Nico elinde baltasıyla ağaçların arasından koşmaktaydı. "Çocuklar!" diye bağırdı. Biraz ilerisinde koşturan Evan ve diğerleri onu duymuş gibi gözükmüyor, kimse onun bağırışlarına tepki dahi vermiyordu. Ne kadar hızlı koşarsa koşsun aralarındaki fark gittikçe açılıyor, nefes nefese kalmış Nico'nun öfke katsayısı da aynı oranda sınırına ulaşıyordu.
"Lupi!! Hey Demirci!! Çocuklar!! Beklesenize!!"
Artık o kadar uzaklaşmışlardı ki onları neredeyse seçemiyordu. Son kez derin bir nefes çekip "Evan!" diye bağırdı ve koşmayı kesti. Bir elini dizine bir elini ağaca koyup belini bükerek soluklandı. "Neden?" dedi kendi kendine. "Neden beklemiyorsunuz?"
"NEDEN BEKLESİNLER Kİ?"
Nico hızla dönüp elini koyduğu ağaca sırtını yasladı ve konuşan kişiyi görmeye çalıştı. Baltasını havada tutuyor ve başını bir o yana bir bu yana çeviriyordu. "Kimsin?" diye bağırdı. Gulyabani, Nico'nun yaslandığı ağacın arkasında belirdi.
"BUNDAN DAHA ÖNEMLİ SORULAR OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYOR MUSUN, HA NİCO?"
Nico hızla Sera'ya saldırdı ama baltası ağaca saplanmıştı. Sera kıkırdayarak onun arkasına doğru yürümeye başladı. Nico baltasını ağaçtan çekmeye çalıştıkça demir daha da içeri batıyordu. Ağacın kabukları sanki canlıymış gibi çatırdayarak baltanın yüzeyinde ilerlemeye başlamıştı. Nico, sanki bir bataklığa düşmüş silahını orada bıraktı ve arkasını döndü. Gulyabani ona bakıyor ve gülümsüyordu.
"Adımı nereden biliyorsun?" diye sordu Nico.
Kadın yine gülmeye başlamıştı.
"BUNLAR GEREKSİZ AYRINTILAR!! SÖYLE BANA DOSTLARININ NEDEN SENİ GERİDE BIRAKTIĞINI BİLMEK İSTİYOR MUSUN İSTEMİYOR MUSUN?"
Nico sesini çıkartmamıştı. Sadece dudaklarıyla bir hareket yaptı.
"ÇÜNKÜ ONLARA SÜREKLİ SIKINTI ÇIKARTIYORSUN!! BAŞLARINA BELA AÇMAKTAN BAŞKA YAPTIĞIN BİR ŞEY YOK!!"
Nico gülmeye başlamıştı. "Eğer bu doğru olsaydı ilk önce şu şapşal büyücü kızı bırakırlardı, tamam mı?" dedi. Gulyabani bir anda onun yüzü önünde belirip "AMA SEN GÜÇSÜZSÜN!" diye bağırdı. Nico'nun gözleri fal taşı gibi açılmış, Sera'nın suratına bir yumruk sallamış ama içinden geçip gitmişti. Hızlıca tekrar ona dönen Nico, "Bana baltamı ver ve sana kim güçsüzmüş göstereyim!" dedi. Sıktığı dişleri arasından geçerken ıslık çalan nefesi ve yukarı aşağı kalkıp inen omuzları ruh halini özetliyordu.
"GÜÇSÜZSÜN NİCO! ONLAR İÇİN ZAYIF HALKASIN!! SENİ GERİDE BIRAKMALARININ SEBEBİ BU!! SENSİZ DAHA İYİLER!! SANA İHTİYAÇLARI YOK!!"
Nico, gür bir sesle "Diğerlerini bilmiyorum ama Lupi ve Evan'ın böyle düşünmediğine eminim!!" dedi.
Gulyabani, "EVAN MI?!" dedi ve kahkahalar atmaya başladı. Bir anda Nico'nun görüş alanından kayboluvermişti. Nico hızla arkasını döndü ama orada da yoktu. O etrafa bakınıp dururken Sera bir yılan gibi onun kulağının dibine girmişti.
"PEKİ YA ROXX?"
Bir anda tüyleri diken diken olan Nico'nun aniden her yerin aydınlanmasıyla gözleri kamaştı. Az önce ağaçtan sökmeye çalıştığı baltası elindeydi, zırhı üzerindeydi ve gürültülü bir kalabalığın tam ortasındaydı. Yuva'da olduğuna emindi ama bunun nasıl gerçekleştiğine anlam veremiyordu.
"Ne diye dikiliyorsun Nico?!"
Nico hemen yanındaki Lupi'yi o ana kadar fark edememişti. "Lupi." diye fısıldadı. Onun baktığı yöne döndüğünde şok olmuştu. Üstünde hiçbir şey olmayan Evan ellerini iki yana açmış onlara bakıyordu. İki sene önce yaptıkları giriş sınavı mücadelesiydi bu. Nico şaşkınlığından ancak Lupi'nin Evan'a doğru atılmasıyla kurtulabildi. "Lupi! Dur!" diye bağırdı çünkü olacakları biliyordu. Arkadaşının peşinden koştu ve onu tutmaya çalıştı ama başaramadı. İki yıl önce kendisine olduğu gibi, Lupi'nin omzuna bir ok saplanıvermişti. Onun yere düşüşünü izledi. Başını kaldırmıştı ki alnına yediği çekiçle kendisi de devrildi. İnsanların alkış kıyamet Evan'a tezahürat yapmasını dinlerken, yerde yuvarlandı ve bulanık bakışlarını bir yöne çevirdi; Roxx'un olduğu yöne. Ustasının memnuniyetsiz bakışları iki mızrak gibi bedenine saplanmıştı. Nico en derinlerinden sarsıldı ve titremeye başladı. Bu esnada insanların sesleri silikleşiyor, onların yerini gıcık bir kıkırdama alıyordu. Yanına çömelen Sera, elini Nico'nun başı üzerine koydu. Saçlarını okşadı ve "ZAVALLI ŞEY!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEMİR BAĞLAR - SİS (tamamlandı)
Fantastik"Sana hep ağlamamanı söylüyordum ya, hepsini unut gitsin. Neyi fark ettim biliyor musun Ugo? Bu bizi biz yapan şey galiba. O böcekler değil, yaratıklar değil, cadılar değil!! SADECE İNSANLAR AĞLIYOR!" IRON BONDS macerası ikinci kitabı -SİS- ile kald...