Yağmur: Çocuk,
Yağmur: Dün kanıtladığım şey neydi peki?
Yağmur: Üstü kapalı konuşmayı ne zaman bırakacaksın?
Yağmur: Önce yukardakı soruyu cevapla.
MÇ: Bak ben korkuyordum.
MÇ: Değişmiş olmandan, artık eskisi gibi olmamandan, eskide kalanların umrunda olmamasından korkuyordum. Karşına çıkarsam beni kabul etmeyeceğinden, yoktan yere umutlanmış bir gerizekalı durumuna düşeceğimden..
MÇ: İsterse herkes beni gerizekalı bilsin, umrumda değil. Ama sen..
MÇ: Seninle sırf 3-5 dakika daha konuşalım diye çok saçmalardım hep..
MÇ: Yağmur,
MÇ: Gerçekten hiç bir şey anımsatmıyor mu söylediklerim?
Yağmur: İsmini söylersen daha çok şey anımsatacağı kesin.
Yağmur: Zira, ben artık sana doğru dürüst hitap edememekten çok sıkıldım.
Yağmur: Ve bir şey anımsatıyorsa bile, o çocuğun kim olduğunu bilmemek işleri zorlaştırıyor.
Yağmur: İnsan yüzlerini hatırlamakta da berbatımdır, bilirsin sanırım.
Yağmur: Tek umut isminden öne çıkıp hatırlamaya çalışmak.
MÇ: Tamam, öyle olsun.
MÇ: Öğreneceksin, ama direk değil.
MÇ: Anlatacaklarımın yanında hafızanı önce bi yoklaman gerekecek, küçük hanım.
MÇ: İpuçlarından yola çıkıp, ordakı insanları elediğinde sona kalan ben olacağım.
MÇ: Hazır mısın?
Yağmur: Gönder gelsin başkan.
Yağmur: Bekliyor olacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Misafir Çocuğu || Texting (TAMAMLANDI)
Short StoryKüçükken annenin bana "büyüyünce kızımı sana vereceğim" diye söz verdiği misafir çocuğuyum. Ve unutmadıysan, sen de beni tanıyorsun. Not: Uzun süre önce yazıldığından, ilk bölümlere göre yargılamamanız önerilir.