Bir rüzgâr eser,
Her şey geçer.
Alıştır kendini...
Demiş Reşat Nuri GÜNTEKİN şu an bütün bedenimi etkisi altına alan rüzgâr; içimdeki sıkıntıları, aklımdaki düşünceleri, gözlerimin önüne gelen kötü anıları alıp götürse kalmasa içimde hiçbir şey...
Ama gitmiyor. Her şey olduğu yerde kalıyor. Yapacaklarımdan korkuyorum. Bu esen rüzgâr durduğunda kendimden bir şey kalmayacak. Biliyorum yine de kendimi esen rüzgâra bırakıyorum. Kendimi durduramıyorum. Ne vakit içimdeki canavarı bu kadar besledim de bütün bedenimi esir aldı. Başım patlayacak derece de ağrıyordu. Ayaklarımı sürüyerek arabaya gittim. Aslında eve gitmem lazımdı. Dedemle konuşacaktık ama onun kırgın bakışlarının rüzgârı beni bu tepeye savurdu. Bu halde eve gidemeyeceğim için evdekilerin uyumasını bekledim. Eve gelip sessizce odama çıktım ve kendimi sıcak suyun altına attım. Bütün kaslarımın gevşediğini hissettim. Bu his güzeldi. İşlerimi halledip odaya geçtiğimde dışarıdan sesler geliyordu. Odadan dışarı çıktığımda amcamın bitap halini gördüm. Hep hüzünlüydü ama bu gece daha farklıydı.
''Hayırdır amca bir şey mi oldu''
''Bir şey olduda bize değil, gülfeda''
''Ne olmuş o cadıya gerçi ona bir şey olmaz''
''Tabi mezarlıktaki halini görmediğin için böyle konuşursun. Oğlum bir insanı tanımadan onun hakkında hüküm verme, bu dünyada bir tek sen acı çekmiyorsun. Biraz empati yapabilirsin.''
Empati empati empati herkes tutturmuş bir empati gidiyor. O zaman bu empati bana neden yapılmıyor da önüne gelen beni yargılıyordu.
''Neden ben acı çekerken onlar empati yapıyorlar mıydı. Benden bu saatten sonra kimse merhamet beklemesin. Kimseye acımam. Hele o içeridekine hiç acımam. Öldü o eski yavuz.''
Sinirle bahçeye çıktım. Aldığım hava bana yetmiyordu. Derin derin soludum canım acıdı. Aldığım nefes canımı acıttı. Kardeşimin o kanlı hali geldi gözümün önüne, aklıma o kadının hali ve riyakarlığı geldi. Kardeşime yaşattıklarının bin mislini onlara yaşatmadan bitmeyecekti. Biraz sakinleştikten sonra yerimden kalktım. Ayaklarımın beni götürdüğü tek bir yer vardı. Yavaşça kapıyı açıp yatağın yanına doğru yaklaştım. O kadar masumdu ki tıpkı nazenin gibi sarılıp korunmaya muhtaç, istemsizce elim yüzüne doğru gidip okşadı. Elimin altındaki ten titredi.
''Bu dünya için çok masumsun ama acımayacaklar. Çünkü masum olan herşey kirlenmeye mahkumdur...
Arkadaşlar bayramdan sonra yeni bölüm paylaşacağımı söylemiştim. Ama bu aralar hayatımdaki yoğunluktan dolayı hiçbir şeye vakit bulamıyorum. Bölüm daha fazla gecikmesin diye yazdığım kadarını part olarak paylaşmaya karar verdim. iyi okumalar. Satır aralarında yorum yaparsanız sevinirim:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLFEDA
عاطفيةNazeninle birlikte yavaşça sofraya yaklaştık. Tüm aile üyeleri masadaydı. Tanımadığım bir kadınla bir kiz cocugu da vardı masada, yavasca sandalyeme oturdum. Oğlum hemen elimi tuttu. Hareket etmek canımı yaksa da eğilip öptüm. Kafamı kaldırdığımda o...