4.3

12.6K 851 204
                                    

*Bir kaç gün sonra*

Mert: Günaydııın

Mert: Büyük güne hazır mısın?

Yağmur: Umarım hazırımdır.

Mert: Korkma, rahat ol.

Mert: İnsan yemiyorlar.

Mert: Yani en azından öyle biliyorum.

Yağmur: Kaç kişiler?

Mert: Gidince görürsün.

Yağmur: Oğlum bak, sen güveniyorsan iyi insanlardır falan da, ya bana ters yaparlarsa?

Mert: Güzelim, sen bi rahat olsana.

Mert: Kasma bu kadar kendini.

Mert: Sen ters yapsan bile onlar sana ters yapmazlar, emin ol.

Mert: Güven bana, sakin kal. Tamam mı?

Yağmur: Tamam..

Yağmur: 1 saat sonra ordayım o zaman.

Yağmur: Bir de şey,

Yağmur: Yine motorla mı geleceksin?

Mert: Sen iste faytonla geleyim.

Yağmur: Yok, ben şey için sormuştum,

Yağmur: Neyse, boş ver.

Ekranı kapatıp hızla ayağa kalktım. Havluyu kafamdan açıp önce saçlarımı kuruladım ve taradım. Sonra kıyafet seçmek için dolaba yöneldim. Uzun, tüllü, gri bir etek ve beyaz kazağımı alıp yatağın üstüne bıraktım ve hazırlanmaya başladım.

Yarım saat gibi bir süre sonrasında tamamen hazırdım. Çantamı ve montumu alıp, siyah çizmelerimi giyerek evden çıktım. Çıkmamla,  kapıda Mertle karşılaşmam bir oldu. Kaşlarımı çatıp, "Yolunu uzatmasaydın keşke, geliyordum ben zaten," dedim.

"Boş ver, burdayım işte," dedi ve bana kaskı uzattı. Kaskı takıp yerimi aldığımda yola koyulduk. Çokta uzun olmayan bir yolculuk sonrası ağaçlarla dolu bir bahçesi olan kafeye girdik. Duvarlar cam olduğundan bahçenin tüm manzarası görünüyordu. Sıcacık, samimi bir ortamdı, fazla insan yoktu. Kısık sesli bir gitar duyuluyor ve sanki ortamı çikolata kokusu sarıp sarmalıyordu.

Mert'in kulağıma yanaşıp bir şeyler söylemesiyle tekrar gerçek dünyaya döndüm. "Beni hatırlarken yokladığın o hafızanı tekrar bir devreye sok bakalım." Yüzüne baktığımda gülüyordu. Ayrıca çokta güzel gülüyordu.

Yaklaştığımız masaya baktığımda 3 erkek, 2 kız kendi hallerinde oturuyorlardı. Daha da yaklaştığımızda gözleri bizle buluştu ve anlamsızca hepsi sırıtmaya başladı. Nedense içimi 'onlar beni tanıyor ama, ben onları tanımıyormuşum' gibi bir hiss kaplamıştı.

Ayağa kalkıp bizi karşıladılar ve içlerinden biri "Hayırlı olsun kardeşim?" diye Mert'e laf attı gülerek.

Kızlardan biri "Sonunda! O mübarek gün bu günmüş demek." dedi gülümseyerek ve bana elini uzatıp, "Ben Ayşegül, Mert'in liseden arkadaşıyım." dedi.

Bir diğer kız, "Ben de Armağan, tabi hatırlarsan." deyip sıcacık bir gülümsemeyle bana baktı. Gözlerim anında saçlarına kaydı. Beklediğim gibi, hala harika görünüyordu.

Misafir Çocuğu || Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin