Bölüm[50]

8 0 0
                                    

   Şu an saat gece 01.08 ,biliyorum bölüm geç geliyor ve Ses hala yayınlanmadı ama inanın bana telefonum çok kasıyor ve değiştirene kadar böyle devam edecek...Yaklaşık bir hafta sonra değiştirmeyi planlıyorum.Bu süre zarfında sadece 3 günde bir Umursamazlık Felsefesi'ne bölüm koyacağım.Zaten 2-3 bölüm sonra final yapmayı düşünüyorum:")Biliyorum beraber güzel bir kitabı sürdürdük ama sona doğru yaklaşmaktayız...Bu arada Ses'e gelecek olursak:/üzücü bir haber olacak bu ama ben yaklaşık bir ay kadar yeni bölüm koymayacağım.Yani Ses'e ara veriyorum.Lütfen yargılamayın ve anlayış gösterin:")Şimdilik keyifli okumalar...

   Kardelen'e olayı kısaca özetledikte hemen sonra telefonu cebime atıp tekrar hemşireye döndüm.

"Bebekler?Onların durumu nasıl peki?"

"Hem Eflal Hanım'ın,hem de bebeklerin hayati riski çok fazla şu an.Doktorumuz gerekli bilgiyi size verecektir.Şimdilik yapmanız gereken tek şey gerekli olan kanı beklemek."Hemşire yanımızdan ayrılırken elimi alnıma koydum ve koridorda dört dönmeye başladım.

"Bebeklere bir zarar gelirse Eflal beni asla affetmez."

"Girmeseydin abi tek başına."

"Doğru a*ına koyayım.Sen İronman'sin çünkü.Sen gelseydin Leon,Eflal vurulmaz mıydı yani?"Alayla homurdanıp Efe'nin yanına oturduğumda,ne ondan ne de Leon'dan ses çıkmıştı.İkiside tepkisizce susup,içeriden gelecek bir haberi bekliyordu.Çok sürmeden Kardelen koşarak yanımıza geldiğinde,Efe ayağa kalktı ve ikisi sanki yıllardır görüşmüyormuş gibi birbirine sarıldı.

"Sonradan hasret giderseniz?"Ayağa kalktığımda Kardelen,Efe'den ayrıldı ve bana döndü.

"Eflal ablamın durumu nasıl?"

"Kanı bekliyorlardı.Hala riskini sürdürüyor."

"Tamam ben hazırım.Ne kadar gerekiyorsa alsınlar."Danışmaya doğru yürüdük ve danışmaya durumu açıklayıp,beklememiz için gösterdiği sandalyeye oturduk.

"Bebekler..."diye mırıldanan Kardelen'e döndüm ve derin bir iç çekip"İyi olacaklar."dedim.

Hemşire yanımıza geldiğinde peşinden ilerledik ve kan alım odasına geldik.

"Hemşire Hanım karım iyi olacak değil mi?"Şaşkın bir ifade ile yüzüme baktı ve Kardelen'e oturması için sedyeyi işaret ederken,gülümsedi.

"Umarım iyi olacaktır.Gerekli olan kan kısa süre içinde bulunduğu için çok şanslısınız."Ufak bir pamukla Kardelen'in koluna,bir ilaç sürerken ben de duvara yaslandım ve onları izliyordum.Daha önce bir kaç kere kan bağışında bulunmuş olsamda,şu an açlıktan ötürü midemi biraz sarsmıştı.

Kardelen,hemşire şırıngayı koluna batırırken ufak bir ciyaklama sesi çıkarttı ve gözünü sıkıca kapatıp kafasını başka bir yöne çevirdi.Yaklaşık 5 dakika kadar süren bir işlemden sonra hemşire, kanı koyduğu son tüpün ağzını sıkıca kapattı ve"İşte bu kadar."diye mırıldandı.

"Kardelen Hanım sizden 500 gram kadar kan aldık ve dilerseniz bir sonra ki kan verim işlemini 120 gün sonra yapabilirsiniz.Geçmiş olsun."Kardelen kolunu tutup zorla gülümsediğinde,ayağa kalktı ve beraber Efe ile Leon'un yanına gittik.

"Hala bir haber yok mu?"Efe kafasını hayır anlamında salladığında,yanına oturdum ve gözlerimi kapatıp kafamı geriye attım.

"Biliyor musunuz ben Eflal'i mutlu edecek hiç bir şey yapmadım şimdiye kadar."Gözlerimi araladığımda hepsi anlamamış bir ifade ile yüzüme baktı.

Kardelen yanıma oturup"Kendine haksızlık yapma abi.Eflal abla senin yanında her zaman mutluydu."diye mırıldandı.

Kafamı iki yana salladım ve tekrar gözümü kapattım.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin