Bölüm 3 : Zor Adam

9.9K 1.3K 4.9K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Multi : Özgür

Keyifli okumalar...

🔥

Bölüm 3 : Zor Adam...

Bölüm 3 : Zor Adam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Hayatın farklı bir yerinde, belki de farklı bir evrende mutlu, huzurlu ve en önemlisi de unutkan bir kadın olarak yaşamak isterdim. Düşünsenize her yaşadığınız acıyı, anıyı bir gün sonra unutmak ve sadece sana kalan mutluluklarla dolu bir hayat yaşamak...

Ne çok isterdim oysa...

Şimdi ise dünyanın bir yerinde, zihnimde acı dolu anılarla yaşıyordum. Öyle bir yaşıyordum ki, kalbimde binlerce yara izleri ile... Ruhumda bin ton ağırlık ile...

Ben yaşıyordum işte böyle, bir şekilde ama arkamdaki adam...

Onun odayı dolduran emrivaki kelimesi ile adımlarım dursada içimde oluşan siniri alt etmeye çalışıyordum. Bunu başarmalıydım. Çünkü ben bir oyunun içindeydim ve bu oyunu kazanmak istiyorsam rolümü hakkı ile yapmam gerekiyordu.

Arkamı döndüm ve hafif bir gülümseme eşliğinde bana sertçe bakan adama baktım.

"Buyrun Bora Bey."

"Ben çıkabilirsin dediğimi hatırlamıyorum," dedi. Yutkundum. Boğazımda bir yumru oluştu ve ben onu gidermek için bir kez daha yutkundum ama başarılı olamadım. Sinan ise bir bana bir de patronum olacak Bora'ya bakıyordu.

"Siz bir şey..."

"Sana söz hakkı verdiğimi de hatırlamıyorum!" diyerek sözümü kesti. İçimde yanan ateşler bir ok olsa gözlerimden firar eder karşımdaki adamı hiç düşünmeden isabet alır ve yakardı. Bir elimde tepsi, diğer elim yumruk vaziyetinde bana bakan adama baktım ama bir an olsun gözlerimi çekmedim. Bir süre sonra ortama yayılan öksürük sesi ile Bora bakışlarını benden çekti ve Sinan'a baktı. Sinan elindeki evrakı uzattığında aldı ve incelemeye koyuldu.

Zaman geçti... Onlar hem kahvesini içti, hem de iş hakkında konuştular. Sanki benim varlığımı o an orada unutmuş gibiydiler. Artık ne kadar zaman geçtiyse ayakta durmaktan dolayı, topukluların verdiği etki ile de ayak tabanlarım ağrımaya başladı. Aynı zamanda tepsiyi tutan parmaklarım da sızlamaya başlamıştı.

Gözlerimi etrafta gezdirdim ve sade olan odasına yeniden baktım. Siyah ve beyaz dışında başka hiçbir renk olmayan odası, düzenli ve alışılagelmişin dışındaydı.

Ağrıyan sağ ayağımı öne doğru uzattım ve sol ayak bileğime çapraz gelecek şekilde dolandırdım. Uyuşan parmaklarım artık etkisini yitirirken bir anda elimden kayan tepsi yeri boyladı. Ortama yayılan yüksek ses ile ben gerilirken iki adamın kafası aniden bana döndü.

Müebbet / Adaletin Keskin KılıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin