28 Ekim 2014
JJ'nin en sevdiğin halinden bir resim koydum, umarım beğenirsin demiyeceğim çünkü zaten beğeniyorsun.
Sabah sabah kurduğum saçma bir cümle işte. Birkaç gündür yazmıyordum, seni ilaçsız bırakmayayım dedim.
-------------------------------
Şu üstteki birkaç cümleyi yazalı birkaç gün geçti. Yazasım da yoktu vaktim de. Şimdi okuldayım ve saat 12:25. Moralim bozuk çünkü geometri sınavı BERBAT geçti. Sadece iki doğrum var biliyor musun? O da 12 puan ediyor. Hadi diyelim ki diğer bikaç şeyden de 3 puan verdi, geometrimin ilk sınavı 15 geliyor! 15! Bir bile etmiyor, sıfır. Ama inkılap sınavım çok güzeldi, en düşük 90 alırım diye düşünüyorum. Of ya. Cidden ne yapacağım? Neyse ben sana iki sene önceki anılarımı anlatacaktım. Stresten ellerimi parçalamazsam tabi. Bir de olayların zamanlarını falan tam hatırlamıyorum o yüzden karışık kuruşuk anlatacağım artık, aklıma ne gelirse.
Yurtta kaldığımız zamanlar çok eğlenceliydi. Şimdi 15 günlük yurttan bahsedeceğim. Ben ikinci gün gitmiştim sanırım. Oda altı kişilikti. Ben ortadaki ranzanın alt katında yatıyordum. Kurslar vardı, vücut hareketleriyle ilgili bi kursa katılmıştık ama adını hatırlamıyorum. Hk ve ben partnerdik. Eşlerden birinin gözünün kapalı olması ve diğerinin önceden kararlaştırdıkları sesleri çıkarması gerekiyordu, böylece onu sesinden tanıyabilecekti. Biz 'kıre ulf nega ulf auuu' demeyi kararlaştırmıştık, çok komikti. Bağırdığımı hatırlıyorum haha. Sürekli abur cubur alıp yerdik ve oda acayip dağınık olurdu, her yerde cips paketleri, kırıntılar vs. Zülal sinir olurdu ve bi keresinde süpürmüşlerdi diye hatırlıyorum. Bir keresinde heka ve ben markete abur cubur almaya gitmiştik. Heka Burn görünce almıştı sonra ordaki bir kadın onun içinde alkol var demişti. Dondurma da almıştık bir sürü. Sokakta saçları çok değişik olan bir çocuk vardı. Her gün etüt olurdu ve etütlere girmemek için saklanırdık. Yine bir gün ben, rukiye bir de onun kuzeni dolaplara saklamıştık. (başka bi iki kişi daha olabilir, sadece üçümüzü hatırlıyorum şuan) Sonra canımız sıkılmıştı ve camdan bakmaya başlamıştık. Daha doğrusu, ben hâlâ dolaptayken bunlar camdan bakıyorlardı. Ovvvv sonra ne görmüşler dersin? Yurdun karşı çaprazındaki binanın merdivenlerinde bir çocuk bir kızı yiyor, ama bildiğin yiyor. Neyse şimdi ayrıntıya girmeyeceğim. Çocuğun arkadaşları falan var orada, bir de polis arabası vardı. Sonra zaten rukiye bunu herkese anlattı, anlattık felan. Bunlar da hem kıza saydırıyor hem de izliyor. Başka bir zaman da etüt odasının olduğu kattaki en dip odada saklanmıştık. Daracık odada toplanmıştık hepimiz. Çok komikti ya bir de çok heyecanlıydı çünkü hocalar bazen yakalayıp etüte götürüyordu. Hekaya internet pakedi yapmıştık, o zaman telefonunu yeni almıştı, ve ben ordan Shinhwa-Venus izliyordum. Şarkı indirmiştik bir sürü. Millet harıl harıl dedikodu yaparken ben bir iki tane daha şarkı indirme derdindeydim. Hyorin'in resmini duvar kağıdı yapmıştık hekanın telefonuna. Ayy şuan aklıma çok güzel şeyler geldi. Hekayla uzun koridor boyunca hızlı yürüme yarışı yapıyorduk. O uzun koridoru hızlı hızlı yürüyüp geri gelip yine aynısını yapıyorduk. Koridorun ortasında, merdivenle kesiştiği yerde su sebili vardı. Ordaki su bidonlarını alıp savaşıyorduk, kocaman su bidonu yani, ve de resim çekiniyorduk. Sana bu yurt günlerine ait resimlerden bazılarını gösterebilirim, eve gittiğim zaman yüklerim inşallah. Diğer sınıf arkadaşlarımız da gelmişti ve ranzalarda onlara yer olmadığı için yere sermişlerdi yataklarını ve hepsi birden yerde yatıyordu. Ben Ayşenin kulaklığını kırmıştım takayım derken. O kadar mahcup olmuştum ki anlatamam. Hekayla banyo yapmıştık bikaç kere. Yani duş kabinlerimiz yan yanaydı ve hem banyo yapıp hem konuşuyorduk hehe. Koreden, feyden, kızlardan bahsettiğimizi hatırlıyorum. O zaman seni tanımıyordum. Su soğuk oluyordu sanırım. Makyaj yapıyorduk. Ben dudaklarım pembe ve parlak dolaşıyordum ortalarda. Benim geldiğim gün heka yoktu ve o gece zülal keşke birine sarılsam demişti ve ben onun yanına yatıp ona sarılmıştım. Y Si Fuera Ella dinlemiştik. Sabah uyandığımda günlüğüm kapakları ikiye ayrılmış şekilde yerdeydi ve şok olmuştum. Hala da nasıl öyle olduğunu bilmiyorum. Sabah heka kapıyı tekmeleyerek 'heyy uyanın lan ben geldim' diyerek bizi kaldırmıştı. Sonra bana telefonunu göstermişti. Ben yemek saatlerinde çok az yiyordum ve cidden zayıftım, aynı lara k. gibi. Ve soğuk olduğu halde kısa kolluyla dolaşıyordum. Heka bana hediye vermişti, bir mektup ve bir defter. Mektup cidden hekaya göre romatikti yani öyle bir mektuba sahip olmak çok güzel bişey. Kızlarla ablanın bize açtığı bir filmi izliyorduk ama o kadar sıkıcıydı ki ben uyuyakalmışım ve beni öyle çekmişler. Hatta Zülal eliyle kalp yapıp öyle çekmiş. Sonra biz ablanın laptopunu kurcalamıştık. Kore filmleri ve dizileri de vardı. Öyle açıp bakmıştık hatta ablanın resimlerine de bakmıştık sonra bize kızmıştı haha. Tabi bilgisayarla ilgili şeylerde elebaşı benim. Bir gün hava cidden sıcaktı ve çok terliyordum. Ben de üzerimdeki herşeyi çıkarmıştım bi tek askılı dantelli bir atletle durmuştum. Kızların yanında da utanmıştım ama abla odaya girip beni öyle görünce daha da utanmıştım çünkü resmen soyunuk gibiydim. Öyle de bi resmim var sanırım. O zamanlar benim açımdan kötü olaylar da olmuştu, yani ailemle ilgili çok kötü şeyler. Ama arkadaşlarımla olmak bana her şeyi unutturmuştu. Aslında günlüğümde bayağı bir şey yazıyordur ama salak gibi yanımda getirmeyi unuttum bu hafta. O zamanlarda hep günlük yazıp müzik dinliyordum. Annemin telefonunu kullanıyordum. Herkes eğlenirken ben yatıp müzik dinliyordum ya. O zaman Nuest Türkiyeye gelmişti. Exo'yu da ilk o zaman tanımıştım ben sanırım. Yok ya hayır. Olayları karıştırıyorum. Cidden hangi olay ne zaman oldu hatırlamıyorum o yüzden en iyisi ben daha fazla anlatmıyım. Zülal bana anlatsın, ben de günlüğümü getireyim o zaman olaylar kafamda daha net oturur ve daha çok şey yazabilirim. O yüzden bu yurt olayını şimdilik sonlandırıyorum.
Bizim geometri hocamız her şeyden puan veriyormuş yani demekki eften püften yaptığım işlemlere de puan verir diye umuyorum. Zaten işlemediğimiz yerler çıkmış. Düşün onu bile kızlardan öğrendim yani. Gerçi ben dersi son zamanlarda dinlememiştim. Her neyse. Uu Melissa havalarda. İngilizce dersine girmiyor. Şeyma da hocadan izin alman gerekmiyor mu dedi. O da bana izin veriyorlar, zaten siz a1 görüyorsunuz, ben 2.sınıfta onun sınavını verdim dediiiiiiii. Hiiiii bizi ezdi melissaa. İngilizce sınavına girmek bile istemiyormuş. Melissanın yüzüne yakından bakınca yüzündeki minicik sarı tüyleri görebilirsin hehehe. Geçen gün gördüm. Çok komik.
Hey. Teneffüse girdik ve ben kantine gidip sütlü alpella çikolatamla aşk yaşadım. Aslında çikolatalı süt de alıp sütlü çikolata - çikolatalı süt keyfi yapacaktım ama bitmiş! Sonra süedalarla karşılaştım ve beraber burs kağıtlarını almaya çıktık, şimdi de sınıftayım ve saat 14:10. İngilizce dersine girdik. Çok sıkıcı iki saat, of. ㄹㄴㅎㄴㅗㄴㅠㅌㅠㅠㅌㅠㅠㅗㄴㅗㅕㅈㅕㅈㅅㅈㅅㅈㅅㅏㅁㅜㅋㅠㅌㅌㅠㅏㅁㅣㅁㅣㅣㅂㅓㅇㅠㅊㅗㅑㅈㅑ
Ne yazdım ben de bilmiyorum tabiki. Zümra bu sabah bana telefonumu nasıl aldığımı sordu. Sonra herkes sordu. Yani bilen herkes. Emine sayesinde genç turkcell'li oldum acayip komikti. Gencaver diye bişey varmış ben onu yeni öğreniyorum.
Duvar kağıdımı izemle sen yaptım. Aslında lara izem sen yapacaktım ama lara sığmadı. Sonra değiştirdim sen yaptım.bai.
-JOONG
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☆BB'ye Notlarım★
Phi Hư CấuBu kitap iki yıldız ile başlıyor ve yine iki yıldız ile bitecek. Burada yazan her şey tamamen gerçektir ve yalnızca Başak'a yazdığım ya da yazmak istediğim şeyleri bir kitap haline getirip onu mutlu etmek istememden dolayı buradadır. Hey BB! Bu mini...