Bölüm[47]

9 0 0
                                    

Bataklığa doğru batıyorduk ve batmamak kaçınılmazdı...

  Dizüstü oturduğum yerden hızla kalktım ve"Efe."diye mırıldandım.

"Efe'ye ne yaptınız!Bunu ondan nasıl aldınız!Nerede o?"Sinirle kaşlarımı çattığımda güldü ve flash belleği cebine attı.

"Mehmet'le sohbet ediyorlardı en son.Hala gitmek istediğine emin misin?Daha karpuz kesecektik."

"Beni kadeşime götür!"Geldiği yönü eliyle gösterdi ve"Bayanlar önden."deyip gülümsedi.Aşağılık herif...

Önüne geçtim ve hızlı adımlarla yürümeye başladım.Tek bir hareketimde arkamdan vurmaya hazır,yırtıcı bir sırtlan gibi hızlıca geliyordu arkamdan.

Deponun önüne geldiğimizde büyük kapının sürgüsünü açtı ve beni içeri itti.İçeri girdiğimde Efe tam karşımda,aynı beni bağladıkları gibi bağlanmış bir şekilde sandalyede oturuyordu.

Beni görünce sevinçle"Abla,öldün sandım."dediğinde ona göz devirdim ve yanına gittim.

"İyi misin Efe?Sana bir şey yapmadılar değil mi?Canını yaktılar mı?"

"Hayır,sence buna izin verir miyim?"Ters ters o ikisine baktığında zorla gülümsedim ve kafamı iki yana salladım.

"O zaman neden buradasın?"

"Bir anlık boşluğuma geldi."Güldüm ve acıyla yüzüne baktım.Bu durumda bile o ve ben hala birbirimizi güldürmeye çabalıyorduk.Kardeş olmak böyle bir şeydi işte.Her koşulda yanında ve seni mutlu eden insandı kardeş...

"Bırakın Efe gitsin,aldınız alacağınızı!Elimizde başka kanıt kalmadı."

"Güldürme beni Eflal.Salak mıyız biz?Belki Mehmet evet,ama ben asla."dediğinde Kardelen'in babası göz devirdi ve kollarını birleştirdi.

"Bağla şunu da."Eliyle beni işaret ettiğinde Kardelen'in babası yanıma geldi ve kolumu sertçe tuttu.

"Bırak!"dedim ve kolumu elinden çekip Efe'nin yanında ki sandalyeye oturdum.

Yine elim kolum bağlı,bu rahatsız sandalyeye mühürlenmiştim.Neyse ki yalnız değildim...

"Eniştem sizi gebertir.Benden söylemesi."Leon'un babası kıkırdadı ve tavlanın zarını atıp"Beş."dedi.

Kardelen'in babası bir kaç hamle yaparken o da bize döndü ve"Enişteni bir daha göreceğini kim söyledi genç adam?"diye mırıldandı.

Efe sinirle kaşlarını çattı ve"Leon senin gibi bir babası olduğu için,dünyanın en şanssız insanı olabilir.Senden utanacak."diye bağırdı.

"Tamam Efe.Yeter...."Sakin bir ses tonu ile ona döndüm ve yorgunluktan düşen gözlerimi kapattım.Burası yeterince sıkmıştı ve daha ne kadar dayanabilirim bilmiyordum.Bir çözüm üretip buradan çıkmam gerekiyordu ama,ilk kaçış planım yüzünden akıllanmışlardı ve daha çok üstümüze düşecekler gibi görünüyordu.

Saatlerce boş boş oturduk ve sıkıntıyla,derin derin içler çektik.Deponun kapısına sertçe vurulması ile irkildim ve sesin geldiği yöne baktım.Kardelen'in babası ayağa kalktı ve kapının kilidini açtı.Leon'un babası da oturduğu yerden kalktı ve"Nihayet."diye mırıldandı.

Fikret denen herifi çağırmışlardı...

"Bir bu eksikti..."Kendi kendime mırıldandığımda Efe'de merakla adama baktı ve"Bu herif ne ayak acaba?"dedi.

"Fikret bu işte.Üçüncü cinayet ortağımız."

"Vay it.Teşkilat tamamlandı desene."Histerik bir gülüş attığında, Fikret onlarla bir şeyler konuşarak yanımıza geldi ve tam önümde durdu.

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin