5.7

6.3K 524 116
                                    

Multimedia:
Can Ozan - “Sıradan Hayat”

***

"Kırk beş-kırk, merkez," dedi Mert telefonu kulağına dayayıp. "Ordan bize bi şemsiye."

Bizim mahalleye giriş yapmıştık ve yağmur hala durmak bilmiyordu. Mert'in az önce kiminle konuştuğunu feci merak ediyordum ama hiç bir şey sormayıp bir kaç saniye içinde kendi gözlerimle görmeyi tercih ettim. 

Mert evin önüne varınca kornaya bastı ve aynı zamanda arabanın kapısını açtı. O arada evin kapısından Efe çıkardı başını, Mert Efe'nin ona attığı şemsiyeyi yakalayıp açtı ve arabadan inip benim kapıma geldi. Şemsiye eşliğinde ıslanmamamızı sağlayarak beni içeri geçirdi ve kapatıp kendisi de girdi.

Sabahtan beri artan şüphelerim önce Efe'yi gördüğümde, ardından içeri girdiğimde gerçekliğe kavuşmuştu. Sürpriz doğum günü partisi..

Gülerek etrafa bakarken, kapıda ilk Ayşegül karşıladı beni, sıkıca sarılıp "İyi ki doğdun, güzeller güzeli." diye tebrik etti.

Salona geçtiğimde bizimkilerin geri kalanıyla da karşılaşıp selamladım. Hayretle evin süslenmiş haline bakarken annem mutfaktan elinde koca bir pastayla çıkageldi.

"Mutlu yıllar, güzel kızım benim. Biriciğim!"

Yüzüme kocaman bir öpücük bırakıp masaya yöneldi ve elindeki pastayı masaya bıraktı. "Tam da zamanında geldiniz." dedi Armağan neşeyle.

"Hadi toplanın da, pastayı keselim." dedi annem. Kendimi küçükkenki doğum günlerime ışınlanmış gibi hissettim. Annem beni ve arkadaşlarımı pastanın etrafına toplayıp fotoğrafımızı çekerdi. Küçük farklar dışında, sanki aynı anlar tekrar yaşanıyordu.

"Ama babam?"

"O birazdan gelecek, bir kaç işi varmış."

"Tamam," dedim ve masa başına geçtim. Etrafımdaki herkes telefonları hazırlarken ben gülerek onları izliyordum. Ne güzelsiniz siz be!

Beni izleyen Mert'in çaktırmadan elini tuttum. "İyi ki." dedim. "İyi ki siz, iyi ki sen.." Tüm içtenliğiyle gülümsedi bana. Tuttuğu elimi okşadı. "Hep sen.." diye tamamladı beni.

Partinin geri kalanında yemekler yenildi, fotoğraflar çekildi, türlü türlü danslar edildi ve yorgunluktan kanepeye çöküldü. Ortam şahaneydi yalnız.

***

Mert kendisine su almak için mutfağa geçmişti. Herkes salonda olduğu için mutfakta yalnızdı. Su içerken masadan tanıdık bir zil sesi duyuldu ve bu, Mert'in de dikkatini çekti. Masaya yakınlaşıp baktı, tahmin ettiği gibi, Yağmur'un telefonuydu. Normalde kendine ait olmayan bir şeye burnunu sokmazdı, ona tersti böyle şeyler. Ama ekrandaki numara istemsizce gözüne takıldı. Şüpheli bir şekilde tanıdık geldi ve açıp ekranda beliren mesajı okudu.

055..... : Mutlu yıllar, güzellik.❤️ - Okan

Emin olmak için tekrar okudu. Tekrar ve tekrar. Burnundan soluyarak başını ekrandan kaldırdı. Canına mı susamıştı bu çocuk? Sinir katsayısı yükselirken, sabır çekip mesajı sildi ve telefonu yerine bıraktı.

Bunu kendisi için değil, onun için yapıyordu aslında. Yağmur'un doğum gününde böyle gereksiz birinden mesaj almak isteyeceğini sanmıyordu. Görmemesi daha iyiydi.

***

Mert'in kısa bir süredir ortalıkta olmadığını farkedip kafalar karışıkken balkona çıktım. Beklediğim gibi, ordaydı. Sessizce aşağıda akıp giden hayatı izliyordu. Acaba ne düşünüyor diye merak ettim.

Misafir Çocuğu || Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin