Bölüm[43]

13 1 0
                                    

  Kuzey bir şey anlamamış gibi yüzüme baktı ve"Ne diyor bu?"dedi.Tabi ki doktor duymamıştı çünkü ben iyi bir dudak okuyucuydum.Omuzlarımı silktim ve heyecanla"İkiz mi?"diye mırıldandım.

"Evet tam şurada işte,bu çok utangaç olduğu için şimdiye kadar görünmedi sanırım."Eliyle ultrasonun ekranını gösterdiğinde Kuzey ve ben ekrana düşecekmiş gibi baktık ama hiçbir şey anlamadık.

"Duydun mu Eflal?İki tane bebeğimiz olacakmış.Umarım ikiside erkektir."Kuzey heyecanla bana baktığında gözlerimi devirdim ve güldüm.

"Duydum Kuzey,sağır değilim."

"Yalnız ikiside erkek değil Kuzey Bey."Doktor gülerek ona döndüğünde merakla ona baktım ve"İkisi de kız mı yoksa?"dedim.

"Hayır.Birisi kız,birisi erkek."

"İşte bu daha güzel."Kuzey gülümsediğinde ben de güldüm ve doktor karnımı silmem için peçete uzattığında,elinden aldım ve teşekkür ettim.

"Bir isim düşünmüş müydünüz?"Doktor masasına geçtiğinde Kuzey kolumdan tuttu ve sedyeden inmeme yardım etti.

"Siz ikiz dediğizde,Messi ve Ronaldo olur diye düşünmüştüm ama bir tanesi kızmış."

"Kuzey!"Kaşlarımı çattığımda"Ne?"diye homurdandı ve kolumu bıraktı.

"Henüz erken ve düşünmek için bol bol vaktiniz var.Bu arada ikiz bebekte risk biraz daha fazla oluyor.Dikkatli ol ve sana verilen ilaçları düzenli kullan.Dengel beslenmelisin bir de.Ağır eşya kaldırma sakın."Doktor bir şeyler işaretledi ve kalemi masaya koyup,kontrol kağıdını bize uzattı.

"Merak etmeyin ben onunla ilgileniyorum."Kuzey lafa atladığında ofladım ve"Bir daha ki sefere Kardelen'le geleceğim."diye yanıtladım.İşlerimiz bittiğinde odadan çıktık ve koridorda ilerlemeye başladık.Kuzey,elinde ki ultrason görüntüsüne bakıyor ve bir şeyler anlamaya çalışıyordu.

"Bu gözleri sanırım."dediğinde ona baktım ve"Saçmalama,daha çok küçük."dedim.

"Küçükler."diye düzelttiğinde kıkırdadım ve elinde ki görüntüyü çekip ben de baktım.

"Kuzey?"Arkamızdan gelen ince bir ses ile ikimizde sesin geldiği yöne baktık ve şaşkınlıkla kızıl saçlı kadını süzdüm.Uzun boy,kızıl saçlar,bir ton boya ve estetik...Rus bebeklerine benziyordu aynı.Peki bu kadın benim kocama neden seslenmişti?Kaşlarımı çattım ve kadın yanımıza doğru yürürken Kuzey'e baktım.

"Dilara?"diyerek tek kaşını kaldırdı ve gülerek yanına yaklaşan kadına sarıldı.Hey!Çek ellerini o kadından,eve gidince dayak yersin yoksa...

Yutkundum ve kadın Kuzey'i sarmalarken öylece bakakaldım.Yüzüm sinirden kıpkırmızı olurken öksürdüm ve Kuzey'in bunu duyması ile kadından ayrılması bir oldu.Yüzüme"Eve gidince görüşürüz."bakışı taktığımda o da"Hı hı."der gibi baktı ve tekrar kadına döndü.

"Senin burada ne işin var?"Sana ne ayol?Sana ne!

"Hamileyim."dediğimde kadın bana küçümseyen ve anlamamış gözlerle baktı ve Kuzey'de eliyle beni işaret ederek"Eflal,benim karım."diye cevap verdi.

"Doğum kontrolü için geldik."

"Vay be,evlendin mi?Ne ara?Hiç haberim olmadı ve Leon zaten ayrı bir hayırsız."Kadın şakasına Kuzey'in koluna vurduğunda,gözlerimi devirdim ve kollarımı birleştirdim.

"Apar topar oldu,kimseye haber veremedik.Senin burada ne işin var?"Sana ne Kuzey!Sana ne...

"Bir arkadaşımı ziyarete geldim.Neyse benim acil bir yere gitmem gerekiyor,sonra görüşürüz umarım."Kadın aceleyle tekrar Kuzey'e sarıldığında,gözlerimi büyüttüm ve yanımızdan ayrıldığında bir süre arkasından bakıp Kuzey'e döndüm.

"Kim bu Dilara?Senin için çok şey ifade eden mi?"Kaşlarımı çattığımda yürümeye başladı ve"Eski flörtüm."diye cevap verdi.

"Ne!Kızımıza bunun ismini mi verecektin?Onunla yapsaydın madem bebeği.Sana inanmıyorum ya!"Sinirle yürümeye başladığımda peşimden geldi ve"Eflal."diye mırıldandı.

"Ne!"Morallerim sıfıra düşmüştü ama o hala rahattı.

"Şaka yapıyorum.Hiç şakaya da gelmiyorsun."Arabanın önünde durdum ve ona dönüp kollarımı birleştirdim.

"Ne konuda?Flörtün değil miydi?"

"Hayır isim konusunda ciddi değildim.Şakasına demiştim ben onu."

"Flörtündü yani."

"Hava soğumaya başladı.Eve gidelim."Arabanın kapısını açtığında alayla güldüm ve şakaklarımı ovdum.Konuyu saptırmaya çalışıyordu.

"Sinirlenmemeliyim,sinirlenmemeliyim,sinirlenmemeliyim..."

"Hadi."dediğinde onu ittim ve koltuğa oturup kapıyı sertçe kapattım.
Şoför koltuğuna oturduğunda,saçını başını yolmamak için kendimi zor tutuyordum.

"İkiz bebeklerimiz olacak.Biraz gülsene."Arabayı çalıştırarak bana döndüğünde yüzümü cama çevirdim ve"Senin yanında gülmek haram."diye söylendim.

"Ömrümü yedin Eflal,ömrümü."Ofladı ve kemerini takıp arabayı sürmeye başladı.

"Ben mi yemişim?Aşermişimdir ya.Gerçi sen rahata da alışkınsın,bir anda ben ve bebekler ağır geldi sana."

"Ne alaka?"Homurdandığında gözlerimi devirdim ve"No oloko?"diyerek onu taklit ettim.

"Sonro goroşoroz.Hele bir görüş,bak bakalım dünya kaç bucak."Kaşlarımı çatıp ona döndüğümde eğleniyormuş gibi güldü ve kafasını iki yana salladı.

"Ah Eflal ah,ne yapacağız bu kıskançlık huyunla?"

"Kes be!Sanki sen çok normalsin."Tekrar cama döndüğümde kıkırdadı ve eliyle yanağımdan makas aldı.

"Git!Sırnaşma sakın."Elimle elini ittim ve kaşlarımı daha da çattım.

Kuzey'in telefonunun zil sesi tüm arabaya dolarken,ona döndüm ve eline aldığı telefona baktım.

"Kim o?Dilara mı?"

"Evet."Otuz iki diş sırıttı ve telefonu açıp kulağına koydu.

"Tamam geliyorum,yakınlardayım zaten."Telefonu kulağından çektiğinde gözlerimi kıstım ve"Ne o?Dilara oturmaya mı çağırdı?"diye söylendim.

"Sönmez Holding'e kahve içmeye gelmiş.Bir uğrayalım,ayıp olur."Alayla güldüğünde gözlerimi devirdim ve geriye yaslandım.

Çok sürmeden holdingin önünde durduğumuzda bana döndü ve"Gelecek misin,yoksa arabada mı duracaksın?"dedi.Kemerimi açtım ve hayır anlamında başımı salladım.

"Seni yalnız bırakamam.Holdingte bir sürü yılan var ve bu riski alamam."

"Her gün sen mi varsın yanımda?"dedi ve alayla güldü.Ofladım ve ona cevap vermeden arabadan indim.Aklı sıra beni kıskandırmaya çalışıyordu.Zevk alıyordu bundan...

"Neden geldik?"

"Ufak bir imza işi varmış.Karşı tarafın başkanı,tatile gidecekmiş ve acele olduğu için gelmek zorundaydım."Hızlı adımlarla içeriye girdiğimizde kapıda ki görevliler bize selam verdi ve hızla toplantı odasına ilerledik.

"İstersen burada beklerim."Kapının önüne geldiğimizde yüzüme baktı ve kafasını iki yana salladı.

"Hayır,yanımda dur.Burada bir sürü yılan var."Alayla güldüğünde kaşlarımı çattım ve o da kapıyı açtı.

Gözlerim direkt olarak o tanıdık yüze kaydı ve olduğum yer de donakaldım.Fikret Yolcu...Kuzey'in ebeveynlerinin ölmesinde yardımcı olan şahıs!

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin