Good and Bad |KTH|

6.Bölüm

◇ Bataklık ◇

1 hafta sonra

Mi Rae arkasında dizili olan içki şişelerinden birini daha eline aldı ve Ha Neul'e uzattı. Bunun ismini öğrenmesi diğerlerinkinden kolay olmuştu. Maviydi çünkü. "Cin." dedi kendinden emin bir şekilde. Mi Rae memnuniyetle gülümsedi. Yeni iş arkadaşı sandığından çabuk öğreniyordu. Ha Neul ise öğrendiği yeni şeylerin tadını çıkartıyordu. Yani şu yaşına kadar Cin diye bir içki adı duymamıştı. Mi Rae'nin anlatmasına göre Çin asıllı bir içkiymiş.

Keyfi yerindeydi Ha Neul'ün. Mi Rae ile çabucak arkadaş olmuşlardı. Ayrıca genç kız Kim Taehyung'u sandığından daha az görmüştü. 24 saat birlikte olmak zorunda olduğunu düşündüğünden işe korku içinde başlamıştı. Oysa onu bu hafta içinde toplasa beş defa falan görmüştü. Bara uğruyor, her şeyin yolunda olduğundan emin oluyor ve gidiyordu. Bazen bir şeyler içmek için kalsa da Ha Neul'ü rahatsız edecek hiçbir davranışta bulunmuyordu.

İkisi tezgahın ardında gülüşürken kapıda oluşan hareketlilikle başlarını o tarafa çevirdiler. Barın açık olmasına rağmen saat erkendi. Bu saatlerde genelde çok az kişi gelirdi bara ve hafif bir şeyler içip giderler, uzun süre kalmazlardı. Zaten gelen kişi de Bay Kim idi. İçeriye adım attığı anda hava tamamen değişmişti. Çok yakınında olmamasına rağmen odunsu ve erkeksi kokusu genç kızın ciğerlerine ulaşmıştı bile.

Kim Taehyung tezgaha varmasına az bir mesafe kalmışken sağ elini kaldırdı ve "Her zamankinden!" dedi. Mi Rae içkisini hazırlamak için arkasını döndüğünde Ha Neul ve Kim Taehyung hâlâ bakışıyordu. Bu yersiz bakışmayı bölen şey üçüncü bir kişinin sesini işitmiş olmalarıydı. "Kim Taehyung!" Taehyung neredeyse uyuşuk denilecek yavaşlıkta arkasını döndü ve kendisine seslenen kişiye baktı. Bu adamı tanımıyordu. Adını korkusuzca seslenmesinden kendisinin de onu tanımadığını düşündü. Yabancı adama döndü, süzdü onu baştan aşağı. Simsiyah giyinmişti. Genç görünüyordu. Belki kendisi ile yaşıttı, belki kendisinden dört bes yaş büyüktü. Ama daha fazla değil.

"Sizi tanıyor muyum?"

Taehyung fevri davranmaktan kaçınırken yabancının yüzünü pis bir sırıtış kapladı. Konuşmadan önce bir iki adım daha atıp aralarındaki mesafeyi aza indirgedi. "Hayır." dedi kibirli sesiyle. "Ancak yakından tanıdığın biri tarafından gönderildim. Ve iletmem gereken bir teklif var." Yabancının saygı ifadesi kullanmayışı bile Kim Taehyung'u sinirlendirmeye yetmişti. Ayrıca bu gizem de neydi böyle? Buraya gelip Kim Taehyung'un karşısına çıkacak kadar cesaretliyse ne için geldiğini de uzatmadan söyleyebilmeliydi. Yine de sakin kaldı ve yabancı gence konuşması için başıyla işaret verdi. "Öncelikle selam getirdim sana." Genç bir kez daha durdu ve sesini alçattıktan sonra tekrar konuştu.

"Bataklıktan."

Bataklık mı? Taehyung bu kelimeyi duymayalı neredeyse dört yıl olmuştu. Ve mümkünse bir bu kadar daha duymak istemiyordu. "Selamın umrumda değil." Değildi. O selamı kimin gönderdiğini de biliyordu. Daha fazlasını dinlemek yalnız zaman kaybı olacaktı Taehyung için. Arkasını dönüp gidecekken yabancının konuşmaya devam etmesiyle durdu. "Pekala. O zaman sana iletmekle yükümlü olduğum teklifi sunayım." O teklifle de ilgilenmiyordu. Taehyung zor da olsa değişmeyi başarmıştı. Tam anlamıyla Bataklık olan o yerden kurtulmuştu. Şimdi tekrar eline yüzüne çamur bulaşmasına izin vermeyecekti. Kabul etmeyeceğinden emin olsa da yabancının sunacağı teklifi bekledi.

"Bay Kang seninle tekrar iş yapmak istiyor."

Taehyung'un yüzünde alaycı bir gülüş yer edindi. İşe ihtiyacı varmış gibi mi görünüyordu? Hem onu neredeyse yok edecekken neden Kim Taehyung ile iş yapmak istesin ki? Bunun acemice planlanmış bir tuzak olduğu çok barizdi. "Efendinin işi ile ilgilenmiyorum." Zamanını daha fazla bu adam ile harcamak istemiyordu. Cevabını da verdiğine göre konuşacak bir şeyleri kalmamıştı. Taehyung arkasını döndü ve tezgaha doğru ilerledi. Ha Neul ve Mi Rae ikisini izliyordu. Bir şeyler anlamaya çalışıyor gibiydiler. Taehyung bar sandalyelerinden birine uzanmıştı ki birinin kolundan tutup çekmesi ile arkaya sendeledi. Şimdi dedi Taehyung içinden 'şimdi siktim belanı!'