Bölüm 37; böyle bir şey demiştin, değil mi demirci?

377 80 52
                                    


Vanne'nin onları uyarması üzerine; Towarz kasabasına tahsis edilmiş, Beyaz Diyar'da oldukları süre boyunca ihtiyaçlarını gidermeleri amacıyla verilmiş binadan apar topar çıktılar. Kendilerine önderlik eden insanlar eşliğinde göl kenarına kadar koşar adımlarla durmadan devam ettiler. Oraya vardıklarında onları bekleyen irice bir şalupayla karşılaştılar. Yirmi kişiye kadar rahatlıkla alacak geniş sandalın üzerinde Kuzey Kralı ve temsilcilerin çoktan yerlerini almış olduklarını gördüler. Kendilerine sahile kadar eşlik eden insanların görevleri bu noktada bitiyor, belli ki şalupanın bir sonraki durağı toplantı olduğundan onların binmesine izin verilmiyordu. Evan ve diğerleri bir bir kayığa atladılar.

Molero, Lulu'nun kulağına eğilip "Kurtların yüzme biliyor mu?" diye sordu. Lulu cevap vermedi ama bir anda bozulan morali ve asık yüzü her şeyi ifade ediyordu. "Ben de öyle tahmin etmiştim." dedi Molero tekrar doğrulurken.

Şalupanın ipleri çözüldü, artık karayla bir bağlantıları kalmamıştı. Sandalın ortasındaki dairesel alana konulmuş on beş oturak belli ki onlar için ayrılmıştı. Bir kral, dört temsilci ve on sözcü ile toplantıya doğru yelken açmışlardı.

Ortam çok gergindi. Sanki herkes nefesini tutmuş gibi dalgalardan başka hiçbir şey duyulmuyordu. Kral dışında herkes atmosferin altında eziliyor gibi görünüyordu. Üç dört saat evvel kendilerine müstehzi bir karşılama sunmuş Roffus şimdi sıkıntılar içerisinde tırnaklarını yiyordu. Molero, Evan'ın kulağına eğilip "Sanırım artık temsilciler de biliyorlar." diye fısıldadı.

"Kralım." diye fısıldadı Roffus. Yumruklarını sıkıyordu. "Böyle bir şeyden insanlığı nasıl habersiz bırakırsınız aklım almıyor."

Kral gülümseyerek sakallarını karıştırıyorken Roffus, gittikçe hiddetlenerek devam etti.

"İnsanlıktan saklamanızı geçtim bize de hiçbir şey anlatmadınız! Bunu da geçtim şimdi bir anda herkesi topluyorsunuz ve açıklamaya karar verdiğinizi söylüyorsunuz! Böle bir toplantının yarım yıllık hazırlığa ihtiyacı var! Nasıl bir duruma düşeceğinizden haberiniz var mı?! Sizi nasıl savunmamızı, nasıl desteklememizi bekliyorsunuz?!"

Bunlar Molero'nun Beyaz Diyar'a girdikten sonra Evan' yönelttiği şeylere benziyordu. Kral önce Evan'a baktı ve tebessümünü bozamadan Roffus'a dönüp "Beni savunmanızı istediğimi hatırlamıyorum temsilci Roffus." dedi. Roffus çılgına dönmek üzereydi. Ayağa fırlayıp "Nasıl yani?!" diye bağırdı. "Siz... Siz nasıl düşünüyorsunuz? Sizi... Sizi savunmayıp da ne yapacağız... Ahhhh! Her neyse!"

Ufak bir sinir krizi geçirip yerine oturdu. Diğer temsilcilerin de bakışları bulanmaya başlamıştı. Kendi aralarındaki fısıldaşmalardan duyulanlara bakılırsa kayık batsa ve burada can verseler daha mutlu olacaklarmış gibi duruyordu. Evan şu toplantıyı gittikçe daha da görmek istiyor, ayrıca kralın bu denli rahat olmasının arkasında ne olduğunu deliler gibi merak ediyordu.

Roffus dayanamamış, tekrar ayağa fırlayıp "Kralım! Lütfen söyleyin kafanızdan ne geçiyor!" diye bağırmıştı. "Daha önce hiç Kadim Göl Kurulu'yla toplantıya katılmamış gibi davranıyorsunuz! İşlerin ne kadar sıkı olduğunu benden ve herkesten daha iyi biliyor olmanız gerek! Bu kurulu da Beyaz Diyar'ı da siz oluşturdunuz! Şimdi tarihinin en çetin buluşması öncesinde bu kadar rahat olmanızın ardında ne var!"

Şalupanın ortasına doğru bir adım atıp koluyla karşılarında oturan Evan ve diğerlerini gösterdi ve "Yoksa, bizimle paylaşmayıp sözcülere emanet ettiğiniz bir plan mı var?!" dedi. Bir adım daha yaklaşıp "Molero!!" diye bağırdı. "Anlat bana kralın aklından ne geçiyor!"

DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin