Bölüm Otuz Üç

12.4K 521 37
                                    

“O abimin karanlık arkadaşı Demir’di ben abimin küçük kız kardeşi Eliz, hepsi bu.”

Panik duygusu zihnime ve bedenime hakim olan tek şeydi. Acı ya da üzüntü, başka hiçbir şey hissetmiyordum. İçimdeki kocaman boşlukta sadece ne yapacağımı bilmemenin verdiği o panik hissi vardı. Karanlığı aydınlığa çevirmek için gözlerimi kıpırdattığım anda başımın arka tarafında bir sızı hissettim.

“Eliz…” dedi endişeli bir kadın sesi.

Sesin geldiği sağ tarafıma doğru hafifçe dönünce kolumun üst tarafının da sızladığını fark ettim.

“Buradayım canım. Bayılmışsın. Doktor birazdan gelir.”

Seray açıklama yaparken gerçekten endişeli gözlerle bakıyordu bana.

“Seray…” dedim yorgun sesimle.

“Karaaslan’a haber verdim.” dedi konuşmama müsaade etmeyerek.

“Birazdan burada olurlar merak etme.”

Serumun bağlı olmadığı elimi başıma bastırdım ve gözlerimi kapadım. Onu görmek istemiyordum. Şimdi olmazdı. O aptal kadının söylediklerinden sonra olmazdı.

“Canın mı acıyor?” diye sordu düşüncelerimi bölerek Seray.

Gözlerimi açıp ona “Hayır…” diye yalan söylerken kapı açıldı.

Orta yaşlarda bir doktor beyaz önlüğüyle ve elinde bir takım kağıtlarla içeri girmişti.

“Eliz Hanım…” dedi uyandığımı görünce bana gülümseyerek.

Seray’ın da benim de meraklı bakışlarımızı üzerinde hissedince konuşmaya devam etti.

“Merak edilecek bir durumunuz yok. İkinizin de durumu çok iyi yalnız stres altında kalmamaya ve kendinizi fazla yormamaya dikkat edin. Hamileliğiniz biraz riskli.”

Zihnim sanki kelimeleri süzemiyor gibiydi. Boş gözlerle hala doktora bakmayı sürdürüyordum. Seray’ın şaşkın bakışları beni bulduğunda, kelimeler bir kez daha tekrar etti kafamın içindeki derin sessizlikte. İkinizin de durumu çok iyi. Hamileliğiniz biraz riskli.

“Sen hamile misin?!”

Şok olmuş bakışlarımı yanımda ciyaklayan Seray’a çevirdim. Ben hamile miydim?

“Ben…” dedim şok içinde.

“Bilmiyor muydunuz?” dedi o sırada doktor gülümseyerek.

Kafamı hem ona hem Seray’a bakarak hayır anlamında salladım.

“Tebrik ederim öyleyse. Korkulacak bir şey yok dediğim gibi. Bebek dengenizi biraz bozmuş. Daha dikkatli olun bundan sonra onun dışında her şey iyi. Serum bitince sizi taburcu edebiliriz.”

Doktor zihnimin algılayamadığı bir sürü şey daha söyleyip odadan çıkar çıkmaz Seray ayağa fırladı.

“Karaaslan delirecek. Sevinçten ne yapacağını şaşıracak! Bak sana diyorum Eliz bu düğün işini hemen yapmalıyız. Boş işlerle meşgul olacağına artık fikirlerime daha çok kulak asmalısın! Karnın belli olmadan her şeyi halletmeliyiz! Ah teyze olacağım! Yoksa hala mı? İkisi de! Sanırım dünyadaki en şanslı kişiyim şu an! Eliz bu harika bir haber!”

Neşeyle bir oraya bir buraya gidip gülüyordu.

“Seray…” dedim susması için ama neşesi hiç tükenmeyecekmiş gibiydi.

“Tamam. Tamam panik yapmıyorum. Bak sustum bile!”

“Seray ona söyleyemem.” dedim ciddi sesimle.

Kırık MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin