Bölüm[28]

12 1 0
                                    

    Odaya geldiğimde Kuzey yatağa uzanmış mışıl mışıl uyuyordu.Uyuma dediğim halde uyumuştu bir de.Gözlerimi devirdim ve yanına uzanıp yüzüne baktım.Uyurken ben de bu kadar güzel görünüyor muydum acaba?Tabiki de hayır.Ben uyurken ağzımdan salya falan akar herhalde.Kafamı yüzüne biraz daha yaklaştırdım ve yanağına ufak bir öpücük bıraktım.

"Hey!Taciz mi ediliyorum?"Gözünü yavaşça araladığında kafamı evet anlamında salladım ve yastığa geri yattım.

"Uykun çok hafif.En ufak bir ses bile yapmamıştım."

"Öyledir.Tetikte uyurum her zaman."diye mırıldandı ve tekrar gözlerini kapattı.

"Bir buçuk hafta sonra,hayatıma hiç girmemişsin gibi davranmak istemiyorum.Sen benim kocamsın artık.Öyle davranacağım.Ben de senin karınım."Sesini çıkartmadığınıda onca şeyi uyuyan birine söylemenin verdiği sinirle kaşlarımı çattım.

"Kuzey?"diye mırıldandığımda"Tamam karıcığım."diye fısıldadı gözlerini açmadan.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve"Yes!"diyerek sevinçle elimi yumruk yaptım.Sabah olduğunda,Kuzey evden çoktan ayrılmıştı bile.Bu ara çok yoruluyordum ve yorgunluktan geç uyanmıştım.Şifonyerin üstüne koyduğum telefonu alıp ekranını açtım ve saate baktım.Saat 11'e geliyordu.Her halde ben yeni uyanırken,Kuzey 10.toplantısına falan giriyordur.

Yataktan çıktım ve merdivenleri inip salona gittim.Salon fazla sessizdi ve kimse yoktu.Tekrar yukarı çıktım ve Efe'nin kapısını açıp etrafa bakındım.Dağınık yatak,yatağın üstünde ki denenmiş ve beğenilmemiş tişörtler(tabir-caizse tersi çevirilmiş kıyafetler.),masanın üstüne açılmış ama tek çizik atılmamış bir test kitabı ama Efe odada yoktu.Bu çocuk hep böyle dağınıktır.Gözlerimi devirdim ve oflaya puflaya odadan çıkıp karşı odanın kapısını açtım.Kardelen'in de odası,bir kız odası denilemeyecek kadar dağınıktı.Her yer de yumuşturulmuş kağıtlar ve etrafta bırakılmış makyaj malzemeleri vardı.

Odaya bir adım attım ve ayağımın ucunda gördüğüm kağıdı,eğilip elime aldım.Her halde üniversite sınavı için not tutuyor,sonra çöpe atmaya üşenip yere fırlatıyordu.Kağıdı açtım ve içinde gördüğüm yazı ile şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.Ders notu değildi bu,dört duvar arasında sıkılmış bir kızın, amaçsızca çalışması adlı tabloydu.

Diğer kağıdı aldım ve açıp okumaya başladım.Bu Efe'nin yazısıydı,nerede görsem tanırdım bu düzensiz,doktor yazısını.Yerden diğer kağıdı aldım ve açıp okumaya başladım.Sanırım bu Kardelen'in yazısıydı.Elimde ki üç kağıtta da birbirlerine ettikleri hakaretler yazıyordu.Öküz,yılan,şeytan gibi bir sürü aptalca yazılar yazıp birbirlerine göndermişlerdi anlaşılan.

"Eflal abla?"Arkamı döndüm ve kapının eşiğinde ki Kumsal'a baktım.

"Kardelen ablam hala gelmedi mi?O elinde ki kağıtlar ne?"Elimde ki kağıda baktım ve yanına ilerleyip gösterdim.

"Yerde buldum bunları.Bu Efe'nin yazısı ve sanırım bu da Kardelen'in.Birbirlerine karşı çok kabalar değil mi?"Kağıda baktı ve"Aa bu kağıtlar."diyerek kıkırdamaya başladı.

"Dün,siz eve gelmeden önce Efe abi bunu Kardelen ablaya götürmemi istedi.Sonra o da ona karşılık bunu gönderdi."Elinde ki Kardelen'in yazısına ait kağıdı gösterdi ve konuşmaya devam etti.

"Bir oraya bir buraya gitmekten yorulmuştum.En sonunda Efe abi ona gönderilen tüm kağıtları geri götürmemi istedi.Sonra Kardelen abla çok sinirlendi ve hepsini yumuşturup yere fırlattı."

"Çocuk bunlar ya.Sen ve Elif'ten daha küçük gibi davranıyorlar."Odadan çıktığımızda Kumsal'a döndüm ve"Efe veya Kardelen'in nerede olduklarını biliyor musun?"diye sordum.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin