25.Bölüm

11K 696 594
                                    

♤ Bugün Değil ♤

"Taehyung! Aç kapıyı!"

Ha Neul bir yandan bağırıyor bir yandan da kapıyı yumrukluyordu. Siniri tüm vücudunu kontrol altına almış gibiydi. Ne sözlerine dikkat edecek hali vardı ne de ona kızacak olması umurundaydı. Hayır! Bu gece azarlanacak kişi Kim Taehyung'du. Kapı yavaşça açıldığında Taehyung görüş alanına girdi. Üstünde siyah kapşonlu hırkası vardı ve kapşonuyla başını örtmüştü, altında da gri eşofmanı vardı. Saçları dağınık gözüküyordu. Uyuyor olmalıydı. Bu bile Ha Neul'ü keyiflendirdi. Kim Taehyung onun uykusunu çalabiliyorsa Ha Neul de yapmalıydı.

"Ha Neul?"

Şaşkın bakışlarını es geçti ve onu iterek içeri girdi. İçeride ağır bir koku vardı. Ancak bu seferki boyadan kaynaklı değil, sigara ve alkoldendi. Belki uyumuyordu. Belki sadece kafayı buluyordu. Ha Neul hâlâ gözlerinde sallanan göz yaşlarını silerek yollarını kesti. Bu adam karşısında güçsüz durmak istemiyordu. En azından şu an.

"Burada ne işin var?"

Taehyung'un kafası karışmıştı. Ha Neul'ün ilk kez kendi isteğiyle evine geldiğini görüyordu. Sevinecek gibi olsa da hali hal değildi genç kızın.

"Söyleyecek bir iki şeyim var. Sonra gideceğim zaten."

Sesini bir tonda tutmaya çalışsa da Taehyung sinirli olduğunu anlamıştı. Kızarık gözleri ve burnu da ağladığını, birbirine girmiş saçları da bu soğukta bunca yolu yürüyerek geldiğini söylüyordu.

"Pekala. Salona geç sana sıcak bir şeyler getireceğim. Üşümüş görünüyorsun."

"İstemez!"

Bir anda yükselen sesi boş evde yankılandı. Kapının önünde kavga mı edeceklerdi yani?

"Ha Neul, sözümü ikiletme."

"Asıl sen benimkini ikiletme! İstemiyorum dedim!"

Sesindeki şu tınıda neydi böyle!? Peki yok olan, Taehyung'un o çok sevdiği saygı sözcükleri? Sinir bozucu! Daha öncesinde onu hayrete düşüren yalın ismini bu şekilde duymaktan hoşlanmamıştı. Ne sebep olmuştu huzur veren sesinin böyle kırılmasına, kısılmasına? Taehyung yine de onu es geçti ve salonuna ilerledi. Zeminde çıkan tok seslerin kendisine ait olmadığını bildiğinden arkasına bakmadı. Bedenini ikili koltuğa konumlandırdığında rahatça bacak bacak üstüne attı. Bu rahatlığı Ha Neul'ü daha da sinirlendirmişti. Tam karşısına dikildi Taehyung'un.

"Tamam. Ne yapacağız o zaman? Sen beni dinlemiyorsun ben seni. Sonuca varabilecek miyiz?"

Ha Neul başını hemencecik aşağı yukarı salladı. Buraya sonuca varmak için gelmişti zaten. Tüm bu saçma şeyleri sonuca vardırmak için.

"Bitti! Bitiriyorum!"

"Neyi?"

"Aramızda olan bu şaçma şeyi! Bitiriyorum! Bundan sonra bir daha yüzüme bakma, odalarını gösterme, kafana göre evime girip çıkma, bana yalan söyleyip boş sözler verme, bir daha bana dokunma!"

Taehyung bacağını rahatsızca indirdi. Pişman mıydı bunca şeyden? Gerçekten istemiyor muydu aralarında olan bu şeyi? Neden şimdi? Kim Taehyung da ona çekilirken neden bırakmak istiyordu? "Hatırlatırım burada kararları sen vermiyorsun. Bu şey ben bitti dediğim zaman bitecek!" Bu ısrarın sebebini biliyordu Taehyung. Şimdi değil dedi içinden. Şimdi değil. Bir gün ama bugün değil. Bitecekse bile şimdi, bu evde olmayacaktı. İzin vermek istemiyordu Taehyung. Gitmesine izin vermek istemiyordu. Daha erken değil miydi? Erkendi. O yüzden bugün değil! Bugün Ha Neul'e gitmesi için izin vereceği gün değil!

Good and Bad |KTH|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin