41.Bölüm

5.9K 443 197
                                    

Kina-Get You The Moon

◇ Son ◇

İnsan beyni en son kokuları unuturmuş. Mesela duyularınıza sızan bir gülün  kokusunu gülün fiziksel görüntüsünü görmeden de anlayabilirsiniz. Çünkü hafıza onu kaydetmiştir ve o kokuyu başka bir çiçeğin kokusuyla karıştırmaz. Şu anda Ha Neul aklının ona sunduğu bu lütuftan faydalanıyordu. Etrafı birkaç dakika öncesine kadar gelmeyeceğine inandığı sevgilisinin kokusu ile sarılmıştı. O olduğunu biliyordu. Anlaması için gözündeki kumaş parçasından kurtulmasına ya da Hyun Woo'nun yetersiz açıklamasına ihtiyacı yoktu. Çünkü onun kokusu yalnız beyni tarafından kaydedilmemişti.  Gelmişti. Kendini yalnız öleceğine ikna etmeye çalışırken hem de... Düşündüğü onca şeye, aklında kurduğu mahkemelere ve bulduğu acımasız sonlara rağmen buradaydı.

Ölmeye başlayan bedeninde ufak kıpırtılar baş gösterdi. Neredeyse sırıtacaktı. Belki umut belki heyacan ve belki de mutluluktandı. Ne yani? dedi içindeki ses. Gerçekten senden öylece vazgeçebileceğine inandın mı? Oysa onun ne kadar inatçı ve bencil bir adam olduğunu biliyorsun...
Saatler sonra derin nefesler almaya başladı ve nefesleri ilk kez böylesine anlamlı olmuştu. Bedenine hayat olsun diye aldığı nefeslerden değildi çünkü. Bunca belirsizliğin içinde kesin olan ölümünden sonra ciğerlerinde kalan son şeyin onun nefesi ile harmanlanmış kokusu olsun istemişti. Belki kokusu ciğerlerinde kalırdı ve ölü bedeni Kim Taehyung'un kokusu eşliğinde toprağa karışırdı. Bu çok mu imkansız bir hayaldi?Öyle bir noktaya gelmişti ki ölmek fikri onu korkutmuyordu bile. Yalnızca yanında götürebileceklerini düşünüyordu.

Sanki sıkı sıkıya kapattığı göz kapaklarının ardından bile görebiliyordu onu. Nasıl durduğunu, kızıl saçlarını nasıl ayırdığını, gözlerindeki siyah parıltıyı, siyah giyisilerini, sert mizacını... Hepsini görüyordu ve muhtemelen Kim Taehyung ondan beklendiği gibi içinde hiçbir pişmanlık olmadan buraya gelmişti. Bunun için dua etti Ha Neul. Buraya geldiğine pişman olacağı bir şey yaşanmaması için dua etti. Tabi bu yaptığı en acizce şeylerden biriydi.

Duyduğu kokudan sebep mest olmuş vaziyetteydi, beynine doluşan şeytanları onu biraz olsun rahat bırakmıştı. Garip bir güven duygusu aşılanıyordu vücuduna ve ürkütücü bir sakinlik çökmüştü üstüne. Gelmiş olduğu gerçeği sonrasıyla ilgili endişelerini siliyor gibiydi. Titrek dudakları aralandı. Kokusu varlığını teyit etse de bununla yetinemeyip çocuklaşan ve doyumsuzlaşan ruhu daha fazlasını istiyordu. Tüm duyularını hoşnut eden bu kokudan daha fazlasını istiyordu. Sanırsa Taehyung'a düşündüğünden daha fazla benziyordu. Çünkü duyduğu bu doyumsuzluğu sevgilisinden bulaşmıştı ruhuna. Bir kez daha ona seslenmek istedi. Ancak kelimelerinin önünü kesti koyu bir ses.

"Zümrüt..."

Ha Neul'ün bir eli ağzını örttü ve sesli bir şekilde iç çekti. Hissettirdiği duyguları tarif etmekte yetersiz kaldığı bu kelime çok kıymetliydi. İşte duyuyorsun ya, dedi aynı ses. O hâlâ sana sadık. İstemeden dolan gözleri bir iki gözyaşını onu karanlığa boğan beyaz kumaş parçasına uğurladı. Aralarındaki bu şey böyle biteceği için o kadar üzülüyordu ki... Uzun zaman sonra kalbini sıcacık yapan bu adamdan böylesine vahşice kopartılmak öyle ağırdı ki... Çok kez isyan ettiği hayatına tutunma sebebi olmuştu Taehyung. Ne kadar yıprattıysa bir o kadar da hissettirmişti. Bir çocuk gibi ayaklarını yere vura vura oyun bozanlık yapıyorsunuz deme isteği ile doluyordu. Hayat oyununda insanların ölüp ölmeyeceğine siz karar veremezsiniz! Oyunbozanlık yapıyorsunuz!

Taehyung'un sesi konuşurken titrememişti. Yine ondan beklendiği gibi cesareti varlığından bir şey kaybetmemişti. İmreniyordu bu haline. Bu kadar güçlü ve cesur oluşuna imreniyordu. Ha Neul onun gibi davranmak istese de içindeki korku duygusuna yeniliyordu her zaman. Ha Neul korkularıyla savaşmakta Taehyung kadar iyi değildi. Titreyen eli ne yaptığını bilmez bir şekilde ileri uzandı. Dokunduğu soğuk zemini aşıp Taehyung'un esmer tenine ulaşmaya çalışmıştı. Ancak güçsüz düşen kolu hazin sonundan kaçamamış, yine beyaz ve soğuk zeminle buluşmuştu.

Good and Bad |KTH|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin