Bölüm[48]

7 0 0
                                    

Kuzey'in Anlatımıyla;

   "Bakın Memur Bey benim karım ve kardeşi beş gündür ortalıkta yok.Öz amcalarım katil ve adım gibi eminim onların yanındalar."Sinirle elimi masaya vurduğumda polis memuru bıkkınca bir nefes verdi ve kolumu tuttu.

"Bakın Kuzey Bey..."Kolumu elinden kurtardım ve"Tamam sakinim."diyerek geriye çekildim.

"Biliyorum merak ediyorsunuz.Sizin kadar biz de merak ediyoruz onları ama elimizden gelen tek şey aramak ve sizden istediğim tek şey de sakin olup beklemeniz."Güldüm ve bir elimi belime koyup diğer elimle darmadağın olmuş saçlarımı karıştırdım.

"Sakin mi?Siz neden bahsediyorsunuz?Karım hamile benim.İkiz bebeklerimize hamile ve o caniler onu nasıl bir ortamda tutuyorlar bilmiyorum."

"Lütfen sakin olun."Kapının tıklanması ile adam kafasını kapıya çevirdi ve"Gel."diye mırıldandı.

Kapıdan kafasını uzatan genç bir kadın polis,önce bana baktı sonra da polis memuruna döndü.

"Komiserim dün kaçırılan çocukla alakalı bir gelişme var.Bir kaç dakikalığına bakabilir misiniz lütfen?"

"Tamam.Geliyorum şimdi."Kadın kapıyı kapattığında adam bana döndü ve derin bir iç çekip yutkundu.

"Bakın Kuzey Bey,eminim ki kısa süre içinde Eflal Hanım'la kardeşini bulacağız.Gazetelerde vesaire her yerde haberler yapıldı ve görgü tanıkları işimizi kolaylaştıracaktır.İki gündür odamı basıyorsunuz ve beni zor durumda bırakıyorsunuz.Şimdi işime dönmeliyim,iyi günler."Sinirle derin bir nefes aldım ve odadan çıkıp koridorda ilerledim.Cebimde ki telefonun titremesi ile elimi cebime attım ve telefonu elime alıp ekranına baktım.

Avukatım Cansel'in aradığını görüp istemeye istemeye telefonu açıp kulağıma götürdüm ve"Ne oldu?"dedim.

"Kuzey Bey,Fikret Yolcu sizinle olan anlaşmasını bozmuş ve anlaşma gereği hisse senetlerinin çoğusunu size devretmiş.Sönmez Holding bu kadar hissenin giderini karşılayacak kapasitede değil ve böyle giderse batmanın eşiğine gelebilirsiniz."

"Cansel sonra konuşsak olur mu?Zaten yeterince meşgulüm."

"Fakat Kuzey Bey böyle giderse holding yarına kalm-"Sinirle kaşlarımı çattım ve"Holding kimin umrunda!"diye bağırıp telefonu kapattım.Koridorda ki bana bakan meraklı gözleri görmezden gelerek çıkışa doğru yürüdüm ve arabamın yanına geldim.Günlerdir gözümü bile kırpmamıştım ve ev halkı olarak berbat bir haldeydik.

Kumsal ve Elif odalarına çekilmiş salya sümük ağlıyor,babaannem amcalarımın bu yaptığını sindiremiyor ve Kardelen tamamen batmış bir durumda...

Bir yandan babasının anne ve babamı öldürmesi, bir yanda da sevdiği iki insanı kaçırması sarsmıştı onu.

Emniyet kemerimi taktım ve cebimde ki telefonu elime alıp Leon'u aradım.Halihazırda o da berbat bir haldeydi çünkü onun babası da bu işin içindeydi.

"Ne yaptın?Yok mu hala bir haber?"Her zamankinden daha dunuk gelen sesini işitince sanki o görüyormuş gibi kafamı iki yana salladım ve"Yok."diyebildim sadece.Bir kaç saat önce aramıştı ve şu sıralar kendini suçlu hissedip,sürekli arama gereği duyuyordu.Bu onun suçu değildi bunu biliyordum ve ona da söylüyordum.

"Bak Kuzey,yemin ederim bilmiyordum.Bilsem ben kendim gider polise söylerdim.Babam ve amcam böyle bir şeyi nasıl yapabildiler onu da anlayamıyorum."

"Leon bak lütfen...Ben senin bu olayla alakan olmadığını biliyorum zaten.Kendini suçlayıp durma."Uykusuzluktan batmaya başlayan gözlerimi kapattım ve kafamı geriye yasladım.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin