Merhaba sevgili okurlarım... Nasılsınız?
Ülkemiz zor bir zamandan geçmekte malesef. Yitip giden canlarımız için ailelerine sabır diliyorum. O yüzden ufak bir isteğim var sizlerden #Evdehuzurvar diyor ve her birinizden yorum olarak bu paragrafa yazmanızı rica ediyorum.
Yeni bölümü merakla bekleyenler için buyrun efendim. Sizi çok fazla meşgul etmek istemiyorum. Bu bölüm için herhangi parça düşünmedim ama sizi alev alev yakan bir parça ile okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar 💙
🔥
Bölüm 10 : "Sen de kimsin?"
"Sordum Kendime... Sen kimsin?
Aldığım cevap, koca bir sessizlikti."
🔥
"Çınar."
Dudaklarımdan firar eden isim, içimdeki girdabın karanlığına sürüklendi. Acı urgan oldu ve boğazıma tutundu. Karanlığın hakimiyetine bürünen gökyüzü beni tesiri altına aldı. Dizlerim artık beni taşıyamaz oldu ve ben dakikalar önce ellerimden kayıp giden telefon gibi düştüm.
Sarsılan sadece bedenim değil aynı zamanda ruhumdu.
Olamazdı. O görüntü ona ait olamazdı.
Açılıp kapanan kapı sesini duysamda kaldıramadım başımı. Bana gelen güçlü adım seslerini işittim. Dizlerimin üzerinde sadece yeri ve titreyen ellerimi izledim. Şu an biri canıma kastetse savunmasızdım. Düşmanımın karşısında güçsüzdüm.
Pahalı spor ayakkabıları girdi görüş açıma, sonra da elleri. Esmer kemikli elleri uzandı ve dizlerimin üzerinde duran ellerime tutundu.
"Efsun," dedi merakla. Merak... Benimle oynuyor muydu? Yoksa gerçekten merak mı ediyordu? Öyle güçlü bir öfkeye sahiptim ki, hızla kaldırdım başımı ve ellerimi sertçe çektim ellerinden. Aralanan dudakları, yüzündeki şaşkınlık tablosu ile baktı bana.
Bir dizini kırmış bana doğru eğilmişti.
"Kimsin sen Bora!" diye bir çığlık kaçtı dudaklarımdan. Öyle bir denizin ortasındaydım ki, dalgaya kapılmış sürükleniyordum. Dudaklarımdan çıkan cümlelere engel olamadım. Ateşle oynama, demişti bana.
Onu, intikamın içine çekmek istemesemde her seferinde önüme sunulan gereçlerde parmağının olması beni yangının ortasına sürüklüyordu. Onlardan mıydı? Masum insanlara kıyan canilerle iş birliği mi yapıyordu?
O ise benim soruma cevap bile vermedi. Boş boş baktı yüzüme. Daha sonra kafasını eğip düşen telefonumu aldı eline. Ekranı hâlâ açıktı. Ve gördü resmi. Kaşları çatıldı, bir süre sonra hızla kaldırıp başını bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müebbet / Adaletin Keskin Kılıcı
Teen Fiction❤️ Genç Kurgu #1 🔥 Adaletin Keskin Kılıcı Tanrı, geceye hayat verdi ve gökyüzüne mühürledi. Ve bir kadın o gökyüzünün altında sevilmemişliğine ağladı. Ta ki bir adam kollarını açıp sarana kadar... Oysa o gökyüzünden de karanlıktı... Cemal Süreya D...