Merhaba sevgili okurlarım...
Uzun bir maratonun ardından 50. Bölüme geldik. Bu zamana kadar bizi gerek yorum ve oyları ile gerek olumlu eleştirileri ile destekleyen herkese teşekkür ederim. Müebbet ailesi, gün geçtikçe sizler sayesinde büyümeye devam ediyor. İyi ki varsınız ki, iyi ki varız. Her okuyucuma kucak dolusu sevgiler ve saygılar ❤
Bölüm parçaları : Cem Adrian - Seni Kaybettim
Cem Adrian - Ay GızKeyifli Okumalar ❤
🔥
Bölüm 50 : Ruhumuzun Sancıları
"Sınanmadığınız bir acı üzerine konuşmak her zaman kolaydır."
🔥
Başımda sonsuz bir ağrı vardı. Sanki birileri kafamın içine girmiş de balyoz darbelerini indirmeye yemin etmişti. Her balyoz darbesi, göz kapaklarımı ağırlaştırdığı anda acının izleri yansıyordu, suretimin her noktasına. Dayanamıyordum. Ağrıya da ağrının getirdiklerine de katlanamıyordum. Ve balyoz darbeleri durduğunda, içinde koca bir sanrı ile terk edip gitmişti beni.
Öyle ki sanrılar, kirletiyordu zihnimi...
"Üşüteceksin." Omuzlarıma konan şal ile kaldırdım başımı. Gamze'nin durgun gözleri gözlerimden ziyade etrafında turlarken, sakin adımları ile bedeni, salıncakta oturan bedenimin yanına kuruldu. Gözleri karşı boş noktayı alırken, çevirdim başımı ve baktığı boş noktaya diktim gözlerimi. Üşüdüğümü yeni yeni idrak ederken omzuma atılan şala daha çok sığındım. Bir yanda keskin baş ağrısı, diğer yanda omzuma binen sorumluluklar... Mental olarak çok fazla yorulmuştum ve bu yorgunluktan nasıl sağ çıkacağımı inanın bilmiyordum.
"Dalgınsın," diyerek durum tespiti yaptığında, görmesede salladım başımı. Hissettiğini biliyordum. Ama yine de sözlü duyması adına, "Evet," diyebildim. İnkar etmeyecektim. Sonuçta görünen köy kılavuz istemiyordu.
Karan ile o evden nasıl ayrıldım, bilemiyorum. Ceylan'ın tek tek anlattıkları ve üzerine elime tutuşturduğu not parçası, beni zihnende, ruhende bambaşka bir evrene ışınlamıştı sanki. Zihnimin odalarına dolmayan düşünceler, boş bir bulut tabakasını avucuma bırakıyordu. Ruhum ise bilinmez bir diyarda, yolunu kaybeden evsiz bir kediydi. Ne yapmam gerekiyordu? Nereye gitmem, kime sığınmam lazımdı? Bundan sonra ne olacaktı? Her şeyi bir kenara bırakmış, sadece tek bir soruda takılı kalmıştım; Bundan sonra ne olacak?
Karan beni eve bıraktıktan sonra, işleri olduğunu söyleyerek gitmişti. Yol üzerinde defalarca ne konuştuğumuzu sormuş ama benden herhangi bir cevaba ulaşamadan susmak zorunda kalmıştı. Durgunluğumu, dalgınlığımı ve en önemlisi de içimde gerçekleşen karmaşanın farkındaydı ve bu yüzden beni bir süreliğine kendi hâlime bıraktığının bilincindeydim. Biliyordu, yine dönüp dolaşıp ona gideceğimi... O da farkındaydı, o benim sahip olduğum tek akrabam ve tek limanımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müebbet / Adaletin Keskin Kılıcı
Roman pour Adolescents❤️ Genç Kurgu #1 🔥 Adaletin Keskin Kılıcı Tanrı, geceye hayat verdi ve gökyüzüne mühürledi. Ve bir kadın o gökyüzünün altında sevilmemişliğine ağladı. Ta ki bir adam kollarını açıp sarana kadar... Oysa o gökyüzünden de karanlıktı... Cemal Süreya D...