Bölüm Otuz İki

12.4K 437 47
                                    

“Sessizlikle dans etmek ve alevlerin arasında suyu bulmak…”

“Yasemin…” dedi Demir sakin tutmaya zorladığı kalın sesiyle.

Eli benimkini sıkıca tutuyordu. Kızın dudakları alayla kıvrıldı ve bizi küçümseyici bir tavırla süzdü.

“Beni çok fazla beklettiniz. Oysa tek istediğim şu küçük kızla ufak bir konuşmaydı.”

Sesi sarhoş olduğunu bağırıyor gibiydi.

“Evine dön Yasemin. Yoksa babanı aramak zorunda kalacağım.” dedi Demir.

“Küçük bir kız olan ben değilim o! Beni babama şikayet etmekle tehdit edemezsin! Duydun mu beni? Onunla konuşacağım! Onunla konuşacağım ve bu sefer her şeyini kaybedeceksin! Bana yaptıklarının bedelini sana ödeteceğim!”

Bu kez sinirlerime hakim olamadım ve ona öfkeyle bakıp “Senin bana söyleyebileceğin herhangi bir şey onun hakkındaki düşüncelerimi değiştirir mi sanıyorsun gerçekten?!” dedim.

“O zaman yarın benim buluşursun! Söyleyeceklerimi duymaktan korkmazsın?!” dedi gözlerime öfkeden deliye dönmüş bir şekilde bakarak.

“Eliz içeri geçelim hadi!” dedi elimden tutup beni içeriye sürüklemeye çalışarak Demir.

Elimi ondan kurtarmaya çalıştığım sırada yolun karşısında bir spor araba ani fren yaptı ve içinden inen kız koşturarak Yasemin’in yanına geldi. Demir’e direnmeyi bıraktım ve kız onu zorla arabaya götürürken ben de içeri girdim. Öfkemi yenemeyerek kapıyı çarptığımda Demir de benim kadar gergindi.

“Bu kadın kendini ne sanıyor? Tüm saçmalıklarına katlanabileceğimizi falan mı düşünüyor?”

“Özür dilerim.” dedi üzgün sesiyle.

Ama bu beni sakinleştirmek yerine daha da öfkelendirmişti.

“Gerçekten onun adına özür mü diliyorsun?!” dedim üzerine giderek.

“Onun adına değil.” dedi gözlerime bakarak.

“Onu bir daha görmeyeceğine söz vermiştim.”

Nefesimi verdim ve kendimi sakinleşmeye zorladım. Onun suçu değildi. Tam da bu mutlu günümüzde karşımıza çıkmasının Demir’le bir ilgisi yoktu. Ama yine de aklımda soru işareti kalsın istemiyordum.

“Ne konuşacakmış benimle? Ne söyleyebilir ki?” dedim ellerimi göğsümde birleştirip, huysuz bir sesle.

En derindeki kıskançlık duygumu bastırmakta gerçekten güçlük çekiyordum. O kadın Demir hakkında benden daha fazla ne biliyor olabilirdi ki? Üstelik söyleyebileceği herhangi bir şeyin beni ondan uzaklaştıracağını nasıl düşünürdü? Ona bu güveni veren gerçekten neydi?

“Bilmiyorum. İnan bana bilmiyorum. Eğer sormak istediğin buysa, sana onun hakkında asla yalan söylemedim Eliz.” dedi düz bir sesle.

Duruşu ve bakışları gerçekten üzgündü.

“Hayır.” dedim nefesimi vererek.

“Bunu söylemeye çalışmadım.”

Sesim biraz da olsa yumuşamıştı. Nişan gecemi gerçekten onun psikopat eski kız arkadaşıyla ilgili konuşarak geçirmek istemiyordum.

“Ve bu geceyi onu düşünerek harcamak istemiyorum.” dedim düşüncemi sesli bir şekilde tekrar ederek.

Gergin yüz hatları yumuşadı ve kaşlarını merakla havaya kaldırdı.

Kırık MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin