Bölüm [1]

54 2 0
                                    

   Penceremin perdesini,içeri girmeye çalışan güneşi engellemek için daha da çektim.
Faydası yoktu.Bu lanet,trilyonlarca küçük mikroorganizmadan oluşan güneş ışınları inat etmişti ve odama sızmadan durmayacakları.Oflayarak yatakta oturur pozisyona geldim ve yastığımı alıp yüzüme kapattım.Yastığı yüzüme kapatıp çığlık atmak sinirlenince,sakinleşmek için yaptığım en iyi yöntemlerden biriydi.

"Ablağğğ.Uyan artık yoksa annem ve Haydar buraya geliyor."

Baygın gözlerle,odama dalan altı yaşında ki kardeşim Elif'e bakıp zor da olsa yataktan çıktım ve tamamen dağılmış saçlarımı tepeden dağınık bir topuz yaptım.

Annemin Haydar'la beraber odama dalmasını istemezdim bu nedenle yataktan kendim çıkmam en sağlıklı tercihti.Haydar diyoruz demesine ama siz onu insan sanmayın.Haydar annemin tabiriyle insansız ve silahlı ilk hava aracıydı.Tabir-i caizse,namı diğer puantiyeli pembe terlik.

"Elif!Kapıyı kapat artık.Üstümü giyineceğim."
Kıkırdadı ve kapıyı hızla çarpıp gitti.Altı yaşında ispitçi ve sinsi bir kardeşiniz var mı bilmiyorum fakat olanlara Allah kolaylık versin.Çok zor vallaha,çok.
Üstümde ki Duffy Duck'lı pijama üstümü çıkartıp dolaptan bordo renginde ki sweatshirtümü çıkarttım ve üstüme geçirdim.Gri eşofman altımıda üstümden çıkartıp yatağa fırlattım ve dolaba bakındım.Siyah pantolonlarıma göz gezdirdim.Zaten çoğusu aynıydı ve başka bir renk pantolon çok nadir tercih ederdim.Siyah dar kotu dolaptan çıkartıp bacaklarımdan zar zor geçirdim ve düğmelemeye çalıştım.

"Kilo mu aldım ne?"Söylenerek dolabın kapağını kapattım ve aynaya baktım.Bacaklarım hala aynı gibiydi bir anda kilo almam imkansızdı.Boyum 1.65 civarıydı ve kilomda boyuma göre gayet idealdi.Fazlasıyla aç bir insan olduğum için o kadar yememe rağmen kilo almamam beni her zaman şaşırtırdı.
"Abla!Hadisene ama.Krepler ve patates kızartması soğuyacak."

Arkamı hızla döndüm ve yataktan kaptığım yastığı kapıya fırlattım.
Elif kıkırdayarak,kucağına düşen yastığı bana geri fırlattı ve dil çıkarttı.

"Bana bak Sarı çıyan,sana beş yüz kere odama lak diye dalma demedim mi?"

"Annem yolladı.Eğer sana bir şey derse bana söyle dedi.Anneee..."diyerek hızla kapının ağzından kaybolunca gözlerimi devirdim ve odadan çıktım.

Odamın karşısında ki banyonun kapısını açmaya yeltendiğim sırada banyodan gelen şarkı sözlerinde duyunca sinir katsayım daha da arttı.Allahım neden ben?Bugün benim için stresli geçmeye yemin mi etmişti,yoksa her gün mü böyleydi?
"Tabi ki de her gün böyle."Kendi kendime mırıldandım ve sertçe kapıyı yumruklamaya başladım.

"Efe!Her sabah bunu yaşamak zorunda mıyım lan ben?Banyo değil konser salonu sanki!"
Ben yumruklamaya devam ederken annem merdivenlerden hızla çıkarak yanıma geldi ve kollarını göğsünde birleştirdi.

"Aaa!Ne oluyor burada ayol.Saat daha 9 bile değil.Komşuları ayağa kaldıracaksın."Ellerimi yavaş yavaş alkışlayarak dudaklarımı büktüm.

"Bravo ya!Saatin henüz 9 olduğunu biliyorsunuz.Umarım bugünün cumartesi olduğunuda biliyorsunuzdur."Derin bir iç çekerek ayağında ki terlikleri gösterdiğinde bunun bir tehdit olduğunu anlayarak ellerimi havaya kaldırdım.

"Tamam,teslim oluyorum Komiserim Ayşe anne."Kapıdan kilit sesi duyuldu ve 1.80 boyuyla, Efe kaşlarını çatıp kapıdan geçti.Islak saçlarını bir köpek misali üstüme çırptığında gözlerimi kırpıştırıp bir iki adım geri çıktım.

"Vallahi döveceğim bak."dediğim sırada annem Efe'nin sırtına bir tane geçirdi.

"Oğlum manyak mısın?Millet elini yüzünü yıkayacak,yeni uyandı herkes.Sabahın köründe şarkı eşliğinde banyo nedir?"

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin