5.1

9.3K 693 214
                                    

Multimedia: Yağmur 🌟
Seviyorum bu kızı :')

- Düşüncelerinizi bildirmeyi unutmayın💕

✨✨✨

Motordan inerken elini bana uzattı tutmam için. Gözlerine bakıp gülümsedim ve elimi eline kenetledim.

Kafeden içeri o şekilde girdik ve bizim tayfanın bizi görmesi uzun sürmedi. Karşılarına geçip öylece dikildiğimizde hepsinin şaşkın suratlarına göz gezdirdim. Tam bu hallerine gülecekken, Mert yanağıma küçük bir buse kondurdu ve benim de suratım aynı şekle döndü.

"Ooooooo,"

"Hobaaaa,"

"Onliiiii yuuuuu,"

Masadakı her kes bize bakıyordu ve şu an kıpkırmızı kesildiğime yemin edebilirdim. Utançtan yerimden kıpırdayamadım ve surat ifadem değişmeden, kelimelerin üzerine basarak, "Derhal o bakışlarınızı üzerimden çekin." diye tısladım.

Hepsi saniyesinde sustu ve Mert gülmeye başladı. Bu halim komiğine mi gitmişti? Pü, şaptalak.

Gözlerimi yerden kaldırmadan yavaşca masaya geçip oturdum. Beni utandıran Mertin öpücüğünden çok onların tepkileriydi aslında. 'Onli yuu' kimin fikriydi kardeşim?

Bakışlarımı kaldırıp Hayriyle karşılaşınca gülmemek için kendini nasıl kastığını farkettim. Diğerleri de benzer durumdaydı. Ayşegül 32 diş sırıtıyordu. Efe konuya girip,

"Hayırlı olsun, gençleeer," dedi gülerek. "İşleri ilerletmişsiniz?"

"Biraz öyle oldu," dedi Mert boynunu kaşıyıp gülerken. Kendime gelip ben de gülümsemeye çalıştım. Fazla sıcaklamıştı buralar.

Ayşegül, "Mürvetinizi göreceğim, artık rahat ölebilirim," dedi gülüp yalandan gözyaşını silerek.

"Ben bi lavaboya gideyim," deyip kalktım masadan. Elimi yüzümü yıkayıp aynadakı yansımama baktım. Kızarıklığım azalıyordu. Şapşal bi gülümseme gelince kendime bakarak gülmeye başladım. O an Ayşegül girdi içeri. "Bizim Mario'nun Prensesi ne yapıyormuş bakalım?" dedi gülerek. "Kendine gelebildin mi?"

Ona bakıp güldüm  ve "Mario'nun Prensesinden Bayan Domatesliğe terfi ettim," dedim yüzümü göstererek. Ayşegüle hâlâ cevabını bulamadığım o büyük soruyu sorup, "'Onli yuu' kimden çıktı cidden?" dedim gülerek.

Ayşegül koca bir kahkaha patlatıp, gülmekten yaşaran gözlerini silerek, "Hayrinin fikriydi," dedi ve gülmeye devam etti. Onun kahkahası beni de güldürüyordu. Bu kızın mükemmel bir enejisi vardı.

Aklıma gelenle gülmemi kesip, "Peki ya sen?" dedim tebessümle bakarken.
"Ne zaman açılmayı düşünüyorsun?" Gözleri bir noktaya daldı, yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Kendini gülmeye zorlayıp, "Allah bilir," dedi omzunu çekerken.

O an kafamda bir ampül yandı. Telefonu açıp Mertin adına tıkladım.

Yağmur: Ayşegülle Efe'yi acilen evermemiz gerek.

Yağmur: Çalıştır saksıyı.

Mert: Bence de.

Mert: Aklımda bir şey var.

Mert: Masaya gelin de anlatayım.

Yağmur: Tamam, Mario.

Ayşegülün koluna girip masaya doğru ilerledik. Oturduğumuzda Mert lafa girip, "Hadi bir oyun oynayalım," dedi dikkatleri üzerine toplayarak. "Telefonumda sorular var, aynı soruya sıra sıra hepimiz cevap vereceğiz. Tamam?"

Misafir Çocuğu || Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin