◇ Söz ◇
Ha Neul Taehyung'un sözlerinden dolayı kırılmıştı. Peki Taehyung bunu umursuyor muydu? Pek sayılmaz. Ha Neul bir süre daha kapıyı izledi. Belki geri gelmesi ihtimali onu korkuttu. Ne kadar dedi içinden. Hayatına müdahale etmesine ne kadar izin verirse o kadar karışabilirdi. Onun dediklerini yapıp, üstünde kurmak isteği otoriteye izin veremezdi. Bu yüzden göz yaşlarını sildi ve yanında getirdiği tişört ile beyaz mini eteği giydi. Saçlarını açıp güzelce şekil verdikten sonra Kai'ye vermek için yanında getirdiği, beceriksizce paketlediği sarp şişesini aldı, kendinden emin adımlarla yukarıya çıktı.
Kim Taehyung ve Jungkook hâlâ tezgahın orada bir şeyler konuşuyordu. Geldiğini fark ettiklerinde ikisi de beklenti ile ona döndü. Taehyung, Jungkook'a gelemeyeceğini söylemesini bekliyordu, Jungkook ise şu anda gözüne aşırı derecede sevimli gelen bu kızı alıp onunla vakit geçirmek. "Çok sevimli olmuşsun! Hadi gidelim." Ha Neul içten bir şekilde gülümsedi. Ardından gözlerini Taehyung'a dikip konuştu. "Pekala. Ama tezgahın orada hırkamı unuttum. Onu alayım öyle çıkalım."
Aralarında geçen bu tuhaf bakışma etrafı sessizliğe boğdu. Jungkook da bu garip durumun farkındaydı. Tabi yine beklenen olmuş asi kız Ha Neul, Kim Taehyung'un sözlerini hiçe saymıştı. Eski Taehyung olsaydı eğer bunun cezasını çok ağır ödetirdi. Ama kendini tuttu ve gözlerini çekerek bu anlamsız bakışmaya son verdi. Ha Neul ise zafer kazanmışçasına gülümsedi, tezgahın orada kalan gri hırkasını aldı ve Jeon Jungkook'un peşine takıldı. Jungkook'un mat siyah renkteki audi TT'sine ilerledi ve ön koltukta yerini aldı. Dışardan oldukça güzel ve sade görünen bu aracın ne kadar pahalı olabileceğini düşündü istemsizce.
"Kafeye gitmeden önce bir yerlede oturup yemek yiyelim mi?"
"Jungkook bu kadar zahmete girmeni istemiyorum doğrusu."
Jungkook yola odaklanmaya çalışsa da gözleri sürekli hemen yan koltuğunda oturan bu güzel kıza kayıyordu. Sözleri ve mahcubiyeti onu o kadar eğlendiriyordu ki bu hâline gülmeden edemedi. "Senin için istediğimi sanma! Açım. Gidelim ve yemek yiyelim." Ha Neul dediği şeyle gülümsedi ve daha fazla uzatmadan kabul etti. Sonrasında varacakları yere kadar konuşmadan, radyolarında çalan cılız müzik eşliğinde ilerlediler. Çok geçmeden vardıklarında Jungkook bilerek manzarası hoş ve seyredilebilir olan masayı seçti. Zaten sürekli gelip gitti bir yerdi nerde rahat edeceklerini kestirebiliyordu. İkili karşılıklı olarak oturdular ve genç adam Ha Neul'e restoranın meşhur, tadıyla bir çok insanı buraya çeken tostundan ısmarladı. Ha Neul gelen tosttan bir ısırık almıştı ki Jungkook'un söylediği şeyle lokması boğazında kalmış, gözleri yaşarana kadar öksürmüştü. "Tae hyungla aranızda bir şey mi var?"
"Bay Kim ile mi?"
Hâlâ boğazındaki sızlama devam ederken konuştu. Acaba onu bu düşünceye iten şey ne olmuştu? "Ondan hoşlanıyor musun?" Ha Neul bir eliyle gögsüne vurdu. "Hayır!"
"Aşık mısın?"
Ha Neul giderek şaşırıyordu. Bunları neden soruyordu ki? Bir şey mi şezmişti ya da bir şeyleri yanlış mı anlamıştı?
"Tabiki hayır Jungkook!"
"İyi."
"Bu fikre nasıl kapıldın ki?"
Jungkook keyifle yediği tostunu bıraktı ve bıkkınca nefes verdi. Belli ki bu konuda canını sıkan bir şey vardı. "Sadece ona aşık olmanı istemiyorum tamam mı?"
"İnan bana Jungkook o ve ben; mümkün değil."
"Sorunda bu ya. Onun için mümkün olmayan şeyler her zaman daha çekici olmuştur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Good and Bad |KTH|
FanficBu denklem gibi bir şeydi ya da kesinliği değiştirilemez bilgi: Kim Taehyung kadınların kalbini kırar! Hayran kurgu #1 Boy×girl #1 Taetae #1 Kimtaehyung #1 Bts #1