*YAVUZ-3(PART-3)*

849 31 7
                                    


              ***Bu bölümü aramıza yeni katılan Nurhayateltik'e ithaf ediyorum :)


      ''İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur.''(Atilla İLHAN) demiş şair. Ne kadar haklıymış. Bir hüzünlü göz görünce, insanın içine işlercesine bakınca anlamlı oluyormuş şiirler.

    Şairin dediği gibi onun gözlerine ne zaman baksam yoruluyorum ve korkuyorum. Yoruluyorum yaptıklarım ve yapacaklarım ağır geliyor. Korkuyorum çünkü ona yenilme ihtimalini hazmedemiyorum. Bu kız benim sonum olacak. Sırtımda iki dağ var. Ağırlıklarında ezildiğim, biri nazenin biride hüzünlü güzel...

    Nazenini tebrik etmek gerekiyor. Bir takma ad bir insanla bu kadar uyumlu olur. Çünkü şu an etraftaki herkes eğlenirken, o da benim gibi düşüncelerle boğuşuyor. Gelin ile damada bakarak ne düşünüyor acaba ya ben neden onu izliyorum. Bir şey var beni ona çeken yoksa her daim neden onu izleyeyim. Bu kızda sırrı mutlaka öğrenmeliyim. Her şey birbiriyle o kadar bağlantılı ki ipi nereden çekmem gerektiğini bir türlü kestiremiyorum. Ağlıyor mu o?

     Akıttı yine yağmur damlalarını, hele telaşa bak. Nasılda bakıyor etrafa yaralı güvercin onu biri gördü mü diye...

    Kızılırmağın Karadeniz'e karışması gibi karıştı gözlerimiz birbirine, bakma bana öyle hüzünlü güzel, çünkü sen böyle bakınca benim korkularım başlıyor. Bir gürültü koptu. Dışarıdan müziği bile bastıracak sesler gelmeye başladı. Adamlar hemen dışarı çıktı. Tahmin ettiğim şey olamazdı değil mi, böyle bir aptallık yapmazlardı. Demeye kalmadan içeri üç tane adam girdi. Evet onlardı. Kızın ailesi, hangi yüzle buraya geldiler. Açık hedef olarak gülfedayı gösteriyorlardı.

    ''Beyim torunun kaçırdı kızımı'' bakalım şimdi ne yapacak.

     ''Pardon da birini kaçıracak olsam bu kız olmazdı herhalde'' bu kız şeytana pabucunu ters giydirirdi. Az önce efkara bulanıp incilerini döken o değildi sanki...

      Karaktersiz adam birde evleneceğim kız o namusunu koruyacağım diyor. Tam adım attığım esnada Nihat kolumu tuttu.

      ''Yapma abi'' geri attım adımımı ta ki gülfedanın üzerine gidene kadar. Onlara doğru gidene kadar gülfeda adamın işini bitirdi. Bu ufacık kızın içinden ne çıktı böyle anlamadım. Adamlar giderken bende bir iki bir şeyler söyledim tabi ki, bir daha bu topraklara adım bile atamazlardı. Kız da böylelikle bu pisliklerin elinden kurtulmuş olurdu. Sonrası ise tam bir şenlik oldu. Düğün kötü başlayıp yüzlerde gülümsemelerle bitti. Nazenin olsa şimdi gökten üç elma düşürtmüştü.

     Eve geldiğimde oldukça yorgundum. Yarın bir sürü işim vardı. Sıcak bir duşla kendime gelip direk uyumam lazımdı. Banyoya giderken kapıma vuruldu. Tabi ki bu nazeninden başkası değildi.

        ''Gel prensesim'' kapı açıldı. Gecem aydınlandı. Burada mutluydu. Tedavisini burada sürdürmek istiyordum tabi kendisi de isterse...

        ''Abicim yatmadan önce sana iyi geceler demek istedim.''

       ''Sana da iyi geceler prensesim odana kadar sana eşlik etmemi ister misiniz matmazel'' gülüşünü sevdiğim.

      ''Neden olmasın mösyö'' burada mutluyduk eski günlerdeki gibi...

Sabah gün ağarmadan kalkıp yola düştüm. Nihat'ı aramak için telefonumu ararken az kalsın bir ata çarpacaktım.

GÜLFEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin