Bölüm[21]

4 1 0
                                    

"Sonra demiş ki..."Kumsal ve Elif pür dikkat yüzüme bakarken ikisinin de karnına dokundum ve gıdıkladım.

"Bööö!Sizi yiyeceğim."İkisi de kahkahalara boğulurken Efe gözlerini devirdi.

"Bu nasıl korkunç bir hikayedir?O kadar korktum ki anlatamam abla."

"Sen kork diye anlatmadım.Ayrıca biz eğleniyoruz sanane?"Yerden kalktım ve Kumsal'ı kucağıma alıp sandalyesine koydum.

"Sen daha korkunç olanını anlat o zaman Efe abi."

"Hayır Kumsal."İşaret parmağımı salladığımda somurttu.

"Boşver Kumsal.Eflal ablanın hikayeleri aşırı derecede korkunç zaten."Kanepeden kalktığında ona baktım ve telefonuna gülümsediğini fark ettim.

"Ne iş?Bu seferkinin adı ne?Sudenaz mı?Ya da Buse naz."Gözlerini devirdi ve yürümeye başladı.

"Ben çıkıyorum bir arkadaşla buluşacağım."

"Geç kalma!Bana emanetsiniz."Sürekli bunu diyerek canını sıkmak istemiyordum ama dedirtiyordu işte.Kumsal ve Elif yanımdan kaybolduklarında etrafa bakındım ve kaşlarımı çattım.

"Yine nereye gitti bunlar?"Mırıldandım ve yürüyerek salona göz gezdirdim.Suzan Hanım merdivenden inerken gülümsedim ve boğazımı temizledim.

"Suzan Hanım birazdan dershane için çıkmam gerekiyor.Müsade ed-"

"Tabi kızım.Ben Kumsal ve Elif'e göz kulak olurum.Evdeyim bugün."

"Çok teşekkürler."Hızla merdivenleri çıktım ve odaya girdim.Kuzey bugün erken çıkmıştı bu yüzden evde değildi.Üstüme uygun kıyafetler giydim ve evden ayrıldım.

Dershaneye geldiğimde sınıfımı buldum ve içeri girdim.Aynı dershanede,farklı bir sınıftaydım.Tanıdık yüzler yoktu ama sorun değildi.Arkadaş edinmeye değil ders dinlemeye geliyordum.Bir kaç saat sıkıcı matematik dersi ve edebiyattan sonra saat 4'ü gösterirken zil çaldı.Derin bir nefes alıp sınıftan çıktım ve merdivenleri inmeye başladım.

"Eflal."Arkamdan gelen kız sesi ile arkamı döndüm ve yutkundum.Gökçe, kanlı canlı karşımda duruyordu.Tek kaşımı kaldırdım şaşkın bir ifade ile.

"Ne işin var burada?"

"Ben de aynı soruyu sana soracaktım.Ben ders almaya geliyorum ya sen?"Alayla gülümsedim ve ona doğru ilerledim.

"Babam bu dershanenin müdürü."Siktir...Eflal yine sıçtın iyi mi?

"Ne güzel,ne güzel.Neyse sana iyi günler."Arkamı döndüğümde tekrar konuşamaya yeltendi.

"Kuzey'le..."Yutkundu ve duraksadı.

"Nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor.Her zaman ki gibi."Döndüm ve gülümsedim.

"Yalancısınız.Size inanmıyorum."Dudaklarımı birbirine bastırdım ve burnumu çektim.

"Neden?"

"Kuzey senin gibi bir kızla olamaz.Sen spor ayakkabı giyiyorsun ben topuklu,sen pantolon giyiyorsun ben elbise.Biz çok farklıyız ve Kuzey beni istemese bile senin gibi bir kızı tercih etmezdi."Güldüm ve kaşlarımı havalandırdım.

"Komiksin.Bu bağıntıyı nasıl kurdun?Sen sadece kendini yücelten bir ucubesin Gökçe.Kuzey'in seni neden sevmediği aşikar değil mi?"Tüm nefretimi yüzüne kustum ve hızla merdivenleri indim.Dışarı çıktığımda durağa yaklaşan ilk otobüse bindim ve oradan uzaklaştım.Tarzımı seviyordum ve üç-beş kız küçümsedi diye değişmeye niyetim yoktu.Rahat kıyafetlerimle mutluydum ben.Tüm gün prenses gibi dolaşamazdım etrafta.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin