Bölüm On

14.4K 556 17
                                    

“Hayatta hiçbir doğru, beni bu yanlış kadar mutlu etmemişti.”

Sürekli olarak tekrar eden rahatsız edici melodi yüzünden gözlerimi kıpırdattığımda sadece bir anlığına da olsa evimde, kendi odamda uyandığımı sanmıştım. Abimin yan odamda uyuduğunu, kalkıp kahvaltı hazırlamazsam Kürşat’ın bir ton laf edeceğini düşünüp huzursuz olmuştum.

İçimdeki bu huzursuzluk odanın farkına varınca aniden daha da büyüdü. Evimde değildim. Abim de Kürşat da yoktu. Ellerimle yüzümü ovuşturdum ve gerçeği iyice sindirerek uzanıp hala çalan telefonumu elime aldım.

“Efendim?”

“Eliz kızım ev satıldı. Eşyalardan alacağın varsa al bugün yarın teslim edilecek.”

“Ah, bu çok iyi haber…” dedim sesimi normal tutmaya çalışarak.

“Şey ne kadara satıldı acaba Ahmet Amca?”

Ürkekçe sorduğum soruya anında cevap verdi.

“Sen ne merak ediyorsun o kadarını. Satıldı işte! Boşver!”

Beni böyle geçiştirmeye çalışmasına şaşırarak,

“Ama şey… Yani ben de planlarımı ona göre yaparım diye düşünmüştüm de.” dedim .

“Nasıl yani?” dedi kafası karışmış gibi.

Nefesimi verdim ve uzun uzun açıklamaya çalıştım.

“Yani işte gelecek paraya göre-“ diyecekken araya girdi.

“Nerden gelecek?”

“E evden işte Ahmet Amca!” dedim sinirlenerek.

“Kızım evden sana para mara gelmeyecek sen neden bahsediyorsun ben anlamıyorum.”

“Nasıl?” dedim anlamayarak.

“Ama o evde abimin de benim de payım var.”

“Delirdin mi sen yahu? Ne payı? Annen abime bıraktı o evi. Hadi uğraştırma beni kapatıyorum işim gücüm var!”

“Ama-“ diyecekken telefonun çoktan suratıma kapandığını fark ettim.

Güne böyle bir haberle uyanmak da tam bana yakışırdı. Başıma saplanan ağrılara aldırış etmemeye çalışarak yataktan kalkarken Seray telaşla odaya daldı.

“Ah Eliz uyanman çok iyi olmuş yoksa ben uyandıracaktım. Karaaslan delirmiş vaziyette ne desem dinlemiyor. Seni bekliyor aşağıda.”

Kaşlarımı çatıp söylediklerini anlamaya çalıştım. Dün gece bu evden çıkıp, Seray’ın hiçbir aramasına cevap dahi vermeyen Karaaslan akşamki konuşmamıza rağmen sabah buraya gelmişti öyle mi? Zavallı Seray bütün gece oradan oraya gezip yüzlerce teori üretmişti. Hiçbiri de hala bana mantıklı gelmiyordu. Nefesimi yeni bir belayla daha uğraşmak zorunda olacağımı bilerek sıkıntıyla verdim ve kalktım.

“İki dakika daha beklesin.” dedim ve banyoya gidip yüzüme birkaç kez üst üste soğuk su çarptım.

Kendime gelebildiğimi, en azından sakinleştiğimi hissettiğimde tekrar odaya döndüm.

“Sonunda!” dedi sert ve yorgun gözüken gözlerini üzerime dikerek.

Tabi ki aşağıda beklememiş odaya çıkmıştı. Üzerinde koyu renk bir kot pantolon ve siyah gömlek vardı. Sadece sıradan bir pantolon ve gömlekle bile gözüme dışarıda görebileceğim tüm erkeklerden daha çekici görünmesi nasıl bir adaletti? İç sesim bana anında cevap verdi. Sabahki haberden sonra bile hala hayatın adaleti olduğuna mı inanıyordum?

Kırık MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin