Bölüm[2]

13 1 0
                                    

  Saat 4.25'i gösterirken telefonumun ekranını kapattım ve cebime attım.

"Gidelim mi Nisa?"diye fısıldadığımda kafasını tamam anlamında sallayıp test kitabını sırt çantasına koydu.Ben de fosforlu kalemlerimi kalem kutuma attım ve fermuarını çekip çantama yerleştirdim.Hava hala açıktı.Yaz aylarına girmek üzere olduğumuzdan hava artık geç kararıyordu.

"Bir kafeye oturup kahve falan içseydik."Kafamı iki yana sallayıp hafif esen rüzgarla dağılan saçlarımı düzelttim.

"Belki yarın.Akşam yemeğine yetişmem gerekiyor.Babam geri dönüyor 1-2 saat sonra."

"Peki yarın görüşürüz o halde."deyip el sallayarak yanımdan uzaklaşan Nisa'ya ben de el salladım.Telefonumun titremesiyle cebimden çıkarttım ve ekrana baktım.Arayan uyuzların uyuzu Efe'ydi.

"Ne var Allah'ın cezası şey?"

"Ayıp,ayıp.Böyle telefon mu açılır kızım?"

"Ay pardon anne.Efe sandım onun telefonundan arayınca."

"Gelirken markete uğra da yoğurt ve tuz al."Onaylayıp telefonu kapattım ve yürüyüş mesafesinde ki markete gittim.Normaline göre fazla kalabalık olan marketin reyonlarında ilerleyip bir tane tuz paketi aldım ve süt ürünleri reyonuna gittim.Annem tava yoğurdu sevdiği için genellikle tava yoğurdu alırdık.Aynı adedi yerine getirmek için elimi yoğurt kutusuna uzattığımda başka bir elinde yoğurta uzandığını gördüm.

"Afedersiniz ama önce ben tuttum.Daha bir sürü yoğurt var."diyerek gözümle diğer yoğurtları işaret ettim.
Karşımda duran kumral saçlı çocuğun eli hala yoğurt kutusunun üstünde duruyordu ve bırakmaya niyeti yok gibi gözüküyordu.

"Madem bir sürü yoğurt var,bunu bırakıp onlardan birini al."Tek kaşımı anlamamış bir ifadeyle kaldırıp içimden film şeridi halinde küfürler geçirmeye başladım.Neyse ki kıytırık bir marketin süt ürünleri reyonunda, bir yoğurt yüzünden tartışma çıkarmak için fazla umursamazdım.Umursamazlık felsefeme aykırı bir durumdu bu.

"Pekala."dedim ve elimi yoğurttan çekip başka bir yoğurta uzandım.Oğlan kaşlarını çattı ve yoğurtu eline alıp yüzüme baktı.

"Çok çabuk ikna oldun.Tartışma çıkarırsın diye düşünmüştüm."

"İyi günler."diye mırıldanıp yanından geçtim ve hızla kasaya yöneldim.Alt tarafı bir yoğurt,oturup onunla tartışma çıkartmamı falan mı bekliyordu?

Marketten çıkarken kumral çocuğunda yolun karşısında ki beyaz BMW'ye bindiğini görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı.

"Vay be.Mahalle arası marketten tava yoğurdu al ve BMW'ye bin."
Kendi kendime söylenerek kaldırımda ilerledim ve yaklaşık 10 dakika sonra evime gelmiştim.
Kapıyı tıklattığımda içeriden Elif'in sesi duyuldu.

"Kim o?"

"Benim."

"Sen kimsin?"Derin bir iç çekerek bıkkınca bir kere daha tıklattım.

"Çikolatayı Efe'ye vermemi istemiyorsan kapıyı hemen aç."Kapı anında açıldı ve Elif samimiyetsizce,sırf çikolata için kucağıma atladı.

"En sevdiğim ablam."diyerek yanaklarımı öpmeye başladığında ondan kurtulmak için geriye çekildim.

"Başka ablan yok çünkü."

"Çikolatam?"İki elini açtığında ayakkabılarımın bağcığını çözdüm ve içeri girdim.

"Çikolata falan yok."

"Anneğğ!Ablam beni kandırdı."diyerek ciyaklamaya başladığında annem koşarak yanımıza geldi ve kafama hafifçe vurdu.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin