Ahmet kafasını çevirip bizden en uzak olan masaya yöneldi. Arkasındaki kız onun elini bırakmadan onu takip etti. Kız bizi fark etmemişti sanırım. Selin'e baktığımda ifadesiz bir şekilde o yöne bakıyordu. Kalbimde bir sızı oluşmuştu ve canım çok sıkılmıştı bu duruma."Kahvelerimizi içip kalkalım," dedim ve fincanı elime alıp dışarı bakarak bir yudum aldım. Sessizlik içinde kahvelerimizi içip hesabı ödedik. Oradan ayrılırken o yöne hiç bakmamıştık. Eve geldiğimizde sinema odasını yerleştirmeye başladık. Odada olan büyük televizyona ses sistemini bağladık. Tam karşısına yere minderleri döşeyip yan tarafına da sehpayı yerleştirdik. Her şey çok güzel görünüyordu. Selin ile burada film izleme düşüncesi beni heyecanlandırıyordu. Ama bugün alışverişte çok yorulmuştuk ve benim erken uyumam gerekiyordu. Yarın iş vardı malum. Bunun için bu planı başka bir güne erteledik. Biraz balkon keyfi yapabilirdik ama. Dolaptaki abur cuburlardan bir tabağa koyup demlediğim çaydan bardaklara doldurdum ve bunları balkonda oturan Selin'in yanına götürdüm.
"Senin moralin mi bozuk?" diye sordum karşısına otururken. Düşünceli görünüyordu.
"Moralim bozuk değil. Sadece salaklığıma üzülüyorum. Benimle birlikteyken o kızla seviş... yani şey yapmış biriyle evlenecektim az daha. Neyin inadıydı bendeki çok merak ediyorum. Niye bu kadar kendimi alçalttım?"
Modum düşerken başka yöne bakmaya çalıştım. Bana olan hislerini bilmeme rağmen Ahmet konusu açılınca kalbimde bir sızı oluşmuştu yine. Paketten bir sigara alıp yaktım. Selin de aynısını yaptı.
"Deniz," dediğinde ona baktım. "Özür dilerim."
"Ne için?"
"Sana bunları yaşattığım için. İstemeden seni kırıp üzmüşüm şimdiye kadar. Bana olan aşkını görmemişim. Aynı şekilde sen başka biriyle olsaydın ben buna dayanamazdım. Düşüncesi bile beni deli ediyordu biliyor musun?"
Yüzü üzgün bir hal alırken gözlerimin içine bakıyordu.
"Sonuçta hislerimizi bilmiyorduk özür dilemene gerek yok. Ama ben, biz her ne kadar imkansız da olsak bir başkasıyla olamazdım. Farkında olmadan beni çok kırdın evet. Çok fazla gözyaşı döktürdün belki ama ben onları unuttum bile. Şu an beraberiz ya önemli olan o benim için."
Hüzünlü bir gülümseme yerleştirip içimi eriten bakışıyla bakmaya devam etti.
"Onların hepsini telafi edeceğim. Sensiz geçirdiğim zamanları, seni ihmal ettiğim zamanları ki bu zamanlarda hep aklımdaydın, senin karşında onunla güldüğüm zamanları... O kadar pişmanım ki... Halbuki ikimizin de canı yanıyormuş."
Gözleri dolunca benim de gözlerim dolmuştu. Aklımdaki soruyu sorup sormamakta tereddüt ettim. Ahmet ile en fazla ne kadar yakınlaşmıştı acaba? Sevişmişler miydi? Bunu sanmıyordum ama yine de içten içe merak ediyordum.
"Sen bana olan aşkını itiraf ederek telafi ettin zaten. Bunları düşünme artık. Düşünmeyelim yani. Önümüzde güzel şeyler var onlara odaklanalım olur mu?" deyip gülümsedim. O da aynı şekilde gülümsedi. Sigaralarımızdan bir nefes çekip bakışlarımızı buluşturduk. O soruyu soracaktım ama çok utanmıştım şu an.
"Bir şey soracağım."
"Sor bakalım."
"Siz hiç..." deyip bir süre bekledim. "Yani Ahmet'le..."
Utançtan yerin dibine girmek istiyordum şu an. Selin merakla soruyu beklerken çayından bir yudum aldı.
"Biz hiç ne?"
Nasıl sorabilirdim ki bu soruyu. Şu an çok zorlanıyordum.
"Birlikte oldunuz mu? Yani anla işte," deyip birkaç saniye gözlerimi kapattım sanki gözlerimi kapatınca oradan yok olacakmışım gibi. Gözümü tekrar açtığım da Selin'in hafif gülümseyip bana baktığını gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT (girl×girl) (Tamamlandı)
Teen FictionUmut etmek güzeldir. İçinizdeki o küçük umut tanesini korumanız dileğiyle...