15.Bölüm

10.4K 733 221
                                    

◇ Dokunuş ◇

Ha Neul kulak zarını patlatmak ister gibi çalan saatin sesine uyandı. Deli gibi uyumak istiyordu oysaki. Telefonunu susturmak için yatağın kenarında duran komedine uzandı ve çalan saati susturdu. Şu yatakta günlerce kalmak ve düşünmek istiyordu. Hatta düşünmeyi de bırakıp sadece uyumak, sadece rüya görmek istiyordu. Ancak bu hafta akşamcıydı. Bu yüzden erkenden kalkıp kendine gelmesi bedenen ve ruhen gecenin kalabalığına ve gürültüsüne hazırlanması gerekiyordu. Hem duşa da girmeliydi. Yatakta doğruldu ve oturur pozisyona geldi. O sırada komedinin üstünde, telefonunun yanında duran iki not kağıdını fark etti. Bir tanesini alıp okudu.

Seni uyandırmamak için erkenden çıktık. Bizi dert etme ve işe gitmeden önce güzelce dinlen. Filmi sonra da izleyebiliriz.
Kai Oppan ;)

Tanrım! Ha Neul onları çoktan unutmuştu. Misafirlerini yolcu etmeyip uyuyakalması ne büyük kabalıktı öyle! Ha Neul kendine kızarken diğer not kağıdını da aldı ve okudu.

Seni odana kadar ben taşıdım. Çok ağırsın bu yüzünden belim ağrıdı. Bir dahakine film izlerken uyumazsan sevinirim. Projeksyonlar falan sende kalsın nasıl olsa bir daha geleceğim. Her neyse sana iyi uykular sevimli Ha Neul:) Bu arada Kai'nin kâğıda oppa yazdığına inanamıyorum! Bu laftan nefret ederim!
Jeon Yakışıklı Jungkook <3

Genç kız okuduğu nottan dolayı gülümsedi istemsizce. Bu ikisi iyi ki hayatına girmişti. Resmen renk gelmişti hayatına. Ah~ Ha Neul'ü bir de odasına kadar taşımışlar mıydı? Bunlar ince ama hoş detaylardı. Ha Neul'e orada uyumasına göz yumamayacak kadar çok değer veriyor olmalıydılar. Genç kız notları çekmecesine sakladı ve duş almak için banyoya gitti.

Temizlendikten sonra saçlarını kurutup üstüne siyah dizleri yırtık pantolonunu ve düz beyaz tişörtünü giydi. Çantasını da alıp odasından çıktı. Aşağa indiğinde babası salonda bir şeylerle uğraşıyordu. Acaba dün kaçta gelmişti?

"Sanırım gecen düşündüğümden sakin geçmiş."

"Baba yine ne saçmalıyorsun acaba?"

"Diyorum ki artık borcumuzu ödeyecek bir velet var mı yok mu?"

Bu adamı bir kaşık suda boğmak gerekiyordu. Ne çok saçmalıyordu öyle dünden beri. Ve hâlâ utanmadan borcumuz demeye devam ediyordu. "Üzgünüm baba. Borcunu ödeyecek tek enayi benim. Ama iş aramaya başlarsan daha çabuk halledebiliriz bunu."

"Bana kim iş verir ki?"

"Ülkede dolandırmaya kalkmadığın bir iki insan kaldıysa eğer bir şekilde halledersin."

"Ama be-"

Yaşlı adam çalışmak istemediği için bahaneler üretiyordu. Oysa eskiden çok severdi çalışmayı. Gerçi o işini çok severdi. Bazen ailesinden bile çok. Şu an ise çalışmamak için direniyordu. "Baba bahane üretmeyi ve saçmalamayı kessen iyi olur. Bir hafta içinde kendine bir iş bul. Yoksa-"

Good and Bad |KTH|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin