Bölüm[5]

21 1 0
                                    

  "Tamam Kumsal,ikinizden de özür diliyorum.Oldu mu?"Kumsal kafasını salladı ve abisine kocaman sarıldı.Abisi gözlerini kapattı ve saçlarına bir öpücük kondurdu.Abilerin kardeşlerine bu denli yakın ve sevecen olduğunu bilmiyordum.Elif ve Efe'de böyle mi oluyordu yoksa?Benden gizli hem de.Hainler.

"Abim de burada,bizimle dursa olur mu?"dediğinde kafamı salladım ama onun burada durmasını istemiyordum.

"Benim bazı işlerim var abisinin gülü.Sen dersini dinle güzelce,görüşürüz."Ayağa kalktı ve o giderken arkasından baktım.Aniden arkasını dönmesiyle kafamı hemen Kumsal'a çevirdim ve yutkundum.

"Hadi devam edelim Kumsal."
Yaklaşık 1 saat daha türkçe çalıştıktan sonra Kumsal'ın artık sıkıldığını sezmiştim.Konu anlatımı kitabını kapattım ve gülümsedim.

"Burada bırakalım.Bayağı ilerledik zaten.Mola verelim."

"Esra Sultan bugün pasta yapacak ona yardım edelim mi Eflal abla?"Bu aklıma yatkın bir fikir gibi gelmişti.Hem teyzeme destek olabilirdim ama Kumsal'ın bunu yapması doğru mudur bilemiyordum.

"Önce babaannene ya da abine sorsak?"dediğimde dudaklarını büktü ve başını öne eğdi.Onların,onun yerine karar vermeleri Kumsal'ın hoşuna gitmiyor gibi gözüküyordu.Derin bir iç çektim ve ayağa kalkıp Kumsal'ı sandalyesine yerleştirdim.

"Tamam.Bu seferlik böyle olsun.Kızacaklarını düşünmüyorum."Yutkundum ve onu mutfağa ittirmeye başladım.Babaannesi ve abisi evde değildi.Babaannesinden hiç bir şekilde çekinmiyordum ama abisinin ne zaman ne tepki vereceği belli olmuyordu.Muftağa geldiğimizde teyzem kremşantiyi hazırlıyordu.

"Bizde yardım edelim dedik."dediğimde teyzem gülümsedi ve Kumsal'a döndü.

"Kumsal kızım bana yardıma mı gelmiş?"Kumsal kıkırdadı ve teyzemin kucağına koyduğu kremşantiyi karıştırmaya başladı.

"Ben nasıl yardımcı olabilirim?"

"Şu an pasta için yardım lazım değil.Kurabiye yapmama yardım edebilir misin?Bu konuda sana güveniyorum."Kafamı tamam anlamında salladım ve teyzemin hazırladığı hamurdan bir parça kopartıp şekil vermeye başladım.
Teyzem yaptığım kurabiyelere bayılırdı.Bu konuda bana güvenmesinin altında da bu neden yatıyordu.

"Esra Sultan?Kumsal?"diye ciyaklayarak mutfağa giren kişiye baktım.Gelen sarışın 1.75 boylarında yakışıklı bir oğlandı.Sanırım cenetten düşüp Sönmez'lerin mutfağına çakılmıştı.Yüzüm kıpkırmızı olurken şekilleri yapmaya devam ettim.

"Leon,hoşgeldin ablasının kuzusu."diyerek kıkırdayan teyzeme döndüm.İstemsizce gelen gülmemi dudaklarımı birbirine bastırarak durdurmuştum.Adamın adı cidden Leon olamazdı değil mi?

"Leon!Sonunda geldin."diyerek onun yanına doğru giden Kumsal'a kısa bir süre başımı kaldırıp tekrar kurabiyelerle uğraşmaya başladım.Bugün misafir gelecekti sanırım.Onca hazırlığın sebebi bu olmalıydı.Leon denen kişide bunlardan biriydi.

"İngiltere nasıldı bakalım?"

Kumsal'ı kucağına alıp sarılan Leon teyzeme döndü ve kıkırdadı.
"Fena değil.Her zaman ki gibi.Herkesten uzakta olmak zor."Bunları söylerken gözleri bana çarptığında gözlerimi kaçırdım ve hamura odaklandım.
Teyzem beni gösterip konuşmaya başladı.

"Benim yeğenim Eflal.Kumsal'ın geçici öğretmenliğini yapacak."Leon kafasını hafifçe eğip selam verdi ve gülümsedi.

"Hoşgeldin."Yapmacık bir gülüş atıp sessizce hamurlara şekil vermeye devam ettim.

"Kuzey nerede Esra Sultan?"diyerek Kumsal'ı sandalyesine bıraktığında teyzem omuz silkti.

"Bilmiyorum ki evladım."

Umursamazlık FelsefesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin