Yine hoyrat bir rüzgâr da savruluyordum. Gözyaşlarım sağanak olmuş akarken kalbim çamurlara bulanıyordu. Etrafımda bu kadar insan varken ben kendimi neden kimsesiz hissediyordum. Hayatım boyunca böylemi olacaktı. Kimse beni yalansız dolansız sevmeyecek miydi? Ben kimseye güvenemeyecek miydim? Daha hiçbir şeyi bilmeden bu kadar kötüyken elimde tuttuğum annemin günlüğünü okuyacak cesaretim var mıydı? Şükran annem konuşmam için bana bakıyordu. Ben ise elimde tuttuğum günlüğü sıkıyordum. Sanki o annemin eliydi ve ben de öğreneceklerim karşısında ondan güç almak istiyordum. Konuşmayacağımı anlayınca ayağa kalktı.
''Elinde tuttuğun günlüğün içinde ne yazıyor ben bilmiyorum. Sadece bana verilen emaneti sahibine teslim ettim. Ama unutma yavrum orada ne yazıyorsa hepsinin illa ki bir açıklaması var.
''Babamın annemi terk etmesinin de bir açıklaması var mı'' sanki karşımda bana yıllarca annelik yapmış kadın suçluymuş gibi bütün öfke mi ona yönlendirmiştim. Dolu dolu gözleriyle baktı hiçbir şey demeden odadan çıkıp beni yalnız bıraktı. Yerimden kalkıp annemin çatı katındaki atölyesine daha doğrusu mabedine gittim. Ondan sonra bana da sığınaklık yapan yere gittim. Çam kenarındaki mindere oturup elimdeki deftere baktım. Annemin bütün hayatını elimde tutuyordum ve artık gerçekleri öğrenecektim. Her ne kadar buna dayanamayacağımı bilsemde...
NOT: Arkadaşlar gecikme için özür dilerim. Bölümde en yakın zamanda gelecek :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLFEDA
RomanceNazeninle birlikte yavaşça sofraya yaklaştık. Tüm aile üyeleri masadaydı. Tanımadığım bir kadınla bir kiz cocugu da vardı masada, yavasca sandalyeme oturdum. Oğlum hemen elimi tuttu. Hareket etmek canımı yaksa da eğilip öptüm. Kafamı kaldırdığımda o...