Bölüm[10]

13 1 0
                                    

  Telefonumun titremesiyle elime baktım ve ekranı döndürdüm.Efe arıyordu.Kulağıma koydum ve"Ne var?"diye homurdandım.Ciddi bir konuşmayı bölmüştü yine gerzek Efe.

"Nerdesin?Limonlu so-"

"Hayır Efe!Git ve kendin al.Bu yüzle hiç bir yere girmem ben ve bu senin eserin."Ben çemkirirken,Kuzey sessizce arada bir bana bakarak olayı anlamaya çalışıyordu.

"Yazıklar olsun abla.Bir daha gecenin bir vakti sana çikolata almaya gitmeyeceğim."

"Gitme!İstemez."dedim ve sinirle telefonu yüzüne kapattım.Abla olmak şu hayatta ki en zor şeydi kesinlikle.Tek çocuk olmaya özenmişimdir hep ya da sakin ve uslu kardeşlerimin olmasına.

"Bir sorun mu var?"Kuzey'e döndüm ve kafamı iki yana salladım.

"Hayır.Kardeşim biraz sinir etti."Evin önüne geldiğimizde Kuzey arabayı durdurdu.Kemerimi açtım ve ona dönüp"İyi geceler."dedim.Tam inecekken aklıma dün verdiği şal geldi.

"Kuzey."dediğimde tek kaşını kaldırdı ve yüzüme baktı.

"Evet?"

"Bir kaç dakika burada bekleyebilir misin.Geri geleceğim."Kaşlarını çattı ve kemerini açtı.

"Sebep?"Arabadan indim ve"Sadece bir kaç dakika."diyerek kapıyı kapattım.Hızla,binanın iyi kapatamadıkları için açık kalmış olan kapısını ittim ve merdivenlere yöneldim.Koşarak dairenin önüne geldiğimde kapıyı yumrukladım.Annem çok sürmeden kapıyı açtı ve endişeyle yüzüme baktı.

"Ne oldu kızım?Alacaklı gibi vuruyorsun kapıya."Annemi görmezden gelerek odama çıktım ve yeni katlandığı belli olan,yatağın üstüne konulmuş çamaşırlara bakındım.Bej rengi şalı görür görmez çamaşırların arasından çektim ve hızla merdivenleri indim.Annem kurabiye tabağı ile merdivenleri çıkarken önüne geldiğimde korkuyla yerinde sıçradı.

"Ay!Eflal ne oluyor kızım sana?Ödümü kopardın."Annemin elinde ki kurabiyelere baktım ve"Bunlar nereye gidiyor?"dedim.

"Efe'ye."dediğinde elinden tabağı hızla çektim ve kapıya yönelip kilidi açtım.

"Kızım nereye bu saatte!"Annem arkamdan bağırırken ona mırıldanarak cevap verdim.

"2 dakikaya döneceğim.Gelince anlatırım."Hızla merdivenleri indim ve bina kapısını açıp dışarı çıktım.Kuzey hala bekliyordu,beni dinlemişti.

Arabanın kapısını açtı ve dışarı çıktı.Ben de kızarık yüzüm,elim de ki kurabiye tabağı ve bej rengi şal ile yanına gittim.Kuzey şaşkın bir ifade ile bir elimde ki tabağa bir de bana baktı.Hangi akılla kurabiyeleri buraya getirdiğimi inanın ben bile bilmiyordum.Şalı ve tabağı ona uzattım.Tabağa bakıp kaşlarını çattı ve sonra bana baktı.

"Bu ne?"

"Kör müsün?Kurabiye.Annem yeni yapmış,tadı güzeldir yiyebilirsin."

"Teşekkürler ama neden?"dediğinde elimle,eline verdiğim şalı işaret ettim.

"Şal için teşekkür ederim."Gülümsedim ve arkamı dönüp gitmeye yeltendiğimde kolumu tuttu.

"Ben anlamıyorum.Geldiğin ilk günden beri sana çok kötü ve kaba davrandım.Neden bunları yapıyorsun."Koluma baktım ve elimle, kolumu elinden kurtardım.

"Her iyiliğin bir karşılığı olur.Değil mi?"

Sustu ve bir kaç saniye sonra ben de bina kapısına doğru ilerleyip içeriye girdim.Yavaş yavaş merdivenleri çıktım ve daire kapısına gelip zile bastım.Annem meraklı gözlerle kapıyı açtığında içeriye girdim ve kapşonlumu çıkartıp koluma attım.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin