Bölüm[46]

12 1 0
                                    

KISA BİR DUYURU!
SES'İ BİR İKİ GÜN DAHA ATAMAYACAĞIM VE NEDENİ DE ŞU,BEN ASLINDA YENİ BÖLÜMÜ YAZDIM VE GÜZEL BİR BÖLÜM OLDU.İKİ GÜN UĞRAŞTIM FAKAT WATTPAD'İN GAZABINA UĞRADIM YİNE:(
BÖLÜMÜ GÜNCELLEYİP KAYDETMEDİĞİM İÇİN YAKLAŞIK 2000 KELİMELİK BÖLÜM ÇÖP OLDU...
İKİ GÜN SONRA YENİDEN YAZIP TEKRAR YAYINLAYACAĞIM.
GÖRÜŞMEK ÜZERE KEYİFLİ OKUMALAR...

  Saat 01.10'u gösterirken telefonumu şifonyere koydum ve Kuzey'in yanına uzandım.Artık rahat bir uyku uyuyabilirdim çünkü kabus sona ermişti.İki aydır içimde tuttuğum,beni kemiren sır açığa çıkacaktı.

Gözlerimi kapattım ve Kuzey'e sarılıp güzel bir uykuya yelken açtım.Yeni bir mutluluğa merhaba dercesine...

Çalar saatimin titremesi ile elimi şifonyere uzattım ve gözlerimi aralayıp telefonu elime aldım.Saat 8.20'yi gösteriyordu ve hızla ayaklanıp,üstüme rahat şeyler geçirdim.

Kuzey'i uyandırmadan evden çıkabilirsem harika olacaktı çünkü ona uyduracak bir bahanem yoktu.Dershanem yarındı ve ona,amcalarını şikayet etmeye gidiyorum diyemezdim.

Efe'nin verdiği flash belleği çantama attım ve parmak uçlarımda yürüyerek odadan çıktım.Hava bugün hafif yağmurlu olduğu için,serindi ve üstümü sıkı giyinmezsem üşütebilirdim.Merdivenleri indim ve portmantoda ki siyah kapşonlumu üstüme geçirdiğim gibi, evden ayrıldım.

Durağa yürüyordum ve kulaklığımdan gelen Lana Del Rey-High By The Beach şarkısını mırıldanıyordum.Tam şu sıra,moodumu yansıtan en iyi şarkı buydu sanırım.

Şarkının en sevdiğim kısmını mırıldandım ve ellerimi vebime sokup derin bir nefes aldım.

Everyone can start again.
Not through love but through revenge
Through the fire,we're born again. Peace by vengeance,brings the end...

Diyor ki;
Herkes yeniden başlayabilir.
Aşkla olmasa da intikamla
Ateşle yeniden doğuyoruz.
Barış büyük bir şiddetle,sonu getirir...

Kuzey'in amcaları onun hayatını mahvetmişti ve şimdi ben onun intikamını alıyordum.Ateşle değil,adaletle.Her şeye yeniden başlayacağız.Onları-kötüleri-hayatımızdan çıkartıp,mutlu olarak.

Bir elin kolumu sıkıca tutmasıyla,irkildim ve arkamı döndüm.Yanımda duran siyah arabaya sürükleniyordum.Yine...

Zafer denen herifin beni zorla kaçırdığı gün gibi.Bağırmak için ağzımı açtığım sırada el ağzımı ve burnumu pamukla kapattı ve beni hızla arabanın içine itti.Sonrası tamamen bulanık.Bayıcı eter kokusunu,ciğerlerimde hisseder hissetmez kendimden geçmiştim yine.

Gözlerimi araladığımda yine terk edilmiş bir depoda elim kolum bağlı,bir sandalyede oturuyordum.
Neden tüm bunlar beni buluyordu...

Her yer hala bulanıkken karşımda duran iki adamın aralarında konuştuklarını işittim ve gözümü kapatıp tekrar açtım.Görüntü biraz da olsa aydınlanmıştı ve onlar yabancı değildi.

"Kuzey'in amcaları..."Mırıldandığımda birisi uyandığımı fark edip yanıma geldi ve kendi çapında kıkırdadı.

"Küçük dedektif uyanmış demek..."Histerik bir kahkaha ile yanındakine döndüğünde,sesinden tanımıştım onu.Leon'un babasıydı bu.

Zar zor kendime geldim ve etrafa bakındım hızlıca.

"Siz...Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!"Gözlerimi ona döndüğümde burnunu çekti ve"Biz ne mi yapıyoruz?"diye sordu.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin