Bölüm[13]

9 1 0
                                    

   "Hayır."dedim düz bir sesle."Daha çok küçük bacakları bile yoktur sanırım."dedim kıkırdayarak.

"Ben sadece evli insanların bebekleri oluyor sanıyordum."Dudaklarımı birbirine bastırdım ve henüz fazla masum olan Kumsal'ın koluna dokunup ayağa kalktım.Etrafa biraz göz gezdirdim fakat klasik bir yatak odasıydı.Şaşalı bir şey beklemiyordum gerçi ondan.Kumsal'ın odasına göre daha ufak ve gölgede kalıyordu cephe olarak.

"Bu annen ve baban mı?"dedim aynalı masanın üstünde ki çerçeveyi elime alarak.Kafasını salladı ve yanıma geldi.

"Onlar ölmeden bir kaç ay önce çekilmişti sanırım bu fotoğraf."

"Annen çok güzelmiş.Ona benziyorsun."dedim Kumsal'a dönüp içtenlikle gülümserken.Annesinin omuzlarında,Kumsal'ın saçlarına benzeyen sapsarı saçları vardı.Muhtemelen doğaldı ki Kumsal saçlarını ondan almıştı.

Kuzey babasına benziyordu sanırım.Saçları biraz daha koyu kahvemsi bir kumrala çalıyordu.Çerçeveyi yerine koyarken masaya tekrar göz gezdirdim.Kuzey'in, Kumsal küçük bir bebekken onunla beraber çekilmiş,bir fotoğrafı vardı diğer çerçevede.Kumsal'ın elinden tutmuştu ve ikiside kameraya gülümsüyordu.

"Ben yürümeyi yeni öğrenmişim bu fotoğraf çekildiğinde.Şu ansa unuttum bile."dedi kıkırdayarak.Her ne kadar gülse de konuşmasında ki hüzünü sezebiliyordum.Eskisi gibi yürümek istiyordu.Diğer çocuklar gibi koşup,oynayıp,gülmek onunda hakkıydı.

"Bana neden söylemedin Eflal abla?"dediğinde ona döndüm tekrar.

"Neyi?"

"Abimle sevgili olduğunuzu."Dudağımı ısırdım ve buna verebileceğim sallamasyon bir cevap aradım.Yere çöktüm ve ellerini ellerimin arasına aldım.

"Abin saklamak istedi Kumsal.Ben çok üzgünüm,sana daha önce söylemeyi çok isterdim."

"Siz evleneceksiniz değil mi?Abim Gökçe ile evlenmeyecek yani."Kafamı salladım ve zorla gülümsemeye çalıştım.

"Sonunda."dedi ve derin bir iç çekti.Mutlu olmuştu belli ki ama ben hala ne yapacağımı düşünüyordum.Annemin öğrenmesi,direk intihar etmek olurdu sanırım.Babamdan korkmuyordum ama elalem denen illet sağolsun o da tepki gösterecekti bu duruma.Of Eflal of.Ne diye bir anlık öfke ile kabul ettin hemen bu şeyi.

"Gerizekalıyım ben."diye mırıldandığımda kapı hızla açıldı ve Kuzey kapıda belirdi.Kumsal'ı fark edince boğazını temizledi ve"Abiciğim bir kaç dakika müsade eder misin?Eflal ablanla özel bir şey konuşmam gerekiyor."dedi.

Kumsal,kafasını salladı ve odadan çıktı.Kuzey kapıyı kapatırken gözlerimi devirdim ve"Ne dedi babaannen?"diye sordum.

"Pek bir şey yok.Neden ona söylemediğimi falan sordu.Eğer en başında söyleseymişim,Gökçe'yi umutlandırmazmış mış falan filan işte."

"Neden istediğin birini bulup getirmedim madem!Hiç mi aklına gelmedi?"diye çıkıştım kaşlarımı çatarak.

"Bunu sana zorla yaptırmadım Eflal.Sordum ve kabul ettin.Bana sinirlenmeyi kes!"diyerek o da kaşlarını çattı ve buz mavisi kot ceketinin cebinden küçük bir takı kutusu çıkarttı.

"Vay be.Bir de evlilik teklifi mi yapacaksın?Tam da sırasıydı zaten bu karmaşada."Kutuyu açtı ve sinirle yüzüğü çıkartıp kutuyu masaya fırlattı.

"Babaannem verdi.Annemin yüzüğü bu.Takmak zorundasın!"Elimi hızla çekip parmağımı zorla yüzüğü sıkıştırdığında elimi ondan kurtardım ve yüzüğe baktım.Neyse ki naif ve kibar duruyordu ama bana göre fazla kadınsıydı.Genel olarak spor giyinen bir tiptim.Takılar,makyajlar ve elbiseler bana göre değildi.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin