Bölüm 9 : "Ateşle Oynama"

8.6K 1.1K 3K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Kafalarınızın yine karman çorman olacağı bir bölüm ile geldim. Dilerim beğenir ve oylarınızdan beni mahrum etmezsiniz...

Multi : Cem Adrian - Kan Revan İçindeyim...

Keyifli Okumalar ❤

🔥

Bölüm 9 : "Ateşle Oynama"

"Benimle yanmayacaksan yaklaşma ateşime, ya söndür ya da birlikte kül olalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Benimle yanmayacaksan yaklaşma ateşime, ya söndür ya da birlikte kül olalım."

🔥

Göğsümü parçalayıp delecek kadar bir endişenin ortasına düşmüştüm. Korku bedenimi tutsakların içine almış, beynim ise şu anlık tüm duyulara kendini kapatmıştı. Mahkumdun şu an, bilinmezliğin ortasına...

Zifiri karanlık benliğimi hakimiyeti altına almış, yönümü kaybetmiştim. Pusulamın çarkı aniden durmuş ve ben en olmadık yerde kaybolmuştum.

Kendime gelmeliydim, bir an önce. Bunu biliyordum ama hareket edemiyordum.

Her şey bir anda olmuştu. Kapanan kapı ve ışıkların sönmesi. Ondan önce söylediğim bir cümle.

"O yüzden sen de bana geleceksin..."

Gelmiş miydi? Burada mıydı?

O an nefesimi tuttuğumu farkettim. Tenim bilinmedik bir biçimde karıncalandı. Beynim yavaş yavaş kendine gelmeye başlarken, ilk aklıma gelen bulduğum ipucu oldu.

Avuçlarımdaki boşluk beni tedirgin ederken o an ilk hareketimi yaptım. Derin bir nefes alıp koyverdim ve bir adım attım. Karanlıktı ve ben hiçbir şey görmüyordum. Cebimdeki telefonu hızla çıkarıp feneri açtım ve etrafın az da olsa aydınlanmasını sağladım. Telefonumu önümde uzatarak, kendi etrafımda tam tur attım. Etrafıma baktığımda beni tedirgin edecek bir durum yoktu.

Ama bir an önce buradan çıkmalısın diyen iç sesime de hak verdim. Burada daha fazla durmamam gerekiyordu. Telefonu ayaklarımın ucuna tutup düşen tespihi aradım ve çok geçmeden bulup aldım.

Avuçlarımda duran tespih, en büyük kanıttı. Özel yapım bir tespihe benziyordu. İncelemeyi bir kenara bırakarak hemen cebime attım.

Çıkmalıydım buradan, hem de hemen...

O yüzden ayaklarıma komut verdim ve kapıya doğru koştum. Kapının önüne geldiğimde, bir anda aklıma gelen detay ile duraksadı ayaklarım. Bu kapı nasıl kapanmıştı?

Elimi kapının demir kulbuna uzattığım an, soğukluk resmen parmaklarımı sızlattı. Kalbimin atışı daha da hızlandı.

Parmaklarımı hareket ettirdim ve kulpu yavaşça aşağı indirdim. Kapıdan gelen tık sesi ve kendime çekmem ile oluşan gıcırtılı ses yüzümün buruşmasına neden oldu. Kapıyı tamamen açtığımda, bir adım atacak ve maktülün belki de hâlâ ruhunun olduğu bu olay yerinden kurtulacaktım. Ama nedense ayaklarıma prangalar bağlanmışta, bir güç hareket etmemi engeller olmuştu.

Müebbet / Adaletin Keskin KılıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin