Bölüm[20]

7 1 0
                                    

  "Kuzey!"diye bağırdım göz yaşlarına boğularak kapıyı açarken.Kuzey çalışma masasından kalkıp tek kaşını kaldırdı ve yanıma yürüdü.

"Ne oldu Eflal?Sen iyi misin?"

"Efe aradı.Babam..."dediğimde boğazıma oturan yumru ile ona sarıldım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Babam ölmüş."dedim zar zor gözyaşlarımın arasından.

"Ne?Sen,sen ne diyorsun?"Yüzümü elleri arasına aldığında burnumu çektim ve zorla kafamı salladım.

"Lütfen.Lütfen götür beni buradan.Hastaneye gidelim.Kaza yapmışlar,annem ve Elif ağır yaralıymış."Elimden tuttu ve hızla çalışma odasından çıktık.Babaannesi merdivenlerden inerken bir yandan da söyleniyordu.

"Bu kız niye bağırıyor yine Kuzey?"Ağladığımı görünce yanımıza geldi ve"Kızım ne oldu?"diye mırıldandı.

"Babaanne bizim hemen çıkmamız lazım.Eflal'in ailesi kaza geçirmiş,hastanedelermiş."

"Tamam oğlum tamam.Gidin çabuk.Haber verin bana gidince."Kolumu sıvazlarken hızla kapıdan çıktık ve arabaya bindik.Kuzey arabayı hızlı hızlı sürerken ben hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Eflal.Sakin ol,belki Efe yanlış anlamıştır."

"Nasıl yanlış anlasın Kuzey.Kocaman çocuk o!"Yaklaşık on dakika bile sürmeden hastanenin önüne geldiğimizde hızla arabadan indim ve kapıya koşmaya başladım.Kuzey'de hızla arkamdan geliyordu.Danışmaya gittim ve panikle konuşmaya başladım.

"Rüstem Dereli,Ayşe Dereli ve Elif Dereli kaza yapmışlar.Nerede olduklarını söyler misiniz lütfen."Bilgisayardan kayıtlara bakınmak için gözünü benden çektiğinde,Kuzey'de sırtıma dokundu ve"Sakin ol."diye mırıldandı.

"Ayşe Dereli ve Elif Dereli yoğun bakımdalar.Yoğun bakım üniteleri 2.katta.Rüstem Dereli olay yerinde vefat etmiş,başınız sağolsun."Duyduklarımın şoku ile kaşlarımı çattım ve ağzımdan çıkan tek kelime"Ne?"demek oldu.Kuzey kolumdan tutup destek olmaya çalışırken onu ittim ve tekrar danışmaya yöneldim.

"Bir daha bakın lütfen.Babam ölmüş olamaz.Yanlış anlamışsınızdır."

"Çok üzgünüm hanımefendi."dediğinde gözlerimden yanaklarıma süzülen yaşları silip Kuzey'e döndüm.O da en az benim kadar üzgündü.

"İkinci kata gidelim."Kafasını salladı ve hızlı adımlarla merdivenleri çıktık.Yoğun bakım ünitesinin önüne geldiğimizde Efe duvara yaslanmış şakaklarını ovuyordu.

"Efe!"diye bağırarak ona koştuğumda kafasını bana çevirdi ve o da bana doğru yürümeye başladı.

"Abla."Boğuk sesi ile dilinden düşen tek kelime bu olmuştu ve sonrası gözyaşlarıydı.Onu en son 3-4 yaşlarında,ağlarken gördüğümü hatırlıyordum.

"Babam."dedi geri çekilip.Yüzünü ellerimin arasına aldım ve yanağına akan gözyaşlarını sildim.

"Lütfen sus Efe.Biliyorum ama lütfen hatırlatma.Kabullenemiyorum."Gözle-rim dolarken yoğun bakım ünitesinin kapısı açıldı ve hızla o yöne ilerledim.İçeriden çıkan genç yaşlarda bir hemşireydi.

"Annem ve kardeşim nasıl?Durumları nasıl,lütfen söyleyin."

"Ağır yaralılar hanımefendi.Başka bilgi veremem üzgünüm."Hızla ilerlerken Kuzey elimi omuzuma koydu ve teselli etmeye çalıştı.

"Gel,otur şöyle."Kolumdan tutup beni sandalyelere sürüklerken,bir sandalyeye oturdum ve Efe'ye baktım.

"İyi olacaklar Efe.Buraya gel."Yanıma oturduğunda ona sarıldım ve sırtını sıvazladım.Yarım saat boyunca orada oturduk.Kimse bilgilendirmedi bizi annem ve Elif hakkında.İçeriden kimse çıkmadı.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin