Bölüm[11]

14 1 0
                                    

  "Konuyu fazla büyütüyorsun Gökçe.Bu kadar abartma."Kapı kapandığında sesleri bir nebze de olsa kesilmişti.En azından biz duymuyorduk.

"Hadi gel Kumsalcığım."dedim ve Kumsal'ın sandalyesini ittirmeye başladım.Salona geldiğimizde çalışma odasının kapısı açıldı ve büyük bir gürültü ile çarpıldı.Panikle kafamı salon kapısına çevirip neler olup bittiğini anlamaya çalıştım.Kumsal'da en az benim kadar merak ediyordu evde yaşanan olayı.Kuzey kapının eşiğinde belirince gözlerimi hızla kapıdan kaçırdım ve Kumsal'a döndüm.

"Benim dışarıda bir kaç işim var.Akşam olmadan dönerim."

"Görüşürüz abi."diyerek el sallayan Kumsal'a abiside el sallayarak karşılık verdi ve evden ayrıldı.

"Ben bir bardak su alıp geleceğim Kumsal."Kafasını tamam anlamında sallarken ben de koltuktan kalkıp mutfağa ilerledim.Gökçe sinirli bir yüz ifadesiyle çalışma odasından çıkarken olabildiğince onu görmezden gelmeye çalıştım.Mutfağa geldiğimde bir bardak aldım ve sürahiden biraz su doldurup içtim.Boğazlarım düne bakaraktan daha iyiydi ve pek acıdığı söylenemezdi.Su bardağını yıkayıp yerine geri koydum ve yavaş adımlarla Kumsal'ı bıraktığım yere ilerledim.Kapıya yaklaştığım sırada içeriden Gökçe ve Kumsal'ın sesini işittim.Kumsal bir şeyler mırıldandı ama tam duyamadım ve Gökçe'de değişik bir gülüş attı.

"Abini buradan gitmemiz konusunda ikna edeceğim,ne yazık ki Kumsal.Buna engel olamazsın."dedi ve Kumsal'ın sıkarak tuttuğu kolunu hızla septirdi.Ben şu an kolunu tuttuğunu yeni fark ediyordum ve onun amacı neydi?Bunu Kumsal'a nasıl yapabilirdi.Hızla salona girdim ve Gökçe'nin kolunu tutup kendime çevirdim.O kadar sinirlenmiştim ki şu an Suzan Hanım bile gelse elimden alamazdı onu.O derece gözüm dönmüştü.

"Sen,sen ne yapıyorsun?"dedim kaşlarımı çatarak.Koluna baktı ve o da anlamamış bir ifade ile kaşlarını çattı.

"Asıl sen ne yapıyorsun?"

"Kumsal'a söylediğin o saçma sapan şeyleri duymazdan gelebilirdim ama o hareketin affedilemez!Utanmıyor musun küçücük kızın kolunu öyle tutup sıkmaya?"diye çemkirdim yüksek bir sesle.Şu an kimsenin duyması zerre kadar umrumda değildi.İleri gidiyorsam,gidiyorum.Ben haklıydım.

"Sen benimle böyle konuşamazsın!Kovdururum kızım seni!Ben bu evin geliniyim."Kolunu elimden kurtardı.Alayla güldüm ve burnumu çektim.

"Hayır!Eflal ablamı kovdurmam."diyerek arkama sığışan Kumsal'ı sandalyesinden kucağıma aldım.

"Gel ablacığım derse başlayalım artık."Hızla yanından geçerken bir yandan da derin bir iç çektim.Kuzey'e bu konudan kesinlikle bahsetmem gerekiyordu çünkü Kumsal konusunda zaten çok hassastı.Aralarının bozulup bozulmaması umurumda değildi.Benim için önemli olan Kumsal'ın mutluluğuydu.

Bir kaç saat matematik çalıştık ve Leon olmadan biraz sıkıcı geçtiği doğruydu.Matematikten sıkılan Kumsal'a birazcık kitap okuması için izin vermiştim.Ben de telefonumdan instagramı açtım ve dolaşmaya başladım.Kapının açılmasıyla sağıma döndüm ve telefonun ekranını kapattım.Gelen Kuzey'di.

"Odama geçiyordum.Bir uğrayayım dedim."Kumsal kitabını havaya kaldırdı ve"Pamuk Prenses okuyorum."diyerek gülümsedi.Kuzey bayağı bir bitkin gözüküyordu.Sanki günlerdir uyuyamamış bir ifadesi vardı.Zorla gülümser gibi yaptı ve"Oku bakalım."diyerek kapıyı kapattı.

Hızla ayağa kalktım ve kapıyı tekrar açtım.Kuzey henüz çok ilerlememişti.Arkasını dönüp şaşkınlıkla yüzüme baktığında bir şey söylemek istediğimi tahmin etmişti.

"Bir şey mi oldu?"diyerek yanıma geldiğinde kafamı salladım yavaşça.

"Ne oldu?"dediğinde arkamı döndüm ve Kumsal'a bakıp yavaşça kapıyı kapattım.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin