*SORGULAMA*

613 35 2
                                    


       Dipsiz kuyu gibiydi gözleri, ama bu sefer o kuyularda boğmak yerine can suyu vermek istiyordu. Gözden gönüle bir köprü vardır diye yazmış yazarın biri gerçekten öyleydi. Gözlerinden gönlüme akan neydi.

''Çok mu acıyor'' konuşsam ağlayacağım. Sadece başımı olumsuz anlamda salladım. Sadece kolumu tutan eline baktım. Ne kolumu bıraktı ne gözlerini çekti. Bir cevap beklediği kesindi.

''Bırak gideyim'' çaresiz çıkan sesimle kaşları çatıldı.

''Sabahın bir vaktinde bir başına bu halde nereye gideceksin''

''Ne o yoksa beni merak mı ettin'' alayla güldü. Sormuştu ya çok mu acıyor diye şimdi acıyordu işte, kolumu bıraktı. Arabasına binip gitti. Gözlerimde duran yaşlar tekrar akmaya başlamıştı. Başımı yukarı kaldırdım. Yağmur damlaları da yüzüme düşmeye başladı. Kimse beni sevmiyordu. Bir insanı annesi sevmezse kimse sevmezmiş. Ben doğar doğmaz annemi kaybettiğim için mi böyleydi. Annem yanımda olsa kimse canımı bu kadar yakamazdı. Pamuğa binip annemin yanına gittim. Yağmurda hızlanmıştı. Mezarının başına çöküp mezar taşına sarıldım. İçim üşüdü. Gökyüzü ağlıyordu ben ağlıyordum. Sonra gök gürledi. Annemin taşına daha çok sarıldım. Gözlerimi kapattım. Bir sıcaklık sardı beni gök gürlemesiyle birlikte annemi bırakıp o sıcaklığa daha da sarıldım. Gözlerimi açıp kafamı kaldırdığımda onunla göz göze geldik. Bırakmamıştı beni, peşimden gelmiş.

''Hadi kalk evine götüreyim hasta olacaksın'' bilmiyordu. Ben yılardır hastaydım. Benim bir evim yoktu. Ama ona söyleyemedim. Şimdi neden böyleydi bilmiyorum ama ilk fırsatta canımı acıtacaktı. Beni kaldırıp arabaya götürmesine izin verdim. Arabanın sıcağında iyice mayışıp kafamı cama dayadım. Bir süre sonra dedemin evinin önüne geldiğimizi gördüm. Sessizce teşekkür edip arabadan indim. Kulağıma dedemin sesi geliyordu. Sanırım beni arıyorlardı. Çünkü pamuk benden önce eve gelmişti. Aralarından geçip gitmek istedim. Ama şükran annem izin vermedi. Dedemse yanıma gelmeye çekiniyordu.

''Annem ne bu halin neredeydin''

''Anneme gittim'' dedemin sendelediğini gördüm. Annem yanına koştu. Bana bakıyordu ama ona bakmak istemiyordum. Yine canı acıyacaktı. Çünkü yüzüm gerçekten kötüydü. Odama gitmek için hareketlendim. Yanından geçecekken dedemin kolumu tutmasıyla inledim. Anında bıraktı kolumu sadece pişmanlıkla kızım dediğini duydum. Ona bakmadan

''Günaydın dede'' dedim ve odama çıktım. Peşimden şükran annem geldi.

''Yavrum'' yanıma yaklaşıp yüzümü incelemeye başladı. Saçlarımı kenara çekip moraran yerlere ellerini koydu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Zor bulduğum sesimle

''Anneminde böyle mi yaktı canını'' şimdi ikimizde ağlıyorduk. Sarıldı bana o ağladı ben ağladım.

''Hadi gir bir sıcak duş alıp kendine gel'' arkasını dönmüş gidiyorken

''Anne artık konuşmamız lazım'' dememle olduğu yerde kaskatı kesildi.

''Ne konuşacağız yavrum''

''Anneme ne olduğunu ve nasıl öldüğünü'' artık bazı şeyleri sorgulamanın zamanı gelmişti...

GÜLFEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin