Bölüm 43 : Devrin Başlangıcı...

2K 780 498
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Keyifler nasıl? Bölümleri bu aralar o kadar çok geç attım ki telafi etmek adına size yeni bölüm ile hızla geldim. Umarım keyif alarak okuyacağınız bir bölüm olur.

Multi : Şuraya bir ateş eden Bora Suvari bırakıyorum 🔥❤

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

Keyifli Okumalar ❤

🔥

Bölüm 43 : Devrin Başlangıcı...

*Görüyor musun sevgili? Devrin ilk izlerini taşıyor gökyüzü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Görüyor musun sevgili? Devrin ilk izlerini taşıyor gökyüzü...*

🔥

Bir cümle hüküm sürmüştü odamın ortasında, kasırgalar estirmişti bedenim gibi kalbiminde odacıklarında. Cümle bir rüzgar gibi gelip geçse de etkisi geçmemiş, beni cümlenin soğukluğu ve anlamsızlığı ile bir başıma bırakmıştı. Ne demek istemişti?

Zihnimde dönüp duran cümle, bedeniminde hareket yetisini yitirmişti. Ne kadar zaman geçti, farkında değildim. O yanımdan bir rüzgar gibi gelip geçmiş, kokusu sadece odama değil burnuma ve ciğerlerime dolarak bana işkencenin en büyüğünü yaşatmıştı. O gitmişti ben ise onun bıraktığı yerde bıraktığı şekilde kalmıştım. Kalmıştım kalmasına ama kafamı kaldırmam ile bir fotoğraf karesi kendisini hatırlatmak adına gülümsemişti bana. Bende buradayım, gör ve bak bana diyordu. Nedense içimden bir ses o fotoğrafta saklanan ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen geçmişin sırları olduğunu fısıldıyordu.

"Efsun nerede kaldın!" Odama pat diye dalan Gamze sayesinde zihnimde dönüp duran düşünceleri koyverdim. Hareketsiz kalan bedenim, Gamze sayesinde işleve geçmiş, sesin etkisi ile bir çırpıda arkamı dönmüştüm. Gamze'nin elleri belinde, öfkeli gözleri ile karşı karşıya gelmiştim.

"Geç kalman yetmiyor gibi daha üstünü bile değiştirmemişsin," diyerek beni azarladığında, mahcupça gözlerimi kaçırıp yutkundum. "Diğer durumları bahsetmiyorum bile," diyerek kollarını göğsünde birleştirip tek ayağını öne uzatarak yere sakince ama sinirim hâlâ burada der gibi vurmaya başladı. Gamze'nin bu hâllerinden korkuyordum. Sinan ve Bora gittikten sonra beni büyük bir kaos bekliyordu.

"Gamze'ciğim, güzel arkadaşım..."

"Hiç bana yağcılık yapma, o yemeğe iniyorsun. Bahane istemiyorum Efsun."

"Tamam ineceğim..."

"Bak hâlâ bahane yapıyor. Ben anlamam o yemeğe inecek ve güzelce yemeğimizi yiyeceğiz." Gözlerimi devirdim.

"Tamam, geliyorum."

"Ne demek gelme..." Jeton yeni düşmüş gibi bir anda susup irice açılan gözleri beni buldu. "Geliyorum mu dedin?" diye şaşkınca sorduğunda, kollarımı göğsümde birleştirip gülümseyerek başımı salladım. O kadar bahane üreticeğimi düşünmüş olacak ki söylediklerimin bile farkına sonradan varabilmişti.

Müebbet / Adaletin Keskin KılıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin