Bölüm[7]

12 1 0
                                    

"Kişilik bozukluğun falan mı var?"Daha fazla kendimi tutamayıp sataşmaya başlamıştım çünkü otobüs gelmiyordu.Arabanın camından elini dışarı uzattı ve yağmur damlaları eline düşerken elini geri çekti.Kafasını hayır anlamında salladı ve kaşlarını çattı.

"Bir öylesin bir böyle.Şüphelenmeye başladım,sen bir psikoloğa görün."

"Atla.Seni evine götüreyim."dediğinde alaylı bir ifade takınıp gülmeye başladım.

"Hahaha.O niye?Gelecek otobüsüm şimdi.Senin arabana bineceğime iki dakika daha üşürüm.Buna değer."Burnunu çekti ve direksiyona kolunu koydu.Otobüs durağa yaklaşırken derin bir iç çektim ve durağın çatısının altından çıktım.Otobüs durakta durmadan hızla uzaklaştığında arkasından ellerimi salladım fakat faydası yoktu.Allahım neden ben?Çok dolu olduğunu görmüştüm ama ufak tefek bir şeydim zaten.Kıyıya köşeye sıkışabilirdim.Kuzey'in kahkahalarını duyunca gözümü uzaklaşan otobüsün arkasından çektim ve ona döndüm.

"Parası olana her şey kolay tabi."Durağın çatısının altına girerken, Kuzey kapısını açtı ve ciddi bir ifade ile dışarı çıktı.

"Para ne alaka şimdi?"

"Altında lüks araban var diyorum.Benimle uğraşacağına bas git yoluna.Bir sonra ki otobüsü bekleyeceğim."dedim kollarımı birleştirip sırtımı durağa yaslarken.

"Sana insanca teklif ediyorum,reddediyorsun."

"İnsanca mı?Dövseydin ya.Üstümün haline bak.Afedersin ama iç çamaşırıma kadar ıslandım sayende,biraz dikkatli sür."Yanıma gelip sinirle kolumu tuttuğunda kaşlarımı çattım ve kolumu kurtarmaya çalıştım.

"Aaa!Ne yapıyorsun ya?Bıraksana kolumu!"Gücüm ona yetmiyordu ve arabaya doğru sürükleniyordum.Arabanın kapısını açtı ve beni içeri atarken yüzüme düşen saçlarımı sinirle geriye attım.

"Hayvan!"diye homurdandığımda kapıyı kapattı ve şoför koltuğuna geçmek için arabanın önünden dolaşıp kapısını açtı.

"Polisi arayacağım."Cebimden çıkardığım telefona baktı ve gözlerini devirdi.Tamam biraz abartmış olabilirim,sadece tehditti.Arabayı hızla sürmeye başladığında kemerimi taktım ve yutkunup geriye yaslandım.

"Evini tarif et."

"Etmeyeceğim.Düz devam et bir süre sonra inerim ben."

"Bu yağmurda yürümeyi planlamıyorsun değilmi?"Kafamı cama çevirdim ve yola bakındım.Yağmur cidden hızını arttırmıştı ve bardaktan boşalır gibi yağıyordu.

"Tamam,lanet olsun.Tamam.Düz ilerle ben sana tarif edeceğim."

"Ha şöyle."dudağını alayla yana kıvırdı ve radyoyu açtı.Radyoda ki şarkı Yalın'ın sevdiğim bir şarkısı olan Bir Bahar Akaşmı'ydı.Değiştirmek için yeltendiğinde eline vurdum.Tek kaşını kaldırıp bana baktığında tekrar geri yaslandım.

"Bu kalsın."Cevap vermeden yola odaklandı ben de dışarıyı seyrederken şarkının en sevdiğim kısmı gelince mırıldanarak eşlik ettim.

"Hani bundan başka şehirde barış olmacaktı.Sana sarıldığım an yağmur duracaktı.Sana sarıldığım an yağmur duracaktı."

O sırada burnuma giren garip kaşıntı ile sustum ve kedi miyavlaması gibi bir ses çıkardım.Kısacası hapşurdum ama bu Efe'nin tabiriydi.Kendisi goril sesi çıkarttığı için kıskanıyordu sanırım.

"O neydi."dediğinde burnumu çektim ve ona döndüm.

"Çok soğuk arabanın içi.Senin yüzünden hasta olacağım zaten."Kaşlarını çattı ve klimayı açtı.Araba biraz ısınmaya başlarken tekrar hapşurdum ve ısınmak için kollarımı göğsümde birleştirdim.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin