesafe vardı. Başını kaldırdı, şimdi göz gözeydik. ''Dedemden uzak dur.Eğer'' kelimeler boğazımda kalıyordu.Dedeme bir şey olma ihtimalini düşünmek bile canımı acıtıyordu.Akan gözyaşlarımın farkında bile değildim.Karşımdaki adamın dokunuşlarıyla düşüncelerimden sıyrıldım.Gözyaşlarımı siliyordu.Yabancıydı. Daha bu sabah tanışmıştık ama dokunuşları hiç rahatsız etmiyordu aksine korkmuş olan kalbimi sakinleştiriyordu. Göstermiş olduğu merhamet,şefkat içimdeki baba hasretini tetikledi ve daha çok ağlamaya başladım.Aradaki bir adımlık mesafeyi kapatıp bana sarılmak için yaklaştığını anlayınca kendimi toparlayıp geri çekildim. ''Eğer dedeme bir şey olursa beni seven kimsem kalmaz, dedemden uzak durun.'' dedim ve dedemin kaldığı odaya girdim.Dedem solgun ve  yorgun bir şekilde yatıyordu.Yaşadığına dair tek belirti kalbine takılan makinenin çıkardığı sesti.Yanına yaklaşıp elini tuttum. Ben hastayken bana yaptığı gibi elini okşadım.Gözümden akan yaş dedemin eline düştü.Makineden farklı bir ses gelince dedeme baktım, bana bakıyordu. ''Ağlama'' dedi.Sesi o kadar yorgundu ki daha fazla ağlamama sebep oluyordu.

             Hemen gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Gülmekle ağlamak arasındaydım.Dedeme yaklaşıp yanağından öptüm.''Yakışıklım çok korktum.''güldü.''Bu halde hala beni yakışıklı buluyor musun?'' konuşurken zorlanıyordu.Bu halde bile beni düşünüyordu. Bu yaptığı kendince ben iyim üzülmeyi bıraktı. ''Benim aslan dedem her zaman en yakışıklı''  yanağımı okşamaya başladı. Elini tutup öptüm. Solgun olan yüzü artık mutluydu.'' Hadi sen git burada bekleme, bu akşam beni çıkarmazlar. Ayhan burada kalır.'' kaşlarımı çatıp ona baktım.Sanki ben hasta olduğumda o beni bırakıp gidiyordu.''Hiç bir yere gitmiyorum. Ayhan dedem gitsin dinlensin hem o ihtiyar,bana bak genç ve dinamiğim sana daha iyi bakarım.'' Oda da birden fazla gülüşme sesi olunca arkamı dönüp kapıya baktım. Şükran annemle Ayhan dedem vardı. onların arkasında kapının dışında da hakan doktor vardı. O da gülüyordu. Bence bu adam hep gülmeliydi. Böyle gülünce insana huzur veriyordu, diğer zamanlarda ise hep hüzünlüydü insanın canını acıtacak kadar hüzünlü...

           Ayhan dedemin sesiyle ona baktım.  '' bak sen şu cadıya demek ihtiyarım.'' İşte şimdi yanmıştım. Adama bildiğin ihtiyar demiştim bakalım bu işin içinden nasıl sıyrılacaktım. Dedeme baktım belki beni kurtarır diye nerde keyiften dört köşe, anneme baktım oda beni karıştırma der gibi hareketler yaptı. ''Ama Ayhan dedem ihtiyarlar böyle ton ton tatlı olurlar ya ondan şey ettim'' son bir gayret kurtarmayı denedim ama iyice batırmıştım galiba ''Duyun duyun şimdi de bana şişko diyor'' anlaşıldı ne yapsam iyice batıracaktım. Bende yanına koşup yanağını öpücük yağmuruna tutum. işte şimdi o da mutluydu.''Yeter, bırak şu ihtiyarı da gel biraz da yakışıklı dedeni öp'' dedi dedem. Biraz da nispet yapar gibi ihtiyar ve yakışıklıyı vurguladı.Ah be dedem ben daha yeni yatıştırmıştım ortalığı, neyse yatağa doğru yaklaşırken kapı tarafına baktım. Hala orada yüzünde gülümsemeyle bizi izliyordu. Dedem yine onu görünce kötü olur diye kapıya yaklaşıp hiç bir şey söylemeden kapattım. Bu hareketim hoş olmamıştı. Kapıyı resmen adamın yüzüne örtmüştüm ama yapmak zorundaydım. Dedemin onu görmemesi gerekiyordu.Ayhan dedem ve Şükran annemin ısrarlarına rağmen dedemi bırakmadım ve hastane de ben kaldım.Doktor gelip son muayeneyi yapıp makineleri çıkardı. Dedem de verilen sakinleştiriciyle derin bir uykuya daldı. Bende kendimi çok yorgun hissediyordum ama bu koltuk çok rahatsızdı bir türlü uyuyamıyordum. Kalkıp dedemin yatağına yaklaştım dedem yan yattığı için  ayak kısmına doğru baya boşluk vardı.Yatağa yattım şimdi olmuştu. Gözlerim kapanırken duyduğum son ses kapının açılma sesiydi ama o kadar yorgundum ki göz kapaklarımı açamadım ve kendimi dedemin kucağında huzurlu bir uykuya teslim ettim.

GÜLFEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin