Multimedia:
Son Feci Bisiklet - Beni rahatta dinleyin***
"Yağmurum?" dedi Mert başını yasladığı duvardan kaldırmadan.
"Efendim?"
"Yüzük nerede?"
"Yüzük?" dedim kaşlarımı çatıp. "Yüzük.. Nerede yüzük?"
"Bilmem, nerede?"
Oturduğumuz yerden hızla ayağa kalkıp gözlerimle etrafı taradım. "Nerede ya yüzük?!"
Mert de ayağa kalktığında beni yatıştırıp "Gülün içindeydi en son. Ordan çıkarmadık, değil mi?" diye sordu sakince.
"Bilmem, çıkarmadık galiba. Bir anda koşturduk öyle, algılayamadım ki olayı."
Aramak için kuru yerden çıkıp yağmurun altına girmek üzere olan Mert'i kolundan yakalayıp durdurdum ve o an halimize dikkat ettim. "Sanırım," dedim tereddütle. "Hasta olacağız. Hem de en fenasından."
Gülüp başını karşıya çevirdi ve gözlerini yere dikti. "Ucunda iyileşmek var sonuçta, ne kadar kötü olabilir ki?" Mantıklı.
O an gözlerini diktiği yerde bir şey görmüşcesine harekete geçti ve hızla yağmurlu tarafa geçip yerden gülü kaptı. İçine bakıp yüzüğü aldı ve neşeyle elini havaya kaldırdı.
Gülüp ben de yanına koştum ve elinden tutup çekiştirdim arabaya doğru. "Hadi gel, cidden hastalanacaksın."
"Zaten sırılsıklamız, iki dakika daha dursak ne olur?" deyip kollarını kocaman açtı ve gökyüzüne baktı. Zamanlamaya bak ki, aynı zamanda restorandan yükselen şarkının sözlerini farkedip güldü ve bağırarak şarkıya eşlik etti;
"Yağmurda tanıdım seni,
Yağmuru da sevdim, seni de,
Seni yağmurdan çok!"Gülüp sıkıca sarıldım açılmış kollarına. Sonra hızla ayrılıp kolundan tuttuğum gibi arabaya çekiştirdim onu. "Ya şapşal mısın, gel şuraya!" dedim gülerek.
Elimi tuttu ve arabaya doğru hızla ilerlemeye başladık. Vardığımızda binmeden önce bir üstümüze, bir de arabaya bakıp, "Var ya biz çok pis hastalanacağız be. Arabanın içi de sırılsıklam olacak şimdi." dedim elimle arabayı göstererek.
"Islaklık sorun değil de, hastalanırsan sorun büyük," dedi kendi kendine konuşur gibi. "Dur, arabada bir şeyler olacaktı." Kapıyı açtı ve arkada bir şeyler aramaya başladı. Bulup çıkardı ve bana gösterdi. "Bunu denesene bi."
"Şimdi, burda mı?"
"Haklısın, hadi atla." deyip açıklama yapmadan sürücü koltuğuna yerleşti ve ben oturur oturmaz hareket etti. Burdan pek uzaklaşmayıp, arabayı neredeyse hiç insan olmayan başka bir yere parketti, sonra da inip camlara yanaştı. Camları siyahla kaplayıp tekrar bana döndü.
"Şimdi rahat giyinebilirsin. Arabanın önü duvara dönük, arkası da siyah, pencereleri de hallettim. Buralardan kimse de geçmez, sonuç olarak ben dahil kimse seni göremez." diye de açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Misafir Çocuğu || Texting (TAMAMLANDI)
Short StoryKüçükken annenin bana "büyüyünce kızımı sana vereceğim" diye söz verdiği misafir çocuğuyum. Ve unutmadıysan, sen de beni tanıyorsun. Not: Uzun süre önce yazıldığından, ilk bölümlere göre yargılamamanız önerilir.