Bölüm 21 : Hoş geldin

4.8K 1.3K 1.4K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Keyifler nasıl?

Multi : Koray Avcı - Hoş geldin...

Yazım hatalarım var ise affola...

Keyifli Okumalar 🖤

🔥

Bölüm 21 : Hoş geldin...

"Sen geldin ya, hoş geldin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen geldin ya, hoş geldin. Kurak olan kalbime dokunan kadın..."

🔥

"Engin şerefsizi ile bağlantın ne!?"

Tek bir cümle, sallanan urganın boynuma geçmesi için yeterliydi. O gözlere yazılmıştı fermanım. Bir kaç saat öncesine kadar eşsiz duygulara sahip olan gözlerinde hayal kırıklığı vardı şimdi.

Sancıyordu kalbim... Ruhum ise darmadumandı.

Bir adım atsam, var mıydı inkarı? Ya da herhangi söylenecek bir söz? Cümle apacık ortada değil miydi zaten? Ne diyebilirdim ki... Nasıl bu notu açıklayacak bir cümle kurabilirdim?

Peki yıllar önce şirketinden para transferi gerçekleşen Engin Karacan'a, şimdi şerefsiz benzetmesi yapması nedendi? Gözlerindeki öfkenin bir yıldız gibi parlaması peki? Ne yaşanmıştı da aynı kandan bağlı olduğum kişiye karşı öfke ve nefreti hâlâ tazeydi.

Saatler önce güvenmek istiyorum derken, şimdi neden o güvenin tek zerresini görmüyordum irislerinde.

"Efsun! Bana bir açıklama yap. Sadece tek bir açıklama!" dedi olduğu yerde. Sesi o kadar sakindi ki, ama cümlelerin altında yatan o tını resmen haykırıyordu bana. İrkildim. Gözlerine odaklandıkça, bedenimin hâkimiyeti gibi ruhumun hâkimiyetini de kaybediyordum. O yüzden daha fazla tutunamadım göz bebeklerinde ve çektim bakışlarımı.

Belki de sadece kaçtım...

Sert adım sesleri dibime kadar gelirken iki elimi de uzanıp tuttu.  Sert tutuşundan ziyade ilk kez nahifti dokunuşları. Öfkeli olmasına rağmen, gözlerinde yansıttığı hislere rağmen beni incitmekten korkuyordu.

"Efsun," dedi fısıldayarak. Yutkundum. Parmaklarımda başladı ateş ve yavaş yavaş akın etti hem içime, hem de bedenime...

"Bir şey de," dedi. Bir yakarış vardı ses tonunda. Dayanamadım daha fazla ve başımı kaldırıp baktım gözlerine. Titredi çenem. Zorlukla araladım dudaklarımı.

"Bakma bana öyle," dedim gözlerinde gördüğüm öfke ile. Kimeydi öfkesi? Bana mı, yoksa Engin Karacan'a mı?

"Nasıl bakıyorum?"

Müebbet / Adaletin Keskin KılıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin