Bölüm[22]

22 1 0
                                    

  Bahsi Geçen Elbise Medyada*-*

Lüx bir restorantın önüne geldiğimizde arabanın kapısını açtım ve dışarı çıktım.Görkemli ve kocaman restoranta gözlerimi gezdirdiğimde,Kuzey valeye arabayı teslim edip yanıma geldi.Kolunu bana uzattığında,koluna girdim ve yürümeye başladık.

"Biliyor musun bugün Gökçe'yi gördüm."

"Nerede?"

"Dershane müdürümüzün kızıymış.Bundan haberin yok muydu?"

"Babası o dershanenin müdürüymüş demek."Gözlerimi devirdim.

"Çok cins bir adam."

"Sorma öyledir.Allah kurtardı beni."Kıkırdadım ve içeri girdiğimizde ona döndüm.

"Bu taraftalar."Onunla beraber gösterdiği yöne yürüdük ve büyük masaya oturmuş insanlar bize gülümsedi.

"İyi akşamlar."Kuzey gülümseyerek selam verdiğinde ben de zorla gülümsemeye çalıştım.Bizden yaşça büyük insanlardı hepsi.

"Oturun lütfen."Kuzey benim için bir sandalye çekti ve oturduğumda,o da yanıma oturdu.

Sohbet şimdiden baymıştı diyebilirim size.Adamların yanlarında getirdikleri kadınlardan bir kaçı kendi aralarında konuşurken,bense sıkıntıdan tabağımda ki köfte ve patates püresini kemiriyordum.O kadar sıkılmıştım ki henüz 10 dakika bile olmamıştı üstelik.

"Çok güzelsin.Kaç yaşındasın?"Kafamı kaldırdım ve karşımda oturan kadının bana baktığını fark ettim.Boğazımı temizledim ve"Ben mi?"dedim.Kafasını salladı ve gülümsedi.

"20 yaşındayım."dediğimde şaşkınlıkla kaşları havalanırken kıkırdadı.

"Senin yaşında bir kızım var.Keşke onu da yanımda getirseydim."Ben çok genç değilim ablacığım,sen fazla yaşlısın üzgünüm...

"Kuzey'de 20 yaşında zaten.Birbirlerini bulmuşlar."Yanında ki adam konuşmaya katılırken kadın tekrar bana ve Kuzey'e döndü.

"Neden bu kadar erken yaşta evlilik kararı aldınız?"Oyun gereği hamileyim de ondan...

"Öyle olması gerekti."Kuzey düz ses tonu ile konuştu ve gülümsedi.

  Yarım saat sonra ortam daha can sıkıcı bir hal alırken,suyumdan bir yudum aldım ve Kuzey'in kulağına eğildim.

"Lavaboya gitmem gerekiyor."

"Tamam."diye fısıldadığında çantamı omuzuma aldım ve ayağa kalkıp topuklular yüzünden şişmiş ayaklarımla lavaboya ilerledim.Sızlana sızlana kapıyı kapattım ve aynaya baktım.Ayaklarım fena halde şişmişti.Musluğu açtım ve ellerimi yıkayıp kuruttum.İnanın tuvalet içeride ki insanlardan daha eğlenceli gelmişti bir an.Yarım saat daha burada durmak fena fikir değildi aslında.Kapıyı açıp dışarı çıktığımda tek kaşımı kaldırdım ve duvara yaslanmış Kuzey'e baktım.

"Ne oldu?"

"Çok sıkıldım,gidelim artık.Benden yaşça büyük insanlarla anlaşamıyorum."

"Al benden de o kadar.Kadınlar aralarında konuşurken kulak misafiri oldum,varislerim iyice canımı sıkıyor bu ara diyor ya.Nasıl bir muhabbettir bu?"Kıkırdadı ve yürümeye başladı.

Ben de peşinden gittim ve masadakilere veda edip restorandan çıktık.Şükürler olsun ki bugünü de atlatabilmiştim.

Arabanın önüne geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdim.Lanet kemeri bağlamam için gözlerini bana çeviren Kuzey'i fark edince,istemeye istemeye kemeri taktım ve"Hadi,sür."dedim.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin