Bölüm 2 : Yeni İş!

12.2K 1.3K 4.9K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Ve ikinci bölümün kapılarını araladım... Arkadaşlar, okuyup beğendiğiniz bölümler de sizlerden isteğim yıldızı parlatmanız ve bölüm hakkında düşüncenizi tek yorum da olsa belirtmeniz.

Multi : Gamze Çevik

Bölüm parçası : Cem Adrian - Kurşun

Keyifli Okumalar... 💕

🖤

Başarmak...

Binlerce başarı elde edebilirsiniz. Binlerce başarıya imzanızı atabilirsiniz... Ama önemli olan o başarının sizin için ne ifade ettiğidir.

Başarmıştım. Sonunda onların hayatına girebilmek için ilk adımı atmıştım. Evet önümde büyük bir yol vardı. Ama ben inanıyordum kendime. Başarıma, başarıyı ekleyecek günler çok yakındı.

"Bunlar hazırlayacağınız evraklar. Pazartesi günü Bora Beyin asistanı olarak iş başı yapabilirsiniz." Güldü Oya Hanım ve bana hazırlamam için gerekli olan evrak listesini uzattı. Gülümseyerek listeyi aldım ve çantamın içine attım. Hazırlamak sadece bir günümü alacaktı.

"Ben size gerekli bilgileri vereceğim. Bora Bey biraz titiz bir adamdır. O yüzden her şeyin en iyisi olmasını ister."

"Anlıyorum," diyebildim. Geldiğimden beri bana yardımcı olan Oya Hanımla çok iyi anlaşmıştık. Aslında kendisi Bora Beyin asistanıymış. Ama emekliye ayrıldığı için bu şirkette son günleriydi. Bana her şeyi detaylı bir şekilde öğreteceğini daha sonra da memleketi olan Ankara'ya yerleşeceğini söyledi.

Siyah eteğimi elimle düzeltip ayağa kalktım ve elimi uzattım. Önce gözlerime daha sonra elime bakıp elini uzattı.

"Tanıştığıma çok memnun oldum Oya Hanım," dedim. O da elimi bir abla şefkati ile tutup, "Abla," dedi. Ben onu anlamazken o sözlerine devam etti. "Bana abla diyebilirsin Efsun'cuğum. Ben de çok memnun oldum. Pazartesi görüşürüz. Nasıl olsa bir hafta beraber olacağız," dedi ve göz kırptı.

"Peki Oya abla. Görüşmek üzere," dedim ve arkamı dönüp koridor boyunca ilerledim. Derin bir nefes aldım. Ben bu yolda başarılı olmak zorundaydım. Bu yola bir adım attım, geri dönüşü olmayan. Çıkmazlarım olacaktı, engebeler olacaktı. Ama yılmadan yürümeye devam edecektim.

Biliyordum, o yol beni düzlüğe çıkaracaktı.

...

Arabayı garaja park ettiğimde, garajda ki diğer arabanın olmadığını farkettim. Sol kolumdaki saate baktığımda onların gelmesine en az iki saat daha vardı. Kontağı kapattım ve anahtarı alıp arabadan çıktım.

Yorgun bedenim ılık bir duş için direnirken ayaklarım eve doğru daha hızlı yürüdü. Şirin bir yuvamız vardı. Yuvayı yuva yapan ailedir. Aile olmadan o dört duvarda yuvaya dair bir huzur olmuyordu. Biz üç kişiydik. Ama aileydik...

Evimin kapısını açtığımda derin bir nefes çekip huzuru kokladım. Yorgundum. Hem bedenen, hem ruhen... Kapıyı arkamdan kapattım ve ayağımdaki topuklulardan kurtulmak için vestiyerden destek alarak ayakkabımın tokalarını çözmeye başladım. Çıplak ayaklarım zeminle buluşurken ökçelerime ufak bir sızı girdi.

Bir elimde çantam, bir elimde evimin anahtarı odama çıkmak üzere merdivenlere doğru yöneldim.

Sessizlik...

Hep aynı sessizlikle geliyor gece... Sessizlik bir çığ oluyor ve büyüyor içimde... Tutamıyorum. Tutmak istemiyorum. Sessizliğimi çığlıklarımla boğmak, yerine haykırışlarımı eklemek istiyorum. İçimde bulunan ne kadar acı var ise sessizliğin denizine atmak istemiyorum. Volkan olsun taşsın istiyorum. Taşsın ki yakması gerekenleri yakıp geçsin...

Müebbet / Adaletin Keskin KılıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin